Hz. İbrahim'i elbette hepmiz biliriz Allah adına ilk binayı inşaa eden peygamberdir kendisi Mekke'deki Kabe onun eseridir. Hz. İbrahim'de pek çok peygamber gibi türlü zorluklar ve acılar çekmiştir.
Hz. İbrahim'in yaşadığı dönemde bölgenin hakimiyeti çok zalim ve acımasız bir Kral olan Nemrut'ta idi. Zaten asık suratlı, geçimsiz ve uyumsuzluk sıfatı olarak kullanılan nemrut kelimesinin kökü buradan gelir diye biliriz. Neyse efendim Nemrut sadece zalimliği ile değil heykelini yaptırdığı ve tapındığı tanrıları ile de nam salmış bir kraldır. Tapınaklarında bulunan tanrı heykelleri ile övünür bu heykelleri yaptırdığı içinde kendini tanrısal kılarmış. Hz. İbrahim ve babası malesef çok iyi taş işçilikleri olduğundan geçimlerini bu heykelleri yaparak sağlarlarmış .Ancak Hz. İbrahim her seferinde tanrı heykellerinden nefret etmiş ve onları gerek yaparken gerekse bir yerden bir yere taşırken söylenerek ve sağa sola çarptırarak götürümüş.
Günlerden bir gün iyice bu putlara asabı bozulan Hz. İbrahim almış eline çekici 1 tanesi hariç bütün putları kırıp parçalamış. Sadece en büyük putu sağlam bırakıp çekici onun yanına bırakmış. Kral Nemrut bu olayı haber alır almaz karşısına Hz. İbrahim'i çekmiş ve ona neden tanrılarını parçaladığını sormuş. Hz. İbrahim ise bunu kendisinin değil o büyük heykeli olan tanrının sinirlenip canlanıp eline çekici alıp diğer bütün putları parçaladığını söylemiş. Kral Nemrut bunun imkansız olduğunu İbrahim'in yalan söylediğini kızgın bir şekilde söylemesinin üzerine Hz. İbrahim " Canlanıp eline çekiç alıp diğer putları bile kıramayan bir tanrı nasıl bir tanrıdır. Bunu bile yapamayacağını söylediğiniz tanrılarınızdan çok daha büyük umutlar ve dileklerde bulunmanız ne kadar saçmadır. Onları gerçekleştireceğine nasıl inanıyorsunuz " diye cevap vermiş. Kral Nemrut bu şekilde bir bozguna dayanamayıp Hz. İbrahim'in yakılarak öldürülmesine ama bunun en ihtişamlı şekilde olmasına karar vermiş.
Alevleri gökyüzüne ulaşacak şekilde bir ateş yaktırmış ve Hz. İbrahim'i bir mancınığa bağlayarak bu alevin içine atmayı planlıyormuş. Bu alevleri gören bir karınca hemen ağzına biraz su alarak devasa alevlere doğru yönelmiş. Onun bu halini gören başka bir karınca durdumuş ve ne yaptığını sormuş . Karınca ağzındaki 1 damla suyu avuclarına almış ve " Bu zalim kral peygamberimizi korkunç alevler ile yakacak ateşi söndürmeye gidiyorum" diye cevap vermiş.
Öbür karınca " Yahu şu alevleri görmüyor musun ? Nerdeyse gökyüzüne ulaşıyor senin 1 damla suyunla nasıl sönecek ?" diye cevap vermiş. bunun üzerine bizim karınca " Olsun , En azından hangi tarafta olduğum bilinsin" demiş almış elindeki suyu ağzına ve alevlere yürümüş.
Hz. İbrahim kral Nemrut'un planlardığı gibi alevlerin arasına fırlatılmış . Efsaneye göre Hz. İbrahim alevlerin arasına düştüğünde alevlerin bir anda suya dönüştüğü ve ayaklarının altında ki odunların ise balıklara dönüştüğü rivayet edilir. İşte bu efsanevi yer ise hepimizin bildiği Şanlıurfa'daki balıklı göldür.
Balıklı göl ve ben :
