

DEMOKRASİ
#41
Gönderim zamanı 28.04.2007 - 18:11
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
#42
Gönderim zamanı 28.04.2007 - 18:14
............................şşşşt sessiz ol!.................................
#43
Gönderim zamanı 28.04.2007 - 19:35
Bir yandan tarafsızlıktan ve objektiviteden bahsederken,bir yandan gayet belli,bilgi,belge dahili olguları göremiyor olmanız ve gayet taraflı ve itham eden bir üslubda yazımda bulunmanız sizi tarafsız mı kılıyor?
Ülkeyi seviyor olabilirsiniz,bizim problemimiz,cumhuriyet değerlerinin tehdit altında olmasıdır,örneğin çok da hoşlanmadığınız laisizmin..Savunduğunuz kişi ve odakların laisizme karşı apaçık tutum ve söylem içerisinde bulunuyor olması bunun açık bir göstergesidir,nereye kadar sürdüreceksiniz bu inkarcılığı?
Darbeyi savunmuyor,demokrasiye inancımızı muhafaza ediyoruz..Lakin,demokrasiden evvel önceliklerimiz bulunuyor..Ve rejimin en temel savunucuları olan T.S.K'ya sonsuz inanç ve güvenç taşıyoruz,neden bundan rahatsızlık duysun ki temel değerleri savunan bir şahıs..
İnandırıcılık,dinlemesini,görmesini bilen,yeri geldiğinde inancını sorgulama erdemine sahip insanlara karşı işlevsellik kazanır..Siz bilgi belge dayanağındaki somt olguları atgözlüğünüz sayesinde göremiyorsanız,bu bizim inandırıcı olamamızdan değil,sizin bağnazlığınızdan ileri geliyordur,bunun tek açıklaması budur..
Tarafsızlık hususunda ise babuna arkadaşımın söyledikleri yeterli bir özettir..Savunduğumuz ilkeler doğrultusunda taraf olmak fazilettir,karşıt duran,zihni ve yüreği yetmeyen,yetemeyen,Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası artıkları düşünsün..
#44
Gönderim zamanı 29.04.2007 - 14:07
babuna, vaudeville ve saz arkadaşları,
abdullah gül bence bu 23 nisan da ülkeye en büyük hediyeyi veren kişidir...
nasıl mı?
izah edeyim
23 nisan münasebetiyle ab ve abd ye sözde ermeni soy kırımının asılsız olduğunu gösteren belgeler göndermiştir.
belgeler hem devlet başkanlarına hemde güçlü medya kuruluşlarına gönderilmiştir.
belki sizin gazetenizde yok ama aynı günün new york times gazetesine bakabilirsiniz.
siz hala çocuk bayramı kısmını kutlayınız...
Farkında mısınız?
selametle...
Bu mesaj BucuK tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 29.04.2007 - 14:08
#45
Gönderim zamanı 29.04.2007 - 15:46
Medeniyet dediğin açmaksa bedeni,hayvanlar bizden daha medeni.siz neden bu kadar tahammülsüzsünüz.birileri sizin damarınıza mı basıyor.size karşı birileri konuşunca terörist mi ilan edeceksiniz.işte bu kadar medeniyetsizsiniz.
amerika hayranı olan sizsiniz.amerkida yaşayanlarınızda var.çok tuhaf ikili oynuyosunuz.
bay medeni insan
кเ๓รєאє ๏l๔ยğยภ๔คภ Ŧคzlค ﻮüשєภ๓є,๒єאคz ﻮülüภ ๒เlє ﻮölﻮєรเ รเאคђtıг!!!
๓คภ๏lאค
#46
Gönderim zamanı 29.04.2007 - 18:27
Öncelikli tavsiyemiz,ithamlarınıza karşılık aldığınız cevapları bir yorumlayıp,tartmanızdır..İnandırıcılık ve objektivite üzerine söylemlerinizin gerçekliğini yitirip,size müfteri damgası vuran hani..Görmezden geliyor olduğunuzu varsayıyoruz,hoş,çok da şaşırmıyoruz..
Bununla birlikte Abdullah Gül'ün bu hamlesi uzun süredir yapılması gereken bir hamle idi,bu manada bu hamleyi eleştirmek yanlıştır..Eleştirilmesi gereken,aşağıda açıkladıklarımız doğrultusunda yine mi bir kamuoyu yanıltma eylemi mi diye şüphemiz motivasyonundadır..Gerçi bunlar da gözünüzden kaçacaktır,bir ihtimal görürsünüz diye yazalım;
Öncelikle Avrupa Birliği ile müzakere sürecinde,sözde Ermeni soykırımını tanımamıza yol açan belgeleri imzalayan da aynı şahıs değil miydi?Acaba o zaman da yergilerinize mazhar olmuş muydu?Tabii unutmuşum,soykırımı tanımayacaklarına dair bir ek belge iliştirmişlerdi..Oysa ki bu ek belge Türk kamuoyunu kandırmaktan başka bir eylem değildi..Çünkü bahsettiğimiz ek belge "Türkçe" idi..Bildiğinizden emin değilim,fakat uluslararası ilişkilerde,bir belgenin hukuksal gerçeklik ve anlaşma zemininde kabul edilebilmesi için ya "Fransızca" ya da "İngilizce" olması gerekir..Yani bahsettiğimiz ek belgenin hiçbir geçerliliği yoktur..Farkında mısınız?Cumhuriyet okuyun geçer..
Bunun yanında,bilgi belge dayanaklı ABD-Gül ilişkisi aşikardır..Görmek isteyince görülüyor tabii,kime söylüyoruz..
Saz arkadaşımız olarak belirttiklerinizle ise gurur duyarız..Siz aynı gururu Fethullah için,Gül için,Erdoğan için duymaktasınız,ne yazık size..
#47
Gönderim zamanı 29.04.2007 - 19:39
arkadaşlarınız adına konuşmanız hoşuma gitti zira bir topluma bağlı kalmanız bende ilerde ülke bütünlüğüne de bağlı kalmanız ve bu ayrımcı söylemlerden kurtulmanız konusunda çok büyük bir ümide vesile oldu...Öncelikli tavsiyemiz,ithamlarınıza karşılık aldığınız cevapları bir yorumlayıp,tartmanızdır..
Oysa ki bu ek belge Türk kamuoyunu kandırmaktan başka bir eylem değildi..Çünkü bahsettiğimiz ek belge "Türkçe" idi..Bildiğinizden emin değilim,fakat uluslararası ilişkilerde,bir belgenin hukuksal gerçeklik ve anlaşma zemininde kabul edilebilmesi için ya "Fransızca" ya da "İngilizce" olması gerekir..Yani bahsettiğimiz ek belgenin hiçbir geçerliliği yoktur..Farkında mısınız?Cumhuriyet okuyun geçer..
sadece gülünç diyebilirim
ayrıca türkçeye çevrilen ek belge niye daha sonra bahsettiğiniz dillere çevrilmiş olmasın, ama ne diyorum ki ben siz zaten hep Farkındasınız hatta başkalarının Farketmesi içinde elinizden geleni yapıyorsunuz öyle değil mi? ama unutmayın baktığınız çerçevenin dışından size bakan insanlarda var!
bahsettiğiniz çevrelerle hiç bir ilişkim yoktur ayrıca olsa da kimseyi(kimseniz sizi de) ilgilendirmez yoksa artık insanların vicdanlarını da mı Farkettiriyorsunuz?Saz arkadaşımız olarak belirttiklerinizle ise gurur duyarız..Siz aynı gururu Fethullah için,Gül için,Erdoğan için duymaktasınız,ne yazık size..
Farkında mısınız? felsefik(?) biri olarak fazlasıyla somut bir hakaret bu
yine de selametle...
#48
Gönderim zamanı 29.04.2007 - 19:51
Söylemlerimizde "biz" olarak kullandığımız özne,arkadaşlarımı kapsamıyor,yalnızca biliyor musunuz bilmem,"ben" demenin tevazuya toz getireceği endişesiyle kullanılmıştır..Bunu kendi fikriyatınıza evrilmesine nasıl yol açtınız bilmiyorum,zor olmalı..Eğer cumhuriyetimizin temel değerlerini savunmak sizin için ayrımcılık ise,elbette ayrılacağız,cumhuriyet düşmanları kuruluşundan itibaren zaten mevcut,ayrılmak gerek hainden..sevgili vaudeville ve orkestrası...
arkadaşlarınız adına konuşmanız hoşuma gitti zira bir topluma bağlı kalmanız bende ilerde ülke bütünlüğüne de bağlı kalmanız ve bu ayrımcı söylemlerden kurtulmanız konusunda çok büyük bir ümide vesile oldu...Öncelikli tavsiyemiz,ithamlarınıza karşılık aldığınız cevapları bir yorumlayıp,tartmanızdır..
Oysa ki bu ek belge Türk kamuoyunu kandırmaktan başka bir eylem değildi..Çünkü bahsettiğimiz ek belge "Türkçe" idi..Bildiğinizden emin değilim,fakat uluslararası ilişkilerde,bir belgenin hukuksal gerçeklik ve anlaşma zemininde kabul edilebilmesi için ya "Fransızca" ya da "İngilizce" olması gerekir..Yani bahsettiğimiz ek belgenin hiçbir geçerliliği yoktur..Farkında mısınız?Cumhuriyet okuyun geçer..
sadece gülünç diyebilirim
ayrıca türkçeye çevrilen ek belge niye daha sonra bahsettiğiniz dillere çevrilmiş olmasın, ama ne diyorum ki ben siz zaten hep Farkındasınız hatta başkalarının Farketmesi içinde elinizden geleni yapıyorsunuz öyle değil mi? ama unutmayın baktığınız çerçevenin dışından size bakan insanlarda var!bahsettiğiniz çevrelerle hiç bir ilişkim yoktur ayrıca olsa da kimseyi(kimseniz sizi de) ilgilendirmez yoksa artık insanların vicdanlarını da mı Farkettiriyorsunuz?Saz arkadaşımız olarak belirttiklerinizle ise gurur duyarız..Siz aynı gururu Fethullah için,Gül için,Erdoğan için duymaktasınız,ne yazık size..
Farkında mısınız? felsefik(?) biri olarak fazlasıyla somut bir hakaret bu
yine de selametle...
Ayrıca "gülünç" olarak tanımladığınız o ek belge,Türkçe'ye falan çevrilmemiştir..Bilmediğiniz meseleler üzerine yorum yapmayınız,komik duruma düşüyorsunuz..Bu ek belge,Türk hükümeti tarafından iliştirilmiştir..Çeviri falan yok yani,direk Türkçe..Anlayabildiniz mi?Söyleminiz iki yönlü..Belge Türkçe verilir,başka dile çevrilince geçerlilik kazanır..Böyle bir şey ne hukuka ne diplomasiye sığar..Uluslararası ilişkilerde,diplomaside hukuksal gerçeklik ve anlaşma zemininde kabul edilmesi,yani anlaşmayı yapan devletlerin bunu resmiyette kabul ettiğini belirtebilmesi için,verilen belge Fransızca yahut İngilizce olmalıdır..Türkçe anlaşma geçersizdir..Bakın 5 yaşında bir çocuğa anlatır gibi anlatıyorum,anlıyor musunuz?Bunu da gülünç olarak tanımlayabilecek misiniz,yoksa bir kere olgunca davranıp,"kusura bakmayın,yanlış anlamışım" diyebilecek misiniz?Gülünç bir hal olduğu ortadadır,ama vaudeville mi BucuK mu,bu temelde fikir verecek hepimize..
Bahsettiğimiz çevrelerle,organik bir bağ bulunması gerekmiyor..Savunduklarınızdan inorganik bir bağ olduğu aşikardır,kendi savunduklarınıza dahi itibarınız yok,nasıl tartışacağız?
Ayrıca hayat prensibimiz bilimselliğe nasıl bir üslubda değinmelerde bulunduğunuzu hatırlatırız,hakaretten bahsetmişken..Hepsini geçtim,çevrenizde bir hukukçu varsa sorunuz,bu somut bir hakaret mi diye..Olumsuz cevap alacağınızı ben garanti ediyorum..Tavsiye;sormayın,küçük düşersiniz..
Bu mesaj vaudeville tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 29.04.2007 - 19:53
#49
Gönderim zamanı 29.04.2007 - 22:56
cumhuriyetimizin temel değerlerine bağlı olmanız her türk vatandaşı gibi benimde gögsümü kabartır zira sizinki bağlılık değil sahiplenmedir...Eğer cumhuriyetimizin temel değerlerini savunmak sizin için ayrımcılık ise,elbette ayrılacağız,cumhuriyet düşmanları kuruluşundan itibaren zaten mevcut,ayrılmak gerek hainden..
bahsedilen bu değerler bütün ve bütün olduğu gibi bütün halka aittir...
ayrıca belirtmek isterim ki, Türkiye Cumhuriyeti laik demokratik sosyal bir hukuk devletidir. bu öğelerin biri dahi göz ardı ediliyor olursa ben ve benim gibi düşünen herkes buna karşı çıkar.
bir analize ne dersiniz?
laiklik konusundaki çelişkiniz; devleti yöneten bir kişinin müslüman olmasına itirazınızdır...
demokrasi konusundaki çelişkiniz; bu fikri savunuyor görünüp darbe çığırtkanlığı yapmanızdır...
hukuk konusundaki çelişkiniz; hukuk'a inanıyor görünüp, kişilere kanunlarla verilen haklara müdahale etmenizdir....
Farkında mısınız?
"direk" Türkçe olan bir belge başka dile çevirilmiyor mu acaba?Belge Türkçe verilir,başka dile çevrilince geçerlilik kazanır..Böyle bir şey ne hukuka ne diplomasiye sığar..Uluslararası ilişkilerde,diplomaside hukuksal gerçeklik ve anlaşma zemininde kabul edilmesi,yani anlaşmayı yapan devletlerin bunu resmiyette kabul ettiğini belirtebilmesi için,verilen belge Fransızca yahut İngilizce olmalıdır..
tabiki çevirilir sizin söylediğiniz o belge üzerinden işlem yapılmaz zaten "Farkındayım"
peki çevirilen belgelere de işlem yapmıyor mu bu gaybana herifler?
organikten kasıt C elementi bulundurmam ise evet herkese karşı o elemente sahibim, kimseye göstermemezlik yapmıyorum...Bahsettiğimiz çevrelerle,organik bir bağ bulunması gerekmiyor..Savunduklarınızdan inorganik bir bağ olduğu aşikardır,kendi savunduklarınıza dahi itibarınız yok,nasıl tartışacağız?
inorganikten kasıt minarel giller ise ona da evet kimseden tuzumu suyumu esirgemem, sizden bile...
( anlayananot: eski siyasetçiler kullandıkları kelimelerin anlamlarına bakmazlar sadece yükledikleri anlama bakarlar... )
bir bu konuda kendinizle çelişmemiştiniz şimdi bu çelişkiler sinsilesinin son halkasını da ekledinizAyrıca hayat prensibimiz bilimselliğe nasıl bir üslubda değinmelerde bulunduğunuzu hatırlatırız,hakaretten bahsetmişken..Hepsini geçtim,çevrenizde bir hukukçu varsa sorunuz,bu somut bir hakaret mi diye..Olumsuz cevap alacağınızı ben garanti ediyorum..Tavsiye;sormayın,küçük düşersiniz..
şimdi ben bildiklerimle mi yetineyim?
başkalarına mı sorayım?
kimseye sormayayım mı?
çelişkinin Farkında mısınız?
selametle...
#50
Gönderim zamanı 29.04.2007 - 23:27
Cumhuriyetin temel değerlerine bağlılık gösteriyoruz ve savunuyoruz..Ve bunu özellikle savunulması gereken şahıs ve odaklara karşı gerçekleştirdiğimizde,sahiplenmiş varsayılıyoruz..Eğer istediğiniz,"bırakınız geçsinler,bırakınız yapsınlar." zihniyeti ise yanılıyorsunuz,tavrımız her zaman kesin ve nettir.."Laik cumhuriyetin sonu gelmiştir." söylemine sahip bir adayın bu mevkiiye uymayacağı,olamayacağı değerlendirmesinde bulunuyorsak,bunda anormal bir hadise görülememektedir..Rahatsızlığınız tam manası ile aktaramıyorsunuz..Cumhuriyetimizin temel ideolojilerinden bulunan laikliğe sadak gösterdiğinizi iddia ederek,alenen takiye yapmaktasınız,çünkü savunduğunuz odaklar bu zihniyette değil..Savunduklarınız ile farklı kavramları savunmanın adı çelişkidir..Farkında mısınız?
Çelişki olduğunu iddia ettiklerinizi bir bir cevaplayalım..Çünkü yine kafanızda bize bir kıyafet büründürüyor,ona göre savlarda bulunuyorsunuz..
Laisizmi savunurken,çelişkide değiliz;
Çünkü,dindar bir cumhurbaşkanı olmaması gerekliliği şeklinde bir söylem geliştirmedik,çünkü laiklik ve sağladığı dini özgürlük çerçevesinde kişilerin dindar olup olmaması ile ilgilemiyoruz..Şunun farkına varamıyorsunuz;
Biz Abdullah Gül ve temsil ettiği zihniyetin dindarlığına karşıt bir duruşumuz yok..Bizim bu zihniyetin alenen laikliği rencide edici söylemlerde bulunmalarına karşılık,bir de bu mevkiiye gelmesine,laik cumhuriyetin sembolü bulunan cumhurbaşkanlığı makamına layık görmememizdir..Din ile ilgilenmiyoruz,kişileri özgür bırakıyoruz bu anlamda..Elendi..
Demokrasiyi savunurken,çelişkide değiliz;
Çünkü demokrasiye olan sonsuz inanç ve bağlılığımızı muhafaza etmekteyiz..Lakin,demokrasiden evvel önceliklerimiz bulunuyor..İşte demokrasiyi anlayamayan bu zihniyet,demokrasiyi sınırsız hürriyet olarak yorumlamakta ve kişileri isterse cumhuriyet karşıtı olsun kabullenmemiz gerektiği inancını taşıyor..Eğer tehdit altında olan değerlerimiz ise,demokratik söylemlerde bulunmamız hiç rasyonel olmaz..Siz bölücü faaliyetlere demokrasi sınırlarınca müsamaha gösterebilir misiniz?Ve darbeyi asla savunmuyoruz,yalnız,bahsolunan temel değerlerimizin en öncelikli savunucularının,kendi ifadeleri ile TSK olduğuna inanıyor ve yeri geldiğinde ağırlığını hissettirmesinden memnuniyet duyuyoruz..Ki anlasınlar istedikleri gibi at koşturamayacaklarını ve demokrasiyi işlerine geldiği halde,kendi söylemlerine vefa gösterircesine araç olarak kullanamayacaklarını..Elendi.
Hukuk u savunurken çelişkide değiliz;
Kanunların cumhuriyeti savunurken,değiştirilemez olacağına inanmıyoruz..Anayasal bir hak olduğunu kabul etmekle beraber,hem bu seçimin demokratik olamayacağını,hem de bu iktidarca aday gösterilen Gül'ün kuruluş ideolojilerimize kendi ifadelerinden yola çıkarak,sadık olmadığını dillendiriyor,anayasal bir değişiklik ile,yine halkın iradesine bırakıp,cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini yahut en kötü ihtimalle,erken seçime gidilmesini,çünkü tarihsel çakışma bulunduğunu savunuyoruz..Elendi..
Belgenin Türkçe haliyle işlem yapılamayacağının farkında olmadığınız bir önceki yazılarınızdan belli oluyor..Kaz yanıyor,dikkat edin,çevirin biraz..Ve bu Türkçe belge meselesini savunmak adına attığınız taklalara inanamıyorum..Bakınız,öğreteyim;
Bir anlaşmada sunulacak belgenin,yahut yapılacak anlaşmanın uluslararası sahada resmiyet kazanıp,devletlerce kabul görmesi için,İngilizce ve Fransızca olması bir kuraldır,aksi halde bir anlam ifade etmez,ha Türkçe,ha boş kağıt,anlatabildim mi?Okunur ve geçilir..Bu belge üzerinden hiçbir yaptırım uygulanamaz..Yani sözde Ermeni soykırımını tanıma yolunu açan İngilizce/Fransızca bir belgeyi imzalıyorsanız ve "tanımayacağız" mealli Türkçe bir ek belgeyi ataçla tutturuyorsanız,ikinci belgenin yer kaplamaktan başka hiçbir işe yaramayacağını anlatıyoruz..Yani "siz Ermeni soykırımını tanımayı taahhüt ettiniz,tanımalısınız." yargısına karşılık "ama ek belgemiz var." şeklinde savunma yapamazsınız,çünkü geçersizdir..İngilizce/Fransızca belgeye imza attıktan sonra,istediğiniz kadar medya kuruluşlarına belge yollayın..
Organik-inorganik bağ söylemlerimde ise umarım tecahül-i arif yapıyorsunuzdur,çünkü esprileriniz çok ucuz olmuş..Anlayacağınız şekilde tekrar edeyim o halde..AKP'ye örneğin gençlik kollarında kayıtlı iseniz organik,sadece sempatizan ve destekçi iseniz inorganik bağınız var demektir..
Hukuk meselesinde ise başkalarına danışabileceğinizi fakat,hakaret içermeyen böylesi bir söylemi somut hakaret olarak adlandırarak bir hukukçuya bu hakaret midir diye sorarsanız,küçük düşebilirsiniz gibi bir tavsiyede bulundum..Riayet etmek size kalmış..
Söylemleriniz ve savlarınızın hayli içi boş olduğunun umarım fark edersiniz..
Çelişkiler içerisinde çelişki söyleminde bulunmak derin çelişkilere sürmüş sizi..
#51
Gönderim zamanı 29.04.2007 - 23:50
Peki yeni bir seçim olsun.. Ve bu adamların -ki bu kadar kutuplaştırma sonunda umarım tek başlarına gelmezler- yeniden geldiklerini varsayalım...Hukuk u savunurken çelişkide değiliz;
Kanunların cumhuriyeti savunurken,değiştirilemez olacağına inanmıyoruz..Anayasal bir hak olduğunu kabul etmekle beraber,hem bu seçimin demokratik olamayacağını,hem de bu iktidarca aday gösterilen Gül'ün kuruluş ideolojilerimize kendi ifadelerinden yola çıkarak,sadık olmadığını dillendiriyor,anayasal bir değişiklik ile,yine halkın iradesine bırakıp,cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini yahut en kötü ihtimalle,erken seçime gidilmesini,çünkü tarihsel çakışma bulunduğunu savunuyoruz..Elendi..
Yapılacak seçime karşı olmayacağınız çıkarılabilir mi??
Merak ettim..
İyi geceler...
...:--------------------------------------------------------
:...
BİTTİ!
CAN_i
...:--------------------------------------------------------
:...
#52
Gönderim zamanı 29.04.2007 - 23:51
bahsedilen bu değerler bütün ve bütün olduğu gibi bütün halka aittir...
ayrıca belirtmek isterim ki, Türkiye Cumhuriyeti laik demokratik sosyal bir hukuk devletidir. bu öğelerin biri dahi göz ardı ediliyor olursa ben ve benim gibi düşünen herkes buna karşı çıkar.
bir analize ne dersiniz?
laiklik konusundaki çelişkiniz; devleti yöneten bir kişinin müslüman olmasına itirazınızdır...
demokrasi konusundaki çelişkiniz; bu fikri savunuyor görünüp darbe çığırtkanlığı yapmanızdır...
hukuk konusundaki çelişkiniz; hukuk'a inanıyor görünüp, kişilere kanunlarla verilen haklara müdahale etmenizdir.... [/quote]
Evet bu öğelerin biri değil çoğu göz ardı ediliyor... Edildiğinin belgeleri de forumun heryerine dağılmış durumda..
Okuyamayan size biraz açıklama daha:
* Demokrasi işlemiyor, işletilmiyor.. 4/1 oy olan bir parti 3/2 koltuğa sahip durumda ve bu durumun demokrasiye uygun olmadığı ortadadır. Bir anlamda da halkçılık çiğnenmektedir. Bunun adına da hukuk devleti denilmeye çalışılıyor (tıpkı yazınızda yazdığınız gibi)
* Bu ilkelerden devletçilik: Sandığa kaldırılmış durumdadır.. Devletin elinde ne var ne yoksa kârına zararına bile bakılmaksızın bir bir satılıyor.
* Türklük kaldırılıp Türkiyelilik getirilmeye çalışılıyor.
* Laikliğin dindarlarla bir sorunu olmadığı da forumun bir çok yerinde belirtilmesine ve verilen örneklerinde tam tersi dini siyasete alet etme peşinde olanlar olduğu da yazılıdır.
vs.
Demokrasi ayaklar altına alınıyor ve bunu yapanlar demokrasiyi "halkın oyu" olarak (Bu siz de oluyorsunuz) algılamaktan öteye gidemiyor.. Sık sık soruyorum "Peki demokrasi dediğiniz şey nedir?" yanıt yerine küçük kaçamaklarla laf atmalarla yolunuza devam ediyorsunuz. Tanım: Tanım yok... Bildiğinizden bile şüphe ediyorum.
Demokrasinin tekrar tanımını yapacak değilim.. Ancak şunu da söylemek gereğini duyuyorum: Ordu devletin bir kurumudur. Ordu açıklama yapıyor (bunu yeni de yapmıyor yıllardır sürüyor 1990lara dek uzanıyor bu süreç) irtica tehdidi var.. Siz ne diyorsunuz buna karşılık.. "Yok" ... Yani ordu yanılıyor mu bu durumda? Yanlış istihbarat mı var ortada... Yıllardır paranoya görüyor öylemi?
Siz demagoji yapıyorsunuz..
Yazılanları israrla görmüyor.. İşinize gelen kısımlarını alıyor. Hatta bizim söylemediğimiz sözcükleri yazılarınızın içerisine montajlıyorsunuz..
Devam edin... Güzel gidiyorsunuz...[/QUOTE]
#53
Gönderim zamanı 30.04.2007 - 04:21
Sevgili _KajmeraN_ ,Peki yeni bir seçim olsun.. Ve bu adamların -ki bu kadar kutuplaştırma sonunda umarım tek başlarına gelmezler- yeniden geldiklerini varsayalım...Hukuk u savunurken çelişkide değiliz;
Kanunların cumhuriyeti savunurken,değiştirilemez olacağına inanmıyoruz..Anayasal bir hak olduğunu kabul etmekle beraber,hem bu seçimin demokratik olamayacağını,hem de bu iktidarca aday gösterilen Gül'ün kuruluş ideolojilerimize kendi ifadelerinden yola çıkarak,sadık olmadığını dillendiriyor,anayasal bir değişiklik ile,yine halkın iradesine bırakıp,cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini yahut en kötü ihtimalle,erken seçime gidilmesini,çünkü tarihsel çakışma bulunduğunu savunuyoruz..Elendi..
Yapılacak seçime karşı olmayacağınız çıkarılabilir mi??
Merak ettim..
İyi geceler...
Merakınızı gidereyim..Cumhurbaşkanlığı seçiminde,aktif demokratik işlevsellik bağlamında iki öğe ikna edici niteliktedir belirttiğimiz üzere;
Ya anayasal değişiklik ile cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi sağlanacak,ya da erken seçim ile taze hükümet cumhurbaşkanını seçecek..
Lakin bu akıllara,yine aynı zihniyetin,yahut aynı geleneğin aday gösterilebileceği manasını çıkarılabileceğini getirmemeli..Boşu boşuna laiklik söylemlerinde bulunmuyoruz..Her daim belirtiyorum,demokrasi elzemdir,fakat ondan evvel önceliklerimiz bulunuyor,bunu gözardı edemeyiz..
Toplumca,seküler planda ortak zeminde buluşacağımız adaylar çıkarır,seçimini yaparız..Aday gösterileceklerin,bizce yahut farklı fikriyatça beğenilmeyen,en kötü ihtimalle takdir edilmeyen yönleri elbette bulunacaktır..Fakat,Sayın Büyükanıt'ın deyimi ile sözde değil özde laik olan ve bunu hal/hareketlerine yansıtan şahıslar olması da devamlılığımız açısından bir gerekliliktir..Şöyle söyleyeyim,laikliğin tanımından bihaber arkadaşlar da öğrenmiş olur bu yoldan;Cumhurbaşkanının belirlenmesinde laikliğe bakışı ölçüttür -ki bunu gerek siyasi gerek bürokratik yaşamındaki eylemselliği ile göstermiş olmalıdır- dindarlığı değil..Cumhurbaşkanlığı makamı,şeyhülislam değildir,seküler problemlerle ilgilenir..
Bu mesaj vaudeville tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 30.04.2007 - 04:25
#54
Gönderim zamanı 30.04.2007 - 22:17
laikliği bile bilmeden yorum yapmanız bunu en açık şekilde ortaya çıkarıyor.
hanımının başının kapalı olmasının laikliğe aykırı olduğunu düşünen sizler.laikliğin tanımıyla bağdaşmayan fikirler benimsiyorsunuz.
babuna tutturmuş bir 4 te 1 oy alan kişi 3 te 2 koltuk sahibi oluyor.bundan önce kaç seçim oldu.ve ne iddaa ederseniz edin koltuk dağılımı aynı şekilde olmuştur.kendi adamlarınızın bu koltuklarda oturamaması sizin zorunuza gidiyor.demokrasi sizin umrunuzda bile değil.
en büyük savunucumuz olan tsk demokrasiye aykırı hareketler olsa;zamanında olmuştur ve bu darbeyle sonuçlanmıştır.yine aynı aykırılıklar olsa darbe kaçınılmazdır.
bilmediğiniz en büyük nokta:
siz başörtülü bir bayanı irtica yapmakla suçlayacak kadar laiklikten haberdar değilsiniz.
kendinizi yükseklerde görerek fikirlerinizin doğruluğunu kanıtlayamazsınız.böyle yaparak tepki de çekmektesiniz.bu forum sitesinde yeteri kadar tepki çekmesenizde halk sizin gibi düşünenlere tepkisini koyacaktır.
genel seçimler yaklaşıyor.halk siz ve saz arkadaşlarınızı bertaraf edecektir.
bilmediğiniz bir noktalar çok ama bir noktadan daha bahsedeyim.
vaudeville
beni kendi kafasına göre bir zümreye ait kılmış.neymiş efendim amerikan sempatizanlığı.en az senin kadar amerikadan nefret ediyorum.senin yaptıkların amerikanın yaptıklaıyla esdeğer nitelikte.
amerika ırak halkı arasında ayrımcılık yaparak ülkeyi karıştırmak istiyor.sende yok türkiyede halk şöyle ayrılır böyle ayrılır diyerek bir nebze amerikanın yaptığının aynısını yapıyorsun.
ne diyeyim daha allah taksitlerinizi ve taksilatınızı affetsin..
кเ๓รєאє ๏l๔ยğยภ๔คภ Ŧคzlค ﻮüשєภ๓є,๒єאคz ﻮülüภ ๒เlє ﻮölﻮєรเ รเאคђtıг!!!
๓คภ๏lאค
#55
Gönderim zamanı 30.04.2007 - 22:26

#56
Gönderim zamanı 30.04.2007 - 22:34
Türban konusundan sıyrılamadınız maalesef.. Eşi türbanlı olan beyefendinin kendisinin laiklikle ilgili söylemini foruma taşıdım.. Orada ne diyor okumadınız galiba: Laik cumhuriyetimizin sonunun geldiğini söylüyor. Bunu biz değiştireceğiz demiş beyefendi.. Haydi söyleyin yalan mı söylemiş.. O ingiliz gazetesinde yazanlar yalan mıymış? Demek ki sorun türban değil.. Türban sizin için bir maşa.. Zaten doğrudan türbana da burada fazla yorum yaptığını görmüyorum.
Takiye yapıyorsunuz...
Söylemler tutunca birbirini doğal olarak o zümrenin insanı olarak görüleceksiniz.. Söylem aynı yöntem aynı sonucunda inkar da aynı..
Evet seçimler geliyor... Bakalım bu defa 4/1 oy mu alacak AKP yoksa 6/1 mi? Ama sizin için önemli olan koltuk sayısı, ama halkın seçimine göre koltuk sayısı ortaya çıkmayınca da sorun yoktur sizin için.. Doğaldır, demokratiktir..


Bu mesaj babuna tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 30.04.2007 - 23:25
#57
Gönderim zamanı 30.04.2007 - 22:50
İnkar ve iftiralara devam etmektesin ama artık gülünç duruma düştüğünün farkına varman gerekiyor..Sebebini açıklayayım..Sunup sunabileceğiniz bütün argümanları yerle bir ettik,ezberinizi bozduk,saklı yaranıza dokunduk ve bunun doğal bir sonucu olarak feryatlarınızla karşılaşmaktayız..
Aynı fikriyatın temsilcisi bir arkadaşın laikliği bilmediğimizi şeklinde boş atıp dolu tutturmaya çalıştığı söylemine balıklama atlamışsın..Öncelikle cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde laikliğe aykırı olarak söyleminde bulunduğum savlar arasında başörtülü bir hanımın mürteci olduğuna dair bir söylemde bulunmadım..Ayrıca ben başörtüsü ile değil,cumhuriyet karşıtı fikriyatın sembolü olan türbana karşıyım..Annem de örtünmekte,fakat türban ile değil,görünüşü ile modern cumhuriyet kadınını yansıtmaktadır..Bana tek bir cümlemi gösteriniz ki hanımının başının kapalılığı laikliğe aykırıdır mealli..Bulamazsınız çünkü yine iftira atmaktasınız..Artık ne olduğunuz ve cehaletiniz her kelamınızdan akmaktadır..Malum cemaatçe yürütülen sistemli bir psikolojik harekatın kurbanı olarak,beyni yıkanmış bir gençten farklısını görememekteyim karşımda..
Demek ki bilmediğimiz en büyük nokta olduğunu iddia etmiş bulunduğunuz bu savınızla koskoca bir yazınız çöpü buluyor,anlamını kaybediyor..Bu temelden hareket ettiğiniz için bomboş bir söylem olarak kalıyor..
Sevgili manolya,
Ait olduğunuzu iddia ettiğimiz zümre her yazınız,her kelamınızla karakteristik özeliklerinizi yansıtıyor..Şimdi de Fethullahçılığınızı,AKP'ciliğinizi mi inkar edeceksiniz..Tabii,ulvi bir hedef için takiye yapmayı,yeri geldiğinde yalan söylemeyi öğretiyor "ağabeyleriniz",bu tavrınıza şaşmamalı..
Bilmediğimiz noktaların çok olduğundan bahsetmişsiniz..Peki her tartışmada yerle bir oluşunuzu,her tartışmayı hakaretle,inkarla,iftira ile devam ettirdiğinizi,bilgisizlikten yanıtlayamadığınız savlarımızı nasıl açıklayacaksınız?Biz hala cevaplanamamış sorularımızın yanıtlarını merak etmekteyiz..Bize yöneltilen iddiaları tek tek cevaplamakta,iddia sahiplerini yerin dibine sokmaktayız..Karşılığı elbette hakaret ve iftira olacak,hamama giren terler,şaşırmıyorum..
Ayrıca size hiçbir zaman Amerikan sempatizanı demedim..Sadece ABD ile kapsamlı ilişkiler içerisinde bulunan,her daim,tavrı ne olursa olsun savunduğunuz odakları nasıl savunabildiğinizi merak ettim,sordum ve hala yanıt alamadım..
Laik cumhuriyetin sonunun geldiğini belirten bir cumhurbaşkanı adayını savunan sizler ya laisizmden rahatsızlık duymaktasınız,yahut taassup elinizi kolunuzu bağlamış..Böyle bir durumda bizlerin öncelikli tartışma konusu,bu zatın eşinin başörtüsü müdür,yoksa bu zatın zihniyeti midir?Laiklik kavramından ne derece haberdar olduğumuzu tartışmaya açarken,bir kere daha düşünün,yetmezse kerelerce..
Demek ABD'nin Irak'ta yaptığı gibi halkı ayırdık öyle mi?Öncelikle halk dediğimiz kitlenin homojen bir yapı olduğunu iddia edebilecek misiniz?Tek tip öğeden mi oluşmaktadır,bir anlatın,öğrenelim..Bizim yaptığımız ayrımcılık değil,sosyolojik bir tespittir..ABD,Irak halkının etnik yahut dinsel ayrılıklarını körükleyerek ayrımcılık yapmaktadır..Biz ise kandırılmışların üzerine giderek,bazı kesimlerin de Makyavelist yaklaşımlarla amaca giden her yolu mübah sayarak nasıl da yanar-dönerlik tavrına başvurduklarından bahsettik..
Unutmayınız..Türkiye Cumhuriyeti'nin bazı değerleri mevcuttur..Bu değerlere karşıt oluşum ve kişileri yandaş saymamız sözkonusu değildir..Değerlerimize karşı hareketleri elbette "öteki" sayacağız..Çünkü bu bizden yana bir taarruz olmamakla birlikte,aksine meşru müdafaa hakkımızı devreye sokmamızdan ötesi değildir..
Bize ithamda bulunan siz,ne tarafından tutsanız çürük olan,her yerinden,her iddiasından açık veren,her iddiası asılsız çıkan,iftiraya,hakarete,desteksiz karalamaya başvuran siz..Bu gülünçlüğe kendiniz için son veriniz,kendinize saygınız varsa...
#58
Gönderim zamanı 01.05.2007 - 00:29
sizler!!!:
ABD'nin Ilımlı İslamcıları, dinlerarası diyologçular
BOP eşbaşkanları,
AB seviciler,
Bölücüler,
Vatanın babalr gibi satılmasına sevinen liberaller,
Emperyalizm'i ağzına almadan sosyalistlik yapanlar,
Yaptıkları katliamlarla, emperyalizme hizmet eden süpernato milliyetçileri ....
bizler!!!:
Tam bağımsızlığı hedefleyen
Ulusalcı-sol
Kemalist- Milliyetçiler
Sosyalistler
DİPNOT:
Büyük Ortadoğu Projesi(BOP); ABD'nin batıda Fas, doğuda Moğolistan, kuzeyde Çeçenistan, güneyde Yemen'i içine alan geniş bir "islam coğrafyası" tasarısıdır. BOP'un üç boyutu vardır: Birincisi ekonomik olanıdır ki, G-7 ülkeleri içinde tartışılıyor. İkincisi siyasi boyutudur ki,ABD ve AB ülkeleri arasında tartışılıyor. Üçüncüsü ise askeri olanıdır ve bu da NATO Konseyi'nde ve komuta merkezinde tartışılmaktadır.
Geçtik Gökkuşağının altından
Sakınmadan, ıslanmadan.
Umudumuz Sevgiydi, Maviydi, Deniz''di
Korkmadık kırmızıya boyanmaktan..
#59
Gönderim zamanı 01.05.2007 - 00:34
Bizler , sizler diyerek Milleti ikiye bölmek. !!!
Değişiklikler Kaydedildi...
#60
Gönderim zamanı 01.05.2007 - 00:38
ama bulanlar,
arayanlardır...
Benzer Konular
Konu | Forum | Konuyu Açan | İstatistikler | Son Mesaj Bilgisi | |
---|---|---|---|---|---|
'İleri demokrasi reloaded' |
İnternet | Haberci |
|
![]()
|
|
Puslu Demokrasi Ergenekon Güncesi - Mehmet Altan - Moral Kitap |
Kitap | baymoral |
|
![]()
|
|
Memlekette Demokrasi Var |
Sinema | antiqa |
|
![]()
|
|
Demokrasi’ye Osmanlı Devrinde Geçtik |
Tarih | asel karen |
|
![]()
|
|
Sayı 96: Sosyal Demokrasi, Toplum, Determinizm Ve Hadise'nin Kalça |
Önceki Sayılar | antiqa |
|
![]()
|
4 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 4 ziyaretçi, 0 gizli