Hrant Dink Cinayeti ( Nefretin Yeni Kurbanı )
#81
Gönderim zamanı 23.01.2007 - 11:56
Sevgili arkadaşlar buraya yazdığınız yorumlar içinden çıkan 1 cümleyi alarak herkesi rahatlıkla 301'den yargılayabiliriz bunun farkındamısınız evet evet bunu yapabiliriz eğer bütün yazıyı değilde işimize gelen o 1 cümleyi kullanacak olursak.
Lütfen önce okuyun buyrun buraya malesef copylemek zorundayım çünkü kimse
Bu adam ne demek istemiş bu yazının öncesi ve sonrasıda vardır diyip 30 saniyelik bir araştırma yapmaya bile üşeniyoruz.
10/10/2005 Radikal Gazetesinde Mahkeme Sonucu ve tutanağı aynen ..
Bilirkişi: Hrant Dink suç işlemedi
Türkçe ve Ermenice yayımlanan Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 'Ermeni Kimliği Üzerine' başlıklı yazı dizisinde 'Türklüğü tahkir ve tezyif ettiği' gerekçesiyle altı ay hapis cezasına çarptırılması düşünce ve ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Gazeteci Hrant Dink, ceza almasına neden olan yazıda 'Türklüğü tahkir ve tezyif etmek' gibi bir niyetinin olmadığını açıkladı. Nitekim Şişli
2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevlendirdiği üç kişilik bilirkişi heyeti de dizi yazının 6, 7 ve 8'inci bölümleri incelendiğinde bir suç unsurunun oluşmadığı tespitini yapmıştı.
Bilirkişi heyetinin raporunu ve yazı dizisinin son üç bölümünü aynen yayımlıyoruz:
"Dava konusu yayın sanık Hrant Dink tarafından Agos gazetesinde kaleme alınan yazı dizisinin 8 numaralı yazısıdır. Bilindiği gibi bu tür yayınlara ilişkin yargılamalarda suçun tespit edilebilmesi için bütünün ve bağlamın dikkate alınması gerekmektedir. Zira kimi durumlarda tek başlarına tahkir olarak nitelendirilebilen eylemler bir bütünün içinde bu maksada hizmet etmemekte, kimi zamanlarda ise tek başına tahkir edici olamayan ifadeler bir bütünün içinde tahkir edici olabilmektedir. Bu nedenle eylemin tipik olup olmadığı ve suçun diğer yapısal unsuları bakımından yapılacak değerlendirmede bu bütünün dikkate alınması gerekmektedir. Bu kısıma ben şahsım adına bir parantez açıyorum . Tıpkı bizim bu forumda yapılanın yanlış olduğunu söylüyor sanki mahkem heyeti dimi ne tesadüf.
Sekiz bölüm de incelenmeli
Dava konusu yayın 'Ermeni Kimliği' başlığı altında yazılan bir dizi yazının içerisinde yer almaktadır. Bu dizi çerçevesinde yazar; (1) Kuşaklara Dair (7 Kasım 2003), (2) Kilisenin Rolü (14 Kasım 2003), (3) Kaç Vartan'ın Çocukları (5 Aralık 2003 ), (4) Pratik Kimliğin Teorisi (19 Aralık 2003), (5) Batı: Cennet ve Cehennem (26 Aralık 2003), (6) Ermeni'nin Türk'ü (23 Ocak 2004), (7) 'Türk'ten Kurtulmak (30 Ocak 2004), (8) Ermenistan'la Tanışmak (13 Şubat 2004) başlıklı yazıları 'Ermeni Kimliği' üst başlığı altında incelenmektedir. Bilindiği üzere milletler bakımından kimlik sorunu siyasi ve sosyolojik bir kavramdır. Milletler tanımları gereği ortak bir kültür ve amaç çerçevesinde bir araya gelmiş insan topluluklarıdır. Bu kısa tanımlamada pek çok unsur yer almamakla birlikte, ortak kültür aranan dil, din, yaşam tarzı, ortak tarih, coğrafya gibi pek çok unsuru bünyesinde barındırmaktadır. Milletlerin kimliği dendiğinde ise anılan sosyolojik ve siyasi pek çok kavramın bir bütünü, o milletin ortak değerleri ifade edilmektedir. Milletlerin kimliği kullanılan dilden tarihe, siyasi olaylardan dine, ortak amaçlardan coğrafi birlikteliğe kadar pek çok kavram ve kurumdan etkilenmektedir. Örneğin Türk kimliği dendiğinde kabul edilen dinin, yaşanan siyasal süreçlerin, savaşların, kültürün, milleti oluşturan bireylerce benimsenen ortak amaçların -ki örneğin bunlar Anayasamızın başlangıç bölümünde ifade
edilmektedir- etkisi tartışılmazdır. Milletler bakımından kimliğin ortaya konması ve ana unsurlarının belirlenmesi hayati önemdedir. Zira kimlik milletlerin varlık ve devamlılıkları bakımından son derece önemlidir. Ermeni kimliğine ilişkin sanıkça yazılan yazıda da bu bağlamda Ermeni kimliğinin bir değerlendirmesi yapılmaktadır. Bu çerçevede sanık kuşaklar arasındaki farklılıklara, farklı ülkelerde yaşayan Ermenilerin kimlik bakımından durumlarına, 1915 yılında yaşanan olaylara, Batı'ya göç eden Ermenilere, Ermenistan dışında yaşayan Ermenilerin Ermenistan'la ilişkilerine değinmektedir. Sanık bakımından kaleme alınan yazılardan sadece sonuncusu iddianamenin konusunu oluşturmaktadır.
Sanığın müsnet suç bakımından söz konusu ifadeleriyle anlatmak istediği husus tüm yazıları ardı ardına okunduğunda ortaya çıkmaktadır. Buna göre 1915 yılında yaşanan olaylar soykırım niteliğindedir. Bu olaylar Ermeni kimliğinde gerek oluşları gerekse daha sonra dünyanın ilgisizliği nedeniyle ciddi tahribatlara yol açmıştır. Sonrasında Ermeni toplumu bu olayı ayakta kalmak için kullanmış, zamanla ise bu olayların gerçekliği ve dünyaya kabul ettirilmesi bir inada dönüşmüştür. Bu inat yani soykırım ve dünyaya kabul ettirme sorunu, zamanla Ermeni kimliğinin asıl unsuru haline gelmiştir. Bu durum Ermeni kimliğine zarar vermekte ve Ermeni kimliğini tüketmektedir, sağlıksız bir ruh halinin göstergesidir.
Ermenilerin ruhsal hayatında, ulusal kimliklerinde Türk unsuru, bu anlamda -1915 olayları anlamında- ciddi etkiler doğurmaktadır ve Ermenilerin sağlıklı bir kimlik oluşturabilmeleri için bu etkiden kurtulmaları gerekmektedir. Bu kurtulma, Türklerin devlet ve toplum olarak Ermenilerin acılarını paylaştığını ifade etmesi ile mümkün olacaktır ki bu olasılığın gerçekleşmesi zor görünmektedir. İkinci yol olarak ise Ermeniler kendi kimliklerinden bu etkiyi çıkarmalıdır. Bu yol hem daha kolaydır ve yapılması gereken de budur. Ermeniler 1915'te yaşanan olayların gerçekliğinin farkındadır. Türkiye'nin ya da dünyanın bu olayları tanıması ya da tanımaması bir şeyi değiştirmeyecektir. Dolayısıyla Ermenilerin tek hedefi bu olayları Türkiye'ye ve dünyaya kabul ettirmek olamaz. Ermeni kimliğinin sağlığı başka ülkelerin soykırımı kabul
edip etmemesine bağlı olamaz. Bu yaklaşım hatalıdır. Bu hatalı yaklaşım artık terk edilmelidir. Ermeni kimliğinin oluşumu bu bağlamda Türk'e bağlı kalmamalıdır. Ayrıca Ermenilerin tüm çabalarını dünya üzerinde 'Türk'e baskı uygulamaya ve soykırımı kabul ettirmeye ayırması, kimliğin oluşumunu engelleyen bir zaman kaybıdır. Bu anlamda Ermeni dünyası kendini 'Türk'ten kurtarmalıdır. Bu yapıldığında Ermeni kimliğinde 'Türk'ten geriye kalacak boşluk sorun oluşturmayacaktır. Zira bu boşluk Ermenistan devletine gösterilecek ilgi ve devlet için harcanacak çaba ile doldurulmalıdır. Ermeni kimliğinin 'Türk'ten kurtuluşunun yolu, 'Türk'le uğraşmamaktır. 'Türk'ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni'nin Ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur. Yeter ki mevcudiyetin farkında olsun.
'Türk' ile anlatılmak istenen
159. maddede düzenlenen Türklüğü tahkir ve tezyif suçunun oluşumu için dava konusu yayında Türk kimliğine ve Türklüğe yönelik bu tahkir ve tezyifin bulunması, tahkir ve tezyifin tahkir etmek özel kastıyla yapılması ve ifadelerin düşünce özgürlüğü kapsamında yer almaması gerekmektedir. Sanık yazılarında 'Türk'ten bahsetmekte ve Ermeni kimliğindeki bu Türk olgusundan kurtulmak gerektiğini ifade etmektedir. Türklüğü tahkir ve tezyif suçunun oluşabilmesi için, Türk kimliğinin, Türklüğün tahkir ve tezyife konu olması gerekmektedir. Sanığın ifadelerinde sürekli olarak bir Türk olgusundan bahsedilmekte ve bu Türk olgusunun Ermeni kimliğini olumsuz etkilediğinden ve Ermeni kimliğinden çıkarılması gerektiği söylenmektedir. Sanığın bu Türk olgusu ile ne anlatmak istediği ise önceki yazılarından anlaşılmaktadır. Şöyle ki; sanık Ermeni Kimliği Üzerine (6) Ermeni'nin Türk'ü, Ermeni Kimliği Üzerine (7) 'Türk'ten Kurtulmak, Ermeni Kimliği Üzerine (8) Ermenistan'la Tanışmak başlıklı yazıda bir olgu olarak Türk'le neyi anlatmak istediğini ifade etmektedir. Sanığın bütün yazıları birlikte incelendiğinde yazıya konu olan Türk ifadesi ile anlatılmak istenenin 1915 olayları sebebiyle Ermeni kimliğinde yer alan anlayış ve bakış açısı olduğudur. 159. maddede düzenlenen suçun oluşabilmesi için fail Türk kimliğine, Türklüğe yönelik eylemlerde bulunmalıdır.
'Zehirl kan' ne demek?
Oysa dava konusu yayında bu yönde bir eylem bulunmamaktadır. Yayında geçen "Türk'ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni'nin Ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur" ifadeleri incelendiğinde ise ortaya çıkan sonuç sanığın Ermeni kimliğinde bir ruhsal sorun olarak ifade ettiği Türk olgusunu, yani 1915'te yaşananları Ermeni kimliğinin hayati bir unsuru olarak benimseyip, tüm çabaların ve birlikteliğin bu olgu üzerine kurulmasını, 1915 olaylarını soykırım olarak dünyaya kabul ettirme çabası ve inadından kurtulmak gerektiğini söylemektedir. Sanık daha önceki yazılarında da bu anlayış ve çabayı Ermeni kimliğini kemiren bir husus, ruhsal bozukluk ve zaman kaybı olarak nitelendirmektedir. Zehirli kan olarak ifade edilen husus, Türklük ya da Türkler değil Ermeni kimliğinde yer alan sanığın ifadesi ile hatalı anlayıştır. Tüm bu açıklamalar bir arada değerlendirildiğinde, sanığın ifadelerinin 159. maddede düzenlenen anlamda Türklüğü tahkir ve tezyif olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Bir kere ifadeler Türklere ya da Türk kimliğine yönelik değildir. Aksine ifadeler Ermeni toplumunun oluşturduğu Türk anlayışına ve olgusuna yöneliktir. İkinci olarak sarf edilen sözlerde tahkir, aşağılama, küçük düşürme, zayıflatmak anlamına gelebilecek bir husus bulunmamaktadır. Salt 1915 olaylarını soykırım olarak nitelendirmek de bu anlamda 159. maddede düzenlenen suçu oluşturmayacaktır. Ermeni soykırımı iddiaları halen tartışılmakta olup bu konuda gerek Ermenilerden gerekse Türklerden farklı bakış açıları ve görüşler ifade edilmektedir. Dolayısıyla bu açıklamalar tarihi bir
olaya ilişkin görüş açıklamalarıdır. 159. maddede düzenlenen suç tipinin tipik eylem unsurunu oluşturmadığı gibi, açıklamalar bölümünde geniş olarak ifade edilen düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındadır.
Suçun oluşumu bakımından özel kast aranmaktadır. Nitekim 159. maddenin son fıkrasında, tahkir kastıyla olmayan eylemlerden bahsedilerek bu husus açıkça düzenlenmiştir. Yukarda da açıklandığı üzere sanığın davaya konu eylemi, Ermeni kimliği üzerinedir. Ermeni kimliğinin değerlendirmesi ve eleştirisi yapılmaktadır. Doğrudan Türklüğe yönelik bir eylem bulunmadığı gibi, bu amacı ortaya koyacak bir veri de bulunmamaktadır. Dolayısıyla sanığın eylemi tipik olarak nitelendirilse dahi, suç için gerekli olan özel kast sanıkta bulunmamaktadır.
Sonuç
Sanıklar Agos gazetesi yazarı Fırat (Hrant) Dink ve sorumlu yazıişleri müdürü Karin Karakaşlı hakkında gazetenin 13.02.2004 tarihli nüshasında yer alan yazı tarafımızdan değerlendirilmiş ve aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.
Sanıklardan Fırat (Hrant) Dink tarafından yazılan yazının tam olarak anlaşılabilmesi için yazının parçası olduğu dizi tümüyle incelenmelidir. Bu inceleme sonucunda dava konusu yazıda yer alan ifadelerin 159. maddede düzenlenen Türklüğü tahkir ve Tezyif suçunun tipik eylem unsurunu oluşturmadığı, ayrıca eylemde suçun oluşumu için gerekli olan tahkir ve tezyif özel kastının bulunmadığı, 5187 sayılı yeni Basın Kanunu'nun cezai sorumluluğu düzenleyen 11. maddesi cezai sorumluluk bakımından eser sahibinin sorumlu olduğunu, ancak eser sahibinin belli olmaması veya yayım sırasında ceza ehliyetine sahip bulunmaması ya da yurtdışında bulunması nedeniyle Türkiye'de yargılanamaması veya verilecek cezanın eser sahibinin diğer bir suçtan dolayı kesin hükümle mahkûm olduğu cezaya etki etmemesi hallerinde sorumlu yazıişleri müdürünün sorumluluğuna gidilebileceği hükmüne yer vermektedir. Bu nedenle Agos gazetesi sorumlu yazıişleri müdürü olması sebebiyle sanıklar arasında yer alan Karin Karakaşlı'nın durumunun bu hüküm çerçevesinde yeniden değerlendirilmesi gerektiği sonuçlarına ulaşılmıştır."
Eğer iyice yorum yapmak istiyorsanız bu yazının tamamını okumanız için buyrun link burda.
http://www.radikal.c...?haberno=166485
#82
Gönderim zamanı 23.01.2007 - 12:02
demiyor, tersine Türk düşmanlığı ile zehirlenen kan Ermenindir diyor.
Dink yanlı bir yargılamanın, toplu linç anlayışının bedelini ödedi.
Adamı tanımadan, yazılarını okumadan, kulaktan dolma bilgilerle,
kendi zihniyetine göre Ermeni düşmanlığı ile onu yargılayanların
anlayışıyla sloganlaşmış yaftalar piyasada dolaşıyor ve insanlar da
bu bilgileri doğru kabul edip onu düşman belliyor. Ülke gündemini
takip etmeyenler sonra kalkıp bu kötü şu iyi derken kendilerine
dönüp bir daha bakmalılar, eksik, yanlış bilgilerin sonucu ağır oluyor.
#83
Gönderim zamanı 23.01.2007 - 13:00
Alıntı yaptığım yerde Radikal'den alınmadır..Ve doğal olarak bu cümleyi görüpte sinirlenmeyecek bir Türk olduğunu sanmıyorum.Bahsi geçen cümlenin ''Ermenilerin kimliğinde'' geçtiğini okuduktan sonra biraz daha yumuşadım. Ancak bu tarz bir cümlenin bazı kesimler tarafından işte böyle yanlış anlaşılması sonucu bu cinayet işlenmiştir..O yüzden daha dikkatli kelimlere seçebilirdi kendisi..
Birde kendisinin az önce bir röpotajını okudum..Röportajda ''ermeni soykırımı üzerine'' verdiği cevap çok politik gibi geldi bana..Aynen şöyle diyor röportajda :
"Soykırım var mı diye sorarsanız, Reuters'e verdiğim cevabın aynısını veririm. Ben sizi incittiğini bildiğim için soykırım kelimesini kullanmam. Ama olayın kendisini çok net olarak siz anlatmaya çalışırım. Anlatmaya çalıştığım da şu: Orada 4 bin yıllık bir halk vardı ve artık yok..''
Gerisinde de bir sürü şey söylemiş ama biraz kibarlaştırarak siz halkımı katlettiniz yorumu var gibi..Ermeni soykırımı vardır diyemiyor açıkça çünkü bu ülkede doğmuş büyümüş..Benim röportajından anladığım bu..301'i 159'u falan tartışacak değilim..Çünkü hiç anlamam.
Kadın,erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından değil...
Öyle olmuş olsaydı,ezilirdi..
Erkeğin başından da yaratılmadı,üstün olmasın diye..
Ama göğsünden yaratıldı,eşit olsun diye;
....kolun biraz altından,korunsun diye...
Kalp hizasından yaratıldı SEVİLSİN diye..
* * *
Kimlik gizli, hayaller gizli ve ben de gizli...
Susuyorum..
Ve seni sevdiğimi kimselere söylemiyorum..
(Böyle kalsın. Kimin değiştirdiğini anlarsın senn)
#84
Gönderim zamanı 23.01.2007 - 13:02
Değişiklikler Kaydedildi...
#85
Gönderim zamanı 23.01.2007 - 13:19
gerek.
cocukların yanlış yetiştirilmesinden dolayı yaptırdığı yurt kapatılmış..
bazı şeyleri ne kadar üstü kapalı bi biçimde söylesede anlatmak istediği çok açık gibime geliyor.
düşüncelerinden dolayı öldürülmesi hiç iyi değil,özellikle türkiye için iyi değil..
ama böyle açıklamalar böyle hakaret edici sözler söylendikçe ne kadar yanlış olursa olsun bu tip ölümler devam edicektir..
allah'tan rahmet dilemekten başka hiç bişey yok.. bu ölümün ne kadar yanlış olduğu herkez tarafından zikr edilsse bile hiç bi şekilde değişim olmıycağı kanaatindeyim..
αятıк ηє ∂υαмѕıη ηє ∂є вє∂∂υαм..
#87
Gönderim zamanı 23.01.2007 - 14:59
not: bazıları utanmasa bağnazlıkla suçlayacak neredeyse ben ve benim gibi düşünenleri.. yazık diyorum.. silkelen ve kendine gel TÜRK genci.. tarihini unutma.. sahip çıkmak istiyorsan eğer Hrant dink'ten önce sahip çıkacağın çok insan var..
...
#88
Gönderim zamanı 23.01.2007 - 15:22
Kadın,erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından değil...
Öyle olmuş olsaydı,ezilirdi..
Erkeğin başından da yaratılmadı,üstün olmasın diye..
Ama göğsünden yaratıldı,eşit olsun diye;
....kolun biraz altından,korunsun diye...
Kalp hizasından yaratıldı SEVİLSİN diye..
* * *
Kimlik gizli, hayaller gizli ve ben de gizli...
Susuyorum..
Ve seni sevdiğimi kimselere söylemiyorum..
(Böyle kalsın. Kimin değiştirdiğini anlarsın senn)
#89
Gönderim zamanı 23.01.2007 - 15:33
öldürldü -peki şimdi sıra kimde sayın vatan perver milliyetciler
sayın Dink hayatayken yapamadıgını öldügünde cenaze töreninde yaptı
türkiye bir bütündür Türk Kürd Ermensiyle lazıyle cerkeziyle
bü ülkede yaşayan herkes Tc vatandaşıdır kimseinn bu bütünlügü
bozamaz . İnsan katlede bilirsiniz öldürübilirsinz ama
Sevgiyi Öldüremesiniz ....
#90
Gönderim zamanı 23.01.2007 - 15:46
Milliyetçiyiz ve bu ülkedeki herkesin kardeşliğini savunuyoruz. Biz hiç kimsenin kanına zehirli falanda demiyoruz üstelik!
Öldüğüne üzülüyorum; üzülme nedenim Türkiye'ninm imajı söz konusudur hepsi bu...
...:--------------------------------------------------------:...
BİTTİ!
CAN_i
...:--------------------------------------------------------:...
#91
Gönderim zamanı 23.01.2007 - 15:54
AMa şuna bakınki,bazılarının cenazeleri canlı yayınlarla gösteriliyor..Öldürlen bir gazeteci olduğu için medya bu kadar abartıyor bence..
Kadın,erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından değil...
Öyle olmuş olsaydı,ezilirdi..
Erkeğin başından da yaratılmadı,üstün olmasın diye..
Ama göğsünden yaratıldı,eşit olsun diye;
....kolun biraz altından,korunsun diye...
Kalp hizasından yaratıldı SEVİLSİN diye..
* * *
Kimlik gizli, hayaller gizli ve ben de gizli...
Susuyorum..
Ve seni sevdiğimi kimselere söylemiyorum..
(Böyle kalsın. Kimin değiştirdiğini anlarsın senn)
#92
Gönderim zamanı 23.01.2007 - 16:00
bende guruslerımı dıye getırdım...
#93
Gönderim zamanı 23.01.2007 - 16:02
#94
Gönderim zamanı 23.01.2007 - 16:05
Hem ermenilerin bu cinayeti işlettirmedikleri ne malum??Hazı Soykırım iddiaları yine hararetlenmişken,belkide daha çok tetiklemek içindi..Sonuçta bahsettiğiniz kişi,Türkiye aşığıymış..Aşırı milllyetçi ermenilerde bu cinayeti işlettirmiş olabilir..Hiç böyle düşündünmü???
Kadın,erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından değil...
Öyle olmuş olsaydı,ezilirdi..
Erkeğin başından da yaratılmadı,üstün olmasın diye..
Ama göğsünden yaratıldı,eşit olsun diye;
....kolun biraz altından,korunsun diye...
Kalp hizasından yaratıldı SEVİLSİN diye..
* * *
Kimlik gizli, hayaller gizli ve ben de gizli...
Susuyorum..
Ve seni sevdiğimi kimselere söylemiyorum..
(Böyle kalsın. Kimin değiştirdiğini anlarsın senn)
#97
Gönderim zamanı 23.01.2007 - 16:30
...
#98
Gönderim zamanı 23.01.2007 - 17:18
Şimdi türklüğe hakaret ettiği için 301'den mahkum da edilmiş denmiş ya..
En çok buna güldüm.Neden mi..?Bu ülke yasalarını yönetmeliklerini, haklarını vs az buçuk bilen herkes daaankk'ın da dediği gibi en ufak bir cümleden bile 301'den dava açılmasına ve mahkumiyetie varabileceğini bilir. Bu sebeptendir ki, yıllardır 301 kaldırılsın diye çeşitli mücadeleler yapılmaktadır ve hatta şu anda AB giriş vizesinin önünde duran engellerden biridir.(AB için değişeceğine hiç değişmesin ayrı konu).
Pek çok sevdiğimiz tanıdığımız yazar, gazeteci,şair 301'den yargılanmış, mahkum edilmiştir.İlgilenenlere tabi...
Hatta çok daha tanıdık bir örnek vereyim.yanlış hatırlamıyorsam(tekrar araştırmakta fayda var tabii de nolur nolmaz) okuduğu bir şiir nedeniyle ülkenin rejimin yıkma niyeti vs.. şeklinde 301'den mahkum olmuş bir kişi, şu anda Başbakanlık yapıyor bu ülkede...
Bir ülkede her türlü sorun aşılabilir ancak çözülemeycek, önüne geçilemeycek en büyük düşman; cehalettir unutmayalım..
Hepimiz bu topraklarda doğduk büyüdük...Onlar diye ayrıma tabi tuttuğunuz kişilerde de kan kemik vs var bizde de..Bizi onlardan ya da onları bizden üstün tutan tek bir şey bile yok...
In the end, it's not the years in your life that count.
it's the life in your years..
#99
Gönderim zamanı 23.01.2007 - 18:40
301'inci maddenin eski numarası 159 muş.
Recep Tayyip Erdoğanın Yargılandığı madde ise 312/2. Benzer ifadeler olmasına rağmen tamamen farklı maddeler
#100
Gönderim zamanı 23.01.2007 - 19:12
Hepimiz bu topraklarda doğduk büyüdük...Onlar diye ayrıma tabi tuttuğunuz kişilerde de kan kemik vs var bizde de..Bizi onlardan ya da onları bizden üstün tutan tek bir şey bile yok...
doğrudur. benim ailemde de ermeni var. anadolu kültürü, havası suyu... ne derseniz deyin, bizden zerre kadar farkları yok. kültür dahi %90 aynı. aynı ataerkil aile yapısı. erkek kodumu oturtur cinsinden yani sadece dinlerimiz farklı desek sanırım yeterli olur. bu topraklar ne kadar bizimse o kadar da onların diyorum ben.
bir de saptama yapmak istiyorum. rahmetli dink, ne kadar türk toplum ve devleti ermenilerin 1915 acılarını paylaşmaları bu sorunu ortadan kaldırır dese de, ortada bir diaspora gerçeği var. onların amacı intikam, tazminat ve toprak. zaten dink' i diaspora da sevmemişti. sanırım en çok ta onlar sevindi.
Benzer Konular
Konu | Forum | Konuyu Açan | İstatistikler | Son Mesaj Bilgisi | |
---|---|---|---|---|---|
iPhone 11 ne kadar? iPhone 11 (Yeni telefon) özellikleri CNN TÜRK’te |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Yeni iPhone'ların ekranında çentik olmayacak |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Apple, son bombasını duyurdu: İşte yeni Mac Pro |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Çin genetiği değiştirilmiş yeni bir pirinç türü geliştirdi |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Sosyal medyanın yeni kabusu… Sahte banka dolandırıcılığı |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
38 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 38 ziyaretçi, 0 gizli