






Ayasofya Izlenimlerim..
Posted by
suheda
,
14.12.2009
·
594 views
Yıllardır hemen her yıl İstanbul'a giderim,hatta senede bir kaç kez gittiğimde olur sayısız akraba,dost,arkadaş var üstüne üstlük kendi evimizde var..
İstanbul'un nerdeyse gezilip görülecek her yerini bilirim hatta defalarca gördüğüm yerleride mevcuttur.
Fakat nedense bir türlü nasip olmayan Ayasofya'yı bu yıl ilk kez görme şansım oldu.
Amanin o nasıl bir eserdir öyle,alt çenem yere yapıştı resmen gördüğüm ihtişam karşısında,ben ki Türkiyeyi neredeyse karış karış gezmiş biriyim.
Ama itiraf ediyorum gördüğüm tarihi mekanlar içerisinde en muhteşemi Ayasofya..
O sütünlar,o mermerler,lambalar,mozaikler işlemeler..
Birde kardeşim elalemin adamı çalışmış didinmiş yapmış sen kalk o mozaiklerin üstünü sıvayla ört,
sanki ona benzer bir eser inşa edecek gücün yok..
Neymiş efendim Camii yapmışlar orayı fetihten sonra,gerçi Fatih eserdeki mozaikleri tahrip etmemek için oldukça ince bir sıvayla kapattırmış ama..ama....
Bunu sorgulamakta istemiyorum mutlaka Fatih'in siyasi bir düşüncesi vardı bunu yaparken..
Düşünsenize yüz yıllar (15 yüzyıl)boyunca katedral olarak hizmet vermiş bir yer.
Müze içerisinde kilise konumunu değiştirip Camiye benzetmek için bir sürü ilaveler yapılmış,Mimber,Mevlit balkonu,vaaz kürsüsü gibi ama tüm bunlara rağmen eser kiliselere özgü kasvetli görüntüsünde sıyrılmamış buram buram katedral kokuyor.
Alt katta mevcut olan terleyen sutun adı verilen parmağınızı sokup dilek tuttuğunuz bir yer var ki yapının en çok ilgi gören yeridir diyebilirim.Evet tabiki gitmişken bende parmağımı sokup dilek tuttum
yanımdakilerin "domuz gribi salgını var herkesin elini soktuğu yere elini sokma"uyarılarına aldırmadan.
Yapının üst tarafına çıkmak için Arnavut kaldırımı şeklinde döşenmiş bir rampayı tırmanmak zorunda kalıyorsunuz,bu kısım böyle yapılmasının sebebiyse imparatoriçenin tahtıyla sarsılmadan rahatça taşınabilmesi içinmiş,bakarmısınız
sırf bu yüzden merdiven değilde rampa inşa etmiş adamlar..
..Ve o imparatoriçe ile onu taşıyan şuan aynı yerde toprağın altında..
Gözünü sevdiğimin ölümü nasılda adilsin..
Sigara kullanmanın verdiği acizlikle
zor bela tırmandığım rampadan sonra üst kata çıktık,kardeşim biz imparatoriçe değiliz ki birileri tahtımızla taşıyıp çıkartsın..
Üst kat balkonları müzenin tamamına hakim muhteşem bir görüntüye sahip bir tek kötülüğü tadilat için yerleştirilmiş kubbeye dayalı çelik iskele,ciddi anlamda göz zevkini bozuyor..
Neyse uzatmaya gerek yok,İstanbul da yaşayanların çoğu görmüştür mutlaka ama görmeyenler için defaatle söylüyorum ki Ayasofya'yı görünüz efendim müze kartı olmayanlar hemen girişte tedarik etsinler,aynı paraya bir müzeyi gezeceğinize bir yıl boyunca her müzeyi görme şansınız var çünküü...
Suheda
İstanbul'un nerdeyse gezilip görülecek her yerini bilirim hatta defalarca gördüğüm yerleride mevcuttur.
Fakat nedense bir türlü nasip olmayan Ayasofya'yı bu yıl ilk kez görme şansım oldu.
Amanin o nasıl bir eserdir öyle,alt çenem yere yapıştı resmen gördüğüm ihtişam karşısında,ben ki Türkiyeyi neredeyse karış karış gezmiş biriyim.
Ama itiraf ediyorum gördüğüm tarihi mekanlar içerisinde en muhteşemi Ayasofya..
O sütünlar,o mermerler,lambalar,mozaikler işlemeler..
Birde kardeşim elalemin adamı çalışmış didinmiş yapmış sen kalk o mozaiklerin üstünü sıvayla ört,

Neymiş efendim Camii yapmışlar orayı fetihten sonra,gerçi Fatih eserdeki mozaikleri tahrip etmemek için oldukça ince bir sıvayla kapattırmış ama..ama....
Bunu sorgulamakta istemiyorum mutlaka Fatih'in siyasi bir düşüncesi vardı bunu yaparken..
Düşünsenize yüz yıllar (15 yüzyıl)boyunca katedral olarak hizmet vermiş bir yer.
Müze içerisinde kilise konumunu değiştirip Camiye benzetmek için bir sürü ilaveler yapılmış,Mimber,Mevlit balkonu,vaaz kürsüsü gibi ama tüm bunlara rağmen eser kiliselere özgü kasvetli görüntüsünde sıyrılmamış buram buram katedral kokuyor.
Alt katta mevcut olan terleyen sutun adı verilen parmağınızı sokup dilek tuttuğunuz bir yer var ki yapının en çok ilgi gören yeridir diyebilirim.Evet tabiki gitmişken bende parmağımı sokup dilek tuttum

Yapının üst tarafına çıkmak için Arnavut kaldırımı şeklinde döşenmiş bir rampayı tırmanmak zorunda kalıyorsunuz,bu kısım böyle yapılmasının sebebiyse imparatoriçenin tahtıyla sarsılmadan rahatça taşınabilmesi içinmiş,bakarmısınız

..Ve o imparatoriçe ile onu taşıyan şuan aynı yerde toprağın altında..
Gözünü sevdiğimin ölümü nasılda adilsin..
Sigara kullanmanın verdiği acizlikle

Üst kat balkonları müzenin tamamına hakim muhteşem bir görüntüye sahip bir tek kötülüğü tadilat için yerleştirilmiş kubbeye dayalı çelik iskele,ciddi anlamda göz zevkini bozuyor..
Neyse uzatmaya gerek yok,İstanbul da yaşayanların çoğu görmüştür mutlaka ama görmeyenler için defaatle söylüyorum ki Ayasofya'yı görünüz efendim müze kartı olmayanlar hemen girişte tedarik etsinler,aynı paraya bir müzeyi gezeceğinize bir yıl boyunca her müzeyi görme şansınız var çünküü...
Suheda