bu konuya 56 yanıt verildi

[DaaAnnK]

Başbakan'a cevap,

Satın alan herhalde oranın turşusunu kurmak için almıyor. SEKA'nın çok büyük karlar getireceğini biliyor da alıyor. Demek ki SEKA'dan kar elde etmek mümkün ki burayı o paralara alanlar var. O halde......... İdda ettiğin gibi iyi bir hükümet olda o tesisi güzelce sen bari çalıştır ve devletine 1 kerelik değil onlarca , yüzyıllarca yıl kar elde ettirecek kaynak sağla.

[Canan]

Seka'da metrekareye 20 tane işçi düşüyordu diyor Başbakan Önceki hükümetler doldurmuşlar Yandaşlarını.Adamalar ense yaparak yıllarca maaş almışlar. Böyle hantal kuruluşlarla uğraşıp kâra geçiricem diye uğraşacağına sat vergini al Vatandaşa da yeni iş imkanları doğsun.

[DaaAnnK]

Sattığı kişiler bu çalışanları tutacak mı yoksa işten mi çıkaracak kar elde etmek için ? Haı eğer işten çıkarma olacaksa ise neden gözünü oy hırsı ile bürümeden bu işten çıkarmaları kendin yapmıyorsun ve kar elde eden yer haline getirmiyorsun ? Yoksa mevcut işçiler ile kar elde edebilecekse satın alan neden sen bunu beceremiyorsun ?

Ayrıca satın alan firma işten çıkarınca vatandaşını iş imkanı mı doğmuş oluyor *blink

Ayrıca Başbakan'ın sözleri olduğunu sanmıyorum. yukardakilerin başkasının ağzından lütfen konuşmayalım. a

[lasrocas]

valla yurtdışında bir cok türk firması vardır ama ben hiç made in turkey yazısı görmedim varsada 10 parmagın 5'ni geçmez...
ve coguda yabancı sermaye üzerinde kurulmuştur...

çin demişsin ama aldığın her malın 3 ünden biri çin malı ve genelde made in chine yazar..


sekaya gelince mersin taşucunda'da seka var...koca fabrika cürümeye bırakıldı...
ve o ense edip yatan işciler ve memurlar şimdi hiç çalışmadan maaş alıyor..böyle daha iyi oldu değilmi...

bir kagıt fabirkasını geliştirmek gene devletin elindedir..bakarsın yurtdışı ne yapıyor kağıt fab.nasıl gelişiyor.onu uygulamaya calışır ve geliştirirsin..kapatmak hiçbirşeyin çözümü degil..şimdi avrupadan kagıt alıyoruz süper..degilmi...

[Canan]

Bunlar Başbakan'ın sözleri. Seçimden sanırım 3 gün önceydi Stv de canlı yayında söyledi.burda çalışan elemanlar için ise şunları söyliyeyim.
Devletin kestiği parmak acımaz. Ülke menfaati var sonuçta işin ucunda.
Çoğu yatarak emekliliğine yaklaşmış zaten birkaç sene de dışarıda çalışıp emekli olsunlar ne var yani.
Devlet tüccar değildir tüccar olduğunda ise işte ortaya böyle mağdur insan resimleri çıkar.Bu yüzden Baba'lar giibi satılmalı.Devlet tüccarlık yapacağı vakti sosyal sorunlara ayırmalı

[Canan]

Avrupa'dan kağıt almıyoruz ülkemizde bir yığın kağıt fabrikası var
Zaten seka'da bunlarla rekabet edemediği için zarar etti yıllarca.

[lasrocas]

bu ülkede işsizlik almış başını gidiyor yer acmak yerine satıp savalım babalar gibi öylemi..komik oluyorsun...

[lasrocas]

bu karar Türkiye’nin sanayisizleştirilmesini; sosyal devletin etkinsizleştirilerek tasfiyesini; ve temel kamu hizmetlerini özel sermayenin kar güdüsü altında ticari bir metaya dönüştürerek, ülkemizi ulusal ve uluslararasısermayenin sömürüsüne açmayı hedefleyen neo-liberal projenin açık bir uygulamasıdır. *** SEKA İzmit kağıt fabrikası 1936 yılında yılda 10bin tonluk kapasite ile üretme başlamış idi. Bundan sonraki yıllarda özellikle planlı dönemde sürdürülen kapsamlıbir yatırım ve teknoloji yenileme çalışmaları ile SEKA işletmelerinin kurulu kapasitesi 1980’e değin her on yılda ortalama 2.5 misli büyüdü ve yılda 617 bin tona ulaştı. 1980’li yıllarda ise SEKA’nın özelleştirilmesine zemin hazırlamak amacıyla işletmenin öncü rolünün tamamladığı ilan edildi ve nihayet 1991 yılında özelleştirmekapsamına alındı. İlginçtir ki özelleştirme kararı sonrası ihale süreci bir türlü başlatılmayan SEKA’ya son yirmi yılda da hiçbir yatırım yapılmadı. Kurulu on kağıt makinesinden altısı 1990’lı yıllarda ya ömrünü tamamladığı, ya da ekonomik olmadığı gerekçeleriyle elden çıkartıldı ve 2004te kurulu kapasitesi yılda 73 bin tona geriletildi. Türkiye’de uygulanmak istenen plan çok açıktır. Ülkemizde “özelleştirme” ile gerçekte amaçlanan şey, kamunun kar eden yüksek teknolojili işletmelerinin öncelikle ulusal ve uluslararası özel tekellere yok pahasına devridir. Özelleştirilmesi şu ya da bu nedenle başarılamayan işletmeler ise modernleştirme yatırımlarıyapılmayarak bilinçli bir program dahilinde geriletilmekte ve zarara uğratılmaktadır. Böylelikle kamuoyunda kamu işletmeciliğine karşı sürdürülen “verimsiz, köhne kuruluşlar” propagandasına ideolojik zemin hazırlanmaktadır....



Mustafa Kemal’in 1936’da kendisine sunulan ilk kağıt örneğini inceledikten sonra Nurullah Esad Sümer’e ilettiği aktarılan şu sözlerdeki gerçekleri görmezden geleceği de kesindir: “çocuğum, bana bu yapılan fabrikaların işlemeyeceğini, memlekete dert olacağını, lüks ve fanteziden ileri gidemeyeceğini açık-kapalı çok söyleyen oldu. En çok ve ısrarlı tenkitleri kağıt sanayiinde topladılar. Amma ben biliyorum ki, ötekilerden vazgeçilse bile bundan vazgeçilemez. Çünkü bir memleket, kağıdınıyapamadığı zaman ulusal kültürünü yabancı lütfuna bağlar. Kapitülasyonların en tehlikelisi de budur. Ötekilerden önce bütün dikkat ve ilginizi kağıt sanayiinde toplayın.....

[lasrocas]

Sümerbank
Mustafa Kemal, Sümerbank'ı 1933 yılında kurdu. Türk halkı Sümerbank fabrikaları sayesinde, basmayı, divitini, patiskayı, kefen bezini öğrendi. Doğru dürüst "iskarpin" giydi. Daha sonra da Sümerbank fabrikalarının deneyimine ve kadrosuna dayalı olarak özel sektörümüz iplik, dokuma ve tekstille giyim sanayiinde gelişme imkanını buldu.

Kuruluşun tepe yöneticisi yakınıyor. Diyor ki, "Sümerbank'ı satıp bitiremememizin önündeki en büyük engel doğudaki fabrikalara talep olmaması. Halbuki doğudaki fabrikalar hem bina olarak hem de makine ve teknoloji olarak batıdakilerden daha yeni... Sümerbank fabrikalarını alanlar gayrimenkul yatırımı olarak alıyor. Fabrikalar fabrika değerinden değil, gayrimenkul değerinden satılıyor."
Sayın okuyucularım, ben bu yazıyı özelleştirmeye karşı tavır almak, Sümerbank'ın özelleştirilmesini eleştirmek için değil, "durum tespiti" için yazıyorum.
Sümerbank bir "tarih"ti. Türk ekonomisinin önemli bir kurumuydu. Ekonominin ve özellikle tekstil ve giyim sanayiinin temeliydi. Yıllar geçince şartlar değişti. Özelleştirilmesine karar verildi. Bunların hepsi doğru... Yanlış olan, özelleştirme adı altında Sümerbank'ın kamuya ait değerlerini, ekonomi için önem taşıyan üretim tesislerini, gayrimenkul spekülatörlerine peşkeş çekmektir.
Yanlış olan, Sümerbank şemsiyesi altında yılların birikimi olan yatırımları, makineleri, yetişmiş insan gücünü, pazarı "yok etmek"tir.


özelleştirmelerden elde edilen gelirle devletin 200 milyar dolarlık borcunun bir kısmını mı ödeyeceksiniz yoksa bütçe açıklarına yama mı yapacaksınız? Elde edilen gelirin ne kadarlık bir kısmı teşvik kredisi olarak bir yerlere verilecek??

Milletvekili yeminlerinde, Atatürk ilke ve inkılaplarını koruyacaklarını namus ve şerefleri üzerine yemin ederek beyan eden milletvekillerini yeminlerinin gereğini yerine getirmeye çağırıyorum. Yoksa Atatürk ilke ve inkılaplarından olan “Devletçiliğin” yorumu mu değişti?

Bu mesaj lasrocas tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 27.07.2007 - 17:41

[fullblack]

23 Kasım 2005 tarihi itibariyle 267 milyon 423 bin 858 metrekare arsa yabancılara satıldı.
Artvin’deki stratejik sahalar yabancıların kontrolüne geçti
Sarp Sınır Kapısı’ndaki askeri bölgede 11 bin metrekare arazinin bir Türk firması tarafından İngilizler’e devredildi

Hatay'da 4 milyon 420 bin 272 metrekare alanın satıldı

Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Batman, Bolu, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Denizli, düzce, Edirne, Elazığ, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Karabük, Kayseri, Kırklareli, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Nevşehir, Sakarya, Samsun, Sinop, Tekirdağ, Trabzon, Tunceli, Yalova ve Yozgat

İstatistiki verilere göre, bu illerin merkez ilçelerinde bin 244 kişi, bin 335 adet, 528 dönüm arazi ve il merkezi dışındaki ilçelerde ise 8 bin 877 kişi, 7 bin 16 adet, 3 bin 892 dönüm olmak üzere toplam 10 bin 121 kişi, 8 bin 351 adet taşınmaz üzerinden 4 bin 420 dönüm arazi sahibi oldu. Almanya vatandaşları 1 milyon 784 bin 721 metrekare, ABD 816 bin, Arjantin 195 bin, Avustralya 28 bin 553, Avusturya 190 bin 672, Azerbaycan bin 9, Bahreyn 4 bin 380, Bangladeş 15 bin, Belarus 87bin, Belçika 78 bin 85, Bosna-Hersek 941 bin, Danimarka 127 bin 930, El Salvador 787 bin, Finlandiya 4 bin 953, Fransa 67 bin 739, Güney Afrika 303 bin, Gürcistan 25 bin, Hırvatistan 188 bin, Hollanda 255 bin 544, İngiltere 1 milyon 260 bin 361, İran 313 bin, İrlanda 174 bin 852, İspanya 839 bin, İsrail 30 bin 219, İsveç 7 bin 340, İsviçre 67 bin 496, İtalya 30 bin 682, Japonya bin 514, Kanada bin 553, Kazakistan 303 bin, Lüksemburg bin 20, Macaristan 15 bin 67, Makedonya 952 bin, Nijerya 19 bin, Norveç 23 bin 469, Polonya 727 bin, Rusya Federasyonu 7 bin 96, Sırbistan ve Karadağ(Yugoslavya) 12 bin 338, Slovenya 44 bin, Ukrayna 128 bin, Ürdün 389 bin, Yeni Zelanda 446 bin metrekare ve Yunanistan vatandaşları da 129 bin 351 metrekare arazi satın aldı

[lasrocas]

Türk Telekom, Arapın.

Telsim İngilizin.

Kuşadası Limanı İsraillinin.
izmir Limanı Hong Konglunun...

Araç muayene işi Almanın.
Başak Sigorta Fransızın.

Adabank Kuveytlinin.
İETT Garajı Dubailinin.

Avea Lübnanlının.
Petkim? Ermeninin.
Rakı, Amerikalının.

Finansbank Yunanlının..
.Oyakbank Hollandalının.
Denizbank Belçikalının.
Türkiye Finans Kuveytlinin.
TEB Fransızın.
Cbank İsraillinin.

tabi bunlarında hepsi zaten işe yaramayan yerler..babalar gibi satın bakalım..bir gün kendilerindede bişey satarlarmı bilinmez...

[fullblack]

başbakanın avukatını burda görmek ne kadar ilginç?

[Gölge]

Ülkenin nufus yogunlugunu 3 - 5 şehirle sabit bırakmamak için yapılan tüm çalışmalar mubah olmalı..
Çalışmadan para kazanmanın devri bitti..
Seçim öncesi boşalan merkez bankasının döviz stogu alıcıların elinde kaldı ( :

[L1Square]

Peki bişey sormak istiyorum..Bu yabancı firmalar ,bu kurumları satın alıyorlarda,bizim Türk sanayiiciler,işadamları,firmaları neden buraları satın almıyorlar??

[lasrocas]

çünkü parayı veren düdügü calarda ondan..ama o parayı sözde ölü olan şirketlere verirmisin sen ???

hemen hemen tüm türk şirketlerinin arkasındada yabancı yatırımlar vardır yada yarı hissesi yabancının olan ( bkz ülker)....yani aslında türk şirketler alsada birşey degişmez..gene giden yabancıya gitcektir...

adamların kanıksadıgı bir emelleri var ve bu emeller için dökmeyecekleri para ve dökmeyecekleri kan yoktur...ki bizim türklere teklif bile gitmiyormuş....

bu yüzden para herseyin anasıdır...bizim turk şirketlerinde nerde o para...


Alıntı işlevinin gereksiz kullanımı

Bu mesaj kudI tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 27.07.2007 - 20:23

[L1Square]

İhale ile satılmıyor mu buralar peki?

[lasrocas]

bir coğu evet..ihale ile satılıyor yukarda dedigim gibi bir çok türk firmasına teklif bile gitmiyormuşş...

ki bircoguda gizli emeller altında satılıyor..!!!


bunada itirazınız yoktur sanırım bor örnegini verebilirim...

Türkiye Cumhuriyeti'ne çok görülen kendi öz varlığı üzerindeki 'tekel hakkı' 1890'lı yıllardan 1950 yılına kadar olan sürede bir İngiliz şirketi olan Borax Consolidated tarafından kullanılmıştır. Anılan şirket hiçbir zaman Türk şirketlerinin bor madeni üretmesini, ihraç etmesini, aynı zamanda Türkiye de bir bor rafineri tesisinin kurulmasını istememiştir.'


Alıntının gereksiz kullanımı

Bu mesaj kudI tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 27.07.2007 - 20:23

[Canan]

Türk İşadamları Borsa'da fazlasıyla kazandıkları için yatırım yapmıyorlar ülkemizde
Eeee yemeyenin malını yerlermiş

[lasrocas]

sana cevap vermek istemiyorum bak glamur ne güzel sormuş bende elimden geldigince cevap vermeye calıştım...

en azından beni dinlemeyi biliyor.bende onu anlamaya calışıyorum...

ama sen sadece partinin yaptığı icraatları bazen yanlış olsada savunuyorsun...
yani niye peki demeden neden niçin diye sormadan..
sattılan senin ülkenin malları...farkındamısın...!!!

söyledigin hiçbirşeyi ne belgeleyebiliyorsun nede örnek sunabiliyorsun..boyna yazıyorsun..sırf muhalefet olsun diye yazı yazılmaz...

[aranel]

öyle bi sistem oluştuki zengin daha zengin oluyor bu ülkede..ihaleye giripte ne yapsın..onlar böyle uyutuluyor..yada avutuluyor..

ya amaaan ne yazıp duruyosak bende onu anlamıyorum..

elinde yakında oturduğun ev ve camilerin kalacak..modern kölelik demişti birisi..hakkatende öyle..