bu konuya 125 yanıt verildi

[kardelen]

Kimin nerede olduğunu soruyorsun Atmaca?
Yargısız infaz yapmamam seni rahatsız mı etti!Yazdıklarım gerçek!

[aTMaCa]

Hakan Uzan ve Kemal Uzan

[kardelen]

Hakan ve Kemal Uzan bilinmiyen bir yerdeler!
Geçenlerde İngilizler, Uzanların yerini tespit etmişti!Bu bilgiyi gizlice Türk Hükümetine vermişler fakat bu bilgi birdenbire internete sızmış!Bana göre bu bilgiyi sızdıran AKP'dir!Belkide Uzanlara kaç mesajı vermek istiyorlar!AKP,Uzanların ortaya çıkmasını istemiyor!

[aTMaCa]

Niçin bilinmeyen bir yerlerdeler? neden kaçıyorlar?

[kardelen]

Siyasi komploya kurban gitmemek için!

[aTMaCa]

peki....

bağımsız yargı tarafından suçlu bulundularm?ı

[kardelen]

Davalar sürüyor!

[aTMaCa]

tutuklama kararı çıktımı?Davları sürüyorsa ve suçsuzlarsa neden kaçarak kendilerini suçlu duruma düşürüyorlar?

[kardelen]

Çünkü AKP kafalarına göre yasa çıkarıyor!Hukuka ve anayasaya uygun olmayan yasalar çıkartılmıştır!

[aTMaCa]

adamlar "Türkiye" yargısı tarafından suçlu bulunmuş bunun daha tartışılacak yanı yok.Yarın yargı Cem UZAN'ıda suçlu bulur onada o buna uygun değil bu buna uygun değil dersin.

O zaman buyur cevap ver UZANLAR'ın suçlu olup olmadığına kim karar verecek? yargımı? senmi?

[kardelen]

Dava sonuçlanmadı ki sen hangi yargı karardan bahsediyorsun?

[aTMaCa]

----HÜRRİYET---
Hürriyet-Kırmızı Bülten'le aranan Hakan Uzan Singapur'da
Interpol'ün 6 aydır tüm dünyada aradığı Hakan Uzan, Singapur'da 4 korumasıyla alışveriş yaparken kameralara yakalandı

---RADİKAL---
Kırmızı bültenle aranan Hakan Uzan'ın firari yaşamını sahte Ürdün pasaportuyla sürdürdüğü ortaya çıktı. Pasaporttaki bilgiler de sahte
İmar Bankası soruşturması kapsamında yaklaşık 18 aydır uluslararası düzeyde kırmızı bültenle aranan Kemal Uzan ve oğlu Hakan Uzan'ın Ürdün maceraları bitmek bilmiyor. Soruşturma başlar başlamaz Türkiye'yi terk eden Kemal Uzan'ın Ürdün'e geçtiği ve firari yaşamını burada sürdürdüğü saptanmıştı. Babası gibi firar eden Hakan Uzan'ın ise üs olarak Ürdün'ü kullanmakla birlikte Uzakdoğu ve Avrupa ülkelerine sık sık gidip geldiği belirlenmişti.

---HÜRRİYET----
Polis, Cem Uzan’ın da gözaltına alındığı son operasyonda, hortumlanan İmar Bankası’nın bugüne kadar bulunamayan karar defterini ele geçirdi.

---YARGI HABERLERİ---
İmar Bankası davasında hâkim 'Paralar nerede?' dedi. Yanıt, 'Bankanın açığı vardı. Paralar bilançonun içindedir' oldu. Bankanın eski genel müdürü, hayali bonolar için 'Yerine konulacaktı ama çok talep olunca kontrolden çıktı' dedi..
'Tutukluyum, unutmuşum'
Başaran'ın bazı sorulara "İlgili arkadaşlar sunacak" şeklindeki yanıtı Mahkeme Başkanı Mustafa Akın'ı kızdırdı. Akın "88 yılından beri bankanın genel müdürüsün nasıl hiçbir şey bilmiyorsun? Burada genel müdür gibi davranıyorsun" diyerek uyardı. Başaran "Altı aydır tutukluyum. Unutmuş olabilirim" deyince Akın, "Altı aydan beri düşünüp davaya konsantre olacaktın" şeklinde konuştu.
Akın'ın "Paraları ne yaptınız?" sorusuna ise Başaran, "Birikmiş zararı gösterebilmek için mevduat düşük gösterilerek dengeleniyordu. Kimsenin zimmetine geçmiş tek kuruş para yok. Katrilyonluk açıkta banka zararı var. Bankanın açığı vardı. 3 Temmuz 2003 tarihli bilançoda 6.5 katrilyon görülecektir. Bu paralar bilançonun içindedir" diye yanıt vererek borcun topluma değil, Uzan Grubu'na ait olduğunu söyledi. Akın'ın, "Şu anda toplum ödüyor" sözleri üzerine Başaran, "Sermaye konularak bu açığın kapatılmasını bekledik" dedi

[aTMaCa]

Uzan
İmparatorluğu

Hilenin, dolandırıcılığın ve şantajın son imparatoru Kemal Uzan, Milliyet gazetesi'nin de belirttiği gibi "sessiz"liğin içinde yolunu bulmaktadır. Onun "sessizliği" sadece yaptığı yasadışı işlerden kaynaklanmaz; o, aynı zamanda ülkemizdeki her türden gerici ve karşı-devrimci yayınların perde arkasındaki kişidir.
Hikayesinin ayrıntıları kendisinde gizliyse de, ilk faaliyetinin müteahhitlikle başladığı bilinmektedir. Ülkemizde müteahhitlerin gerçek kazançlarının devlet ihalelerinden çaldıkları inşaat malzemelerinden geldiği gibi, Uzan'larında ilk kazançları buradan gelmiştir. Ama Kemal Uzan kazancını "en kârlı" alan olan basında değerlendirmeye karar vermesi, gelecekteki niyetlerinin açık belirtisiydi.
Basına yaptığı ilk yatırım Yeni İstanbul Gazetesi'ni satın almak şeklinde oldu. Gerici, ama aynı oranda devletçi yayınlara "özel" ilgisi olan Kemal Uzan 1980 sonrasında ise, Şevket Rado'nun Hayat ve Ses dergilerini satın aldı. Ama bunların yanında Basıntaş, Basın Sanayi Lmd., Doğan Kardeş Matbaacılık gibi şirketlerini de saymamak olmaz
Şüphesiz tek başına "gazete-dergi" satın almak çdemokratik" bir ülkede fazla şaşırtıcı değildir! Üstelik kişi bu yayınlar aracılığıyla istediği kişiler hakkında yayınlar yapabileceği için "kamuoyunun demokratik oluşumuna" da katkıda bulunacaktır!
Ama Kemal Uzan'ı ne demokrasi, ne de kamuoyu ilgilendirir. Onun tek istediği kendisinin müteahhitlik faaliyetlerinde engeller çıkaran ya da çıkaracağını varsaydığı kişileri bu yayın organlarının "diline düşürme" tehditi ile etkisizleştirmektir.
T. Özal ailesi ile kurduğu ilişkiler sonucu basından televizyonculuğa -"çağın gereği olarak"- atlayan Uzan, oğul Uzan aracılığıyla basın dünyasında elde ettiği "deneyimini" geliştirdi. Star-1 adı ile yayına başlayan, son olarak İnterStar olan televizyonu ile kişi ve kurumlara yönelik şantaj faaliyetlerini yaygınlaştırdı. Hemen hergün Star-1 televizyonunda birileri tehdit ediliyor ya da kamuoyunda kötüleniyordu. En büyük "çıkışını" SHP'li İstanbul Belediye Başkanı Nurettin Sözen'le yapılan, ama yayınlanmayacağına söz verdikleri söyleşiyi ana haber bülteninde montajsız olarak yayınlamakla yaptı. Nurettin Sözen'in en büyük "günahı" ise, 82 Anayasası'na göre bile yasadışı olan televizyonun yol üzerine dikilmiş çanak antenine belediyenin bir çöp kamyonunun hafifce çarpmasıydı. Bu Uzanlar için bulunmaz bir fırsattı. Bunu bahane ederek İstanbul Belediyesi'nin çeşitli inşaatlarda bulduğu yolsuzlukları örtbas edebilecekti. (Tabi bunu sadece kendilerinin değil, tüm müteahhitlerin çıkarına uygun olduğunu söylemeye gerek yoktur.)
Bu olaydan sonra Star-1 televizyonu aracılığıyla Uzanların değişik kişiler hakkında hazırladıkları şantaj dosyaları günlük basına da yansıdı. Henüz tüm basını satın almamış olduğundan ve de aynı alanda rakibleri bulunduğundan bu gelişmeyi engelleyemedi.
Tam bu sırada "baba" Demirel imdadına yetişti. Star-1 televizyonunda hissi olan Ahmet Özal'ın devreden çıkartılması karşılığında "baba" ile anlaştılar.
Star-1 televizyonunun Genel Koordinatörü Yekta Okur'un bir trafik kazası geçirerek "hakkın rahmetine kavuşması" bile Uzan ailesininin yaptıklarından duydukları kokuyu, paranoyak bir biçimde açığa vurdu. Sıradan bir trafik kazasında bile "düşman parmağı" arayan paranoyak aile, çaldığı inşaat malzemeleri sonucu ilk maç sırasında çöken Ali Sami Yen kurbanlarını belki de anımsamıyordu.
Şantajda uzmanlaşan Uzanlar, diğer taraftan inşaat sektöründe gözle görülmeyen gelişmelere sahiptir. Aldığı devlet ihaleleri arasında çöken Ali Sami Yen stadyumu dışında Akdeniz olimpiyatları için İzmir Halkapınar tesislerinin inşası da bulunmaktadır.
Öte yandan 1980 sonrasında 12 Eylül askeri darbesi ile zafer kazandığını sanan oligarşinin en önde gelenlerinden Koç ve Sabancı'nın "zafer anıt"ları gibi yükselen iş merkezlerinin inşaatını da yapan Uzanlar olmuştur.
Yine Özal'ın "özelleştirme" uygulamaları sırasında devletin çimento fabrikalarının beşi Fransızlara satılırken, Uzanlar ancak iki çimento fabrikasıyla (Trabzon ve Gaziantep) yetinmek zorunda kaldılar. Ama bir kez tanrısı Uzanlara "yürü kulum" demişti ve onların bunlarla yetinmesi beklenemezdi.
1993'e girerken Uzan ailesinin en büyük vurgunu Çukurova Elektrik ile Kepez Elektrik'in devlet hisselerinin satın alınmasında yaptı. Sabancıların da talip oldukları söylentileri arasında bu iki şirketteki devlet hisseleri Uzanlara satıldı.
Gazetelerde yer aldığı gibi, Uzanların ilk yaptıkları iş Çukurova Elektrik'in hisselerini borsada "değerlendirmek" oldu.
Hisse Senetleri Borsası, daha önce ortak oldukları Ahmet Özal ve anası Semra Özal'ın "bir koyup çok aldıkları" yer olarak Uzanlara yabancı değildi. Gazetelerde yazıldığı gibi, borsada Çukurova ve Kepez Elektrik hisseleriyle oynayarak "iki günde" 75.000.000.000 T.L. kazanmadan duramadılar.
Daha Star-1'in kuruluşunda "yasal boşlukları" değerlendirmeyi T. Özal'dan öğrenen Uzanlar bu bilgilerini şimdi kendileri için kullanmayı sürdürürken, T. Özal'ı unutmuş görünmektedirler
Ve son icraatları Çukurova Elektrik'in yönetimini ele geçirmek için çevirdikleri dolaplardır. SPK'nun Sermaye Piyasası yasasının boşluğundan yararlanmalarına söyleyebilecek sözleri olmadığını en iyi Uzanlar biliyordu.
Şimdi yaptıkları Çukurova Elektrik'in halka satılmış olan hisselerinin Genel Kurul'daki oy haklarını satın almaktan ibarettir. (Ama bu olay da, görünüşte "halka açık" bir şirketin "demokratik ve usüllere uygun" Genel Kurul'u aracılığıyla kapitalistin "baba mülkü" olarak nasıl kullanıldığını, kapitalist bir şirketin hiçbir zaman hisse senedi satışlarıyla halka ait olamıyacağını -Uzanlar sayesinde- bir kez daha göstermiş olmaktadır.)
Uzanların ellerine geçirdikleri İmar Bankası ve Adabank ile küçük esnaf ve sanayiciyi nasıl iflaslara sürüklediğini bilmeyen yoktur. Yüksek faizle topladıkları mevduatı, ülke içinde ve dışında her türlü işte kullanmaları, yine de basına duydukları "özel" ilgiyi engellememiştir. Hasan Cemal ve Osman Uluagay aracılığıyla Cumhuriyet gazetesini ele geçirme operasyonu DYP-SHP koalisyonuna verilmiş bir taviz olarak yarım kaldıysa da, Cumhuriyet gazetesi İmar Bankasının tefeci faizleriyle kapanma noktasına doğru sürüklenmesi onların sayesinde olmuştur.İşte Uzanların kısa yaşam öyküleri.
Oligarşinin 12 Mart darbesiyle palazlanan Transtürk gibi, Uzanlar da 12 Eylül darbesinin palazlandırdığı ailelerin başında gelmektedir. I. ve II. Erim hükümetlerinin yaptığını, bu kez I. ve II. Özal-ANAP hükümetleri yapmıştır. Ama bir farkla: Uzanlar 12 Eylül darbesinin doğrudan uzantısı olan ANAP'ın ve politikalarının uzantıları olmuşlardır.
Uzanlar, 12 Eylül sonrasında toplumu saran yolsuzluğun, rüşvetin, şantajın, çürümenin, yüzsüzlüğün, kısaca her türden ahlâki çürümenin simgesidirler

[aTMaCa]

Kemal Uzan'a rüşvet davası
Kemal Uzan hakkında bilirkişilere rüşvet vermek suçundan 18 yıl, rüşvete aracılık eden ve alanlar hakkında ise 10'ar yıl hapis istemi ile dava açıldı. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından istenilen belgelerin yönetimdeki Uzanlar tarafından verilmemesi ve imtiyaz sözleşmelerine uyulmaması nedeniyle Çukurova Elektrik A.Ş.'ye (ÇEAŞ) 2003'de Enerji Bakanlığı'nca el konuldu. SPK'nın incelemesinde, Kemal Uzan'ın, ÇEAŞ'ın toplam aktiflerinin değeri için açılan tespit davasının bilirkişilerine Berke Barajı Proje Müdürü Mehmet Başar aracılığı ile 3'er milyar lira rüşvet verdiği belirlendi. SPK suç duyurusunda bulunurken Adana Cumhuriyet Savcılığı, Kemal Uzan, Başar ve 4 bilirkişi hakkında, dava açtı.

[aTMaCa]

Çok özür dilerim çok çok büyük bir yanlışlık yapmışım dava bitmeden UZANLARI suçlu duruma düşürdüm...

Siyasi bir koploya kurban gitmemek için tüm dünyadan kaçıyorlar.Herkes yalan söylüyor,herkes Uzanlara b.k atıyor,hepsi yargıda çıkacak dimi.

[kardelen]

İşte yanlış yaptığını sende kabul ettin!Bunlar yargı kararı değil!
Verdiğin kaynaktaki haberlerde Cem Uzanla arası hiç iyi olmayan Aydın Doğanın yazılı basınına aittir!Pek çok kez gerçek dışı yazılarından dolayı bu gazetelere tekzip gönderilmiştir!
Zamanında Recep Tayyip Erdoğanlada böyle uğraşıyorlardı!Hakkında neler yazıldı!
Şimdi aleyhinde yazı yazanlarla yan yanalar!Sık sık onlarla beraber oluyor!Bu nasıl bir iş!
Fatih Altaylı'nın Recep Tayyip Erdoğan Hakkında yazdıkları!
Tarih:26 Nisan 2002
http://www.hurriyeti...d~120092,00.asp

[aTMaCa]

ben yanlış bi şey yazdığım zaman çok şükür "pardon" demesini biliyorum....

ok. onada eyvallah Aydın DOÐAN yalan haber yapmıştır.Zamanında RTE içinde yapmıştır.Hakkında yalan haber yapılan kişilerden sanki yazılanlar doğruymuş gibi yurtdışına kaçanlar oldumu.mesela RTE hakkında yapılan yalan haberlerden sonra RTE bir yere kaçtımı?bir başka sorum daha olucak sana,takip ettiğin için biliyor olabilirsin....
Kemal ve Hakan Uzan şuan kırmızı bültenle aranan iki şahsiyet bu adamlar yakalanınca kaçtıkları için ayrı bir ceza alacaklarmı?

[kardelen]

Kemal Uzan ve Hakan Uzan hakkında yalan haber yapıldığı için ülkeyi terketmedi!Ülkeyi terketmek zorunda bırakıldılar!
İşler normale dönünce belkide kendileri gelirler!Kimbilir!

[aTMaCa]

nasıl zorunda kaldılar? Çok sevdikleri vatanlarının,devletlerinin yargısına teslim olup her adam gibi adam Türk vatandaşının yaptığı gibi yargılansa idiler.

[kardelen]

Öğrendiğim bazı kaynaklara göre Kemal Uzan yada Hakan Uzan Bankaya el konulduktan sonra savcıyı aramış!Gelip ifade verelim demiş fakat savcı acelesi yok demiş!Kısa bir süre sonra haklarında gözaltı emri çıkartılmış!Onlarda siyasi komploya kurban gitmemek için ülkeyi terketmişler!