

Gidiyorsun....
#41
Gönderim zamanı 01.10.2005 - 21:23
Değerli bir adamsın..
#42
Gönderim zamanı 06.10.2005 - 23:25

Geride Kalan
Ağır ağır demir alıp
Uzaklaştığın soğuk limanda
- elvedasız -
Bir adam duruyor buz gibi
Görüyor musun?
- Ufuk çizgisine bak!
Oysa adını yıldızlara yazıp
- dilek diye -
içinde binbir umutla
denize bırakmıştı o limandan...
Şimdi saçlarından süzülen yağmur
çeliğe su verircesine
soğutuyor kor olmuş yüreğini.
Ve sen,
hırçın denizlerin kızı!
Farkında olmadan imzanı attığın fermanın
kalemini kıra kıra
gidiyorsun...
Git...
(08.08.2005) Beyoğlu
Barış Aluk
Resim : FotoKritik
Değişiklikler Kaydedildi...
#43
Gönderim zamanı 06.10.2005 - 23:28

Çocuk Yüzünde Gizlidir Yaşam!
Çocuk yüzünde gizlidir yaşam
Mutluluk öylesine yalındır
Ve hatta sadece mutludur mutluluk
Bir çocuk yüzünde
Acıya da dönse yüzü
Merttir diye bir çocuk bakışı
Ya da alçaklık uğramadığı için hala
Acı bile mutludur
Çocuk yüzünde
Ne kadar samimiyet varsa
Bizden uzaklaşıp giden
Ağlaşarak süklüm püklüm
Gider sığınır bir çocuk yüzüne
Acı, mutluluk, samimiyet
Asla karışmadan birbirine
Sırasını bekler aslında
Çocuk yüzünde
Dingin bir rıhtım gibi aslında
En koyu
En gerçeklik halinde
Dalgalanmak için sana bana
Bir çocuk yüzünde gizlidir yaşam.
Gerçekten bakana ama...
(15 Temmuz 2005)
Sait Muharrem Say
Resim : FotoKritik
Değişiklikler Kaydedildi...
#44
Gönderim zamanı 06.10.2005 - 23:33

Bekliyorum...
Hiç umudum tükenmesin diye
Tanrıya dualar edip,
içimdeki bu hasretin
isyankar duygularını
zoraki bastırmaya çalışarak
gözlerimdeki bir tek damla yaşı bile
gizlice akıtarak
ve
şarkılar söyleyip
şiirler yazarak
sadece ve sadece
kendimle savaşarak
bekliyorum....
Biliyorum bir gün anlayacaksın sana olan sevgimi.....
ve.....
seni benden daha fazla kimsenin sevmediğini......
anlamasan da....
gelmesen de.....
olsun.....
canın sağolsun.....
ben....
senden sen dahil hiçbirşey isteyemem ki biliyorum......
ben......
seni.....
sevmeyi.....
seviyorum.....
Dilek Çınar
Resim : FotoKritik
Değişiklikler Kaydedildi...
#45
Gönderim zamanı 07.10.2005 - 00:16
kişinin özlemidir.
Kendi yerini yerleşiklikte
bulamayan kişi,
onu yolculukta arar.
Nasıl, bir yer, bir yolun başı ya da sonu;
bir yol da, bir yerden önceki ya da sonraki
bir durumsa kişinin durumu da,
hep, öyle, ya da, böyledir...
Yerini yitiren kişi,
yola çıkmak zorundadır.
Yola çıkan kişi, yeni bir yer arıyordur
ama yola hep bir (eski) yerden
çıkıldığını da unutmaz : her varılan yerin de
(yeniden) bir yola çıkış yeri olabileceğini...
Yabancılığını kalıcı kılmak isteyen kişinin,
yerleşikliğinden rahatsız olması gerekir;
ve tersi : yerleşikliğinden rahatsızlık duyan
kişinin, kalıcı bir yabancılık bulması...
Yerleşiklik, herbir yandan bağlandığımız,
hepsi de gergin zincirlerin verdiği bir
dinginliktir ancak yani, bir sıkı
kölelik...
Ama, "mutlak kölelik" dışında, her kölelik,
köleye devinimde bulunduğu izlenimini verecek
kadar gevşek tutar onun zincirlerini
gerginlik, zincirden zincir olarak
uzaklaşma çabasıyla belirir;
böylece de kişi, çok devingen olduğu,
sürekli etkinlikte bulunduğunu sandığı
bir edilgenlik, bir sürüklenme içinde
yuvarlanıp gitmez...
Yerleşiklikten rahatsız olan kişinin
gezginlikte aradığı, aslında,
yerleşebileceği bir yerdir: Düzenini
bozarak gezginliğe çıkan kişi, kendi
düzeninin peşine düşmüştür.
Gezginlik de, öte yandan, hiçbir bağlantı
taşımaksızın, salt gezmek için gezmek haline
gelebilir rahatlıkla, kolayca
bu kez de tam bir boşluk...
Zincirlerin gergin ya da gevşek
tam yokluğu da,
boşluğa köle olmaktır.
Köleliğe tek çare, herhalde,
zincirlerini koparmak ve zincirsiz kalmak
değil,
kendi zincirlerini kendisi yapmış,
kendisi kendi ayaklarına takmış, bağlamış
olmaktır özgürlük de budur... (Hani,
"kendi kendisinin efendisi olmak"tan
söz edilir ya...)
Düşüncenin devinimi, düşünen kişinin devinmesidir
ancak onunla gerçekleşebilir ancak:
Yerleşik kişinin düşünceleri de durağan olur.
Çünkü, içinde yeniye yer bırakmayan
bir 'düzenliliği' yaşayan kişi, aslında,
üst anlamda bir düzensizlik yaşıyordur
içinde yeniye yer tanımayan bir 'düzen',
eskinin düzensiz karışımlarından başka bir
yere ulaşamaz.
Her an ayrıyı, aykırıyı, yeniyi yaşayan kişi,
düzenli bir yaşam yaşıyordur.
İnsanlar ne sanıyorlar ki 'düzen'i
kendi dar, çarpık açılarından bakarak :
sabah-akşam, gidiş-gelişlerini 'düzenleyen'
bir 'seyrüsefer nizamnamesi' mi?! Oysa,
asıl düzen, düzensizlikten çıkarak
düzene ulaşmağa çabalayan bir düzenleme
uğraşısında bulunabilir ancak.
'Verilmiş', 'varolan' düzen,
yoz bir düzensizlik biçimidir.
Düzenlilik gereksinmesinden
yani, düzensizlikten çıkmayan
'düzen', beş para etmez, düzen olarak...
Kişi, yoldaş diye,
ancak kendi ulaşabildiği yerlere varabilecek,
daha ileriye yürüyemeyecek kişiler seçiyorsa,
kendisi de duruyor demektir... (Oysa:
"...daß Andere sie aufnehmen
und fortsetzen ... mögen ... kommen
und weiterfliegen ...
und es besser machen ...")
Bir yerde ('bir süre için' diyerek)
dinelen kişi için en büyük tehlike,
o yere yakınlık duyması; o yeri,
bütün yollarının sonu,
bütün yönlerinin ereği sayması;
yerleşebileceği bir yer saymasıdır
en büyük tehlike, huzurlu yerdir:-
Mezardır orası...
Her bir yorgun yolcunun dineldiği yer,
dinlenmiş bir yolcunun yola çıktığı yerdir.
Kendine yeni bir yol arayan kişi, önce,
kendinden önce yürünmüş yollara bir bakar
kendi yürümek isteyebileceği yola benzer
bir yol bulmak için; çoğunlukla da bulur
ama, acaba, o bulduğu yol(lar),
tam da bulduğu yol(lar) olarak,
kendi aradığı yola aykırı değil mi?
Yeni bir yol aramıyor muydu, arayan kişi
ne işi var öyleyse, eski (yürünmüş)
yollarda?!
Belirli bir yol arayan kişi için en büyük
tehlike, o yolu bir yerde durarak, 'bakarak'
arayabileceğini (hatta, bulabileceğini)
sanmasıdır çünkü, yollar bulunmaz:
yürünür; yerlerde ise, olsa olsa, durulur
onlar, bulunur; artık, yürünmez...
Yola çıkacak kişinin aşması gereken
ilk ve en önemli engel,
kendi yerleşikliğidir :
kendi yeri
kendisidir...
Bir yerde ('bir süre için' diyerek)
dinelen kişi için en büyük tehlike,
o yere yakınlık duyması; o yeri,
bütün yollarının sonu,
bütün yönlerinin ereği sayması;
yerleşebileceği bir yer saymasıdır
en büyük tehlike, huzurlu yerdir:-
Mezardır orası...
Oruc Aruoba
Bu mesaj PReNS tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 07.10.2005 - 00:17
"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"

’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.
Paul Valéry
#46
Gönderim zamanı 18.10.2005 - 23:36

Hicrannâme
Aynalarda seni hissediyorum,
Hayal ırmağının çağıltısında
Umutların mecnun parıltısında
Rüyalarda seni hissediyorum...
Ey dost en güzelin nakışındasın,
Nurun karanlığa akışındasın,
Bir denizin şehlâ bakışındasın
Dalgalarda seni hissediyorum...
Şûledar eyleyip sundun elini,
Tayfuna çevirdin sevda yelini,
Tutuşturdun yüreğimin külünü,
Nevalarda seni hissediyorum...
Yürürken gecenin kalbine doğru,
Gönlümden beynime vuruyor ağrı,
Yalnızlık bir çöldür, ayrılık uğru,
Tenhalarda seni hissediyorum...
Akşamın renginde ay ışığında,
Bir gül yaprağının kırışığında,
Bulutta, yağmurda, gökkuşağında,
Semalarda seni hissediyorum...
Hüzün gözlerinden ruhuma düşer,
İçim acılarla yoğrulur pişer,
Ey hicran yıldızı ahsen-i beşer,
Dualarda seni hissediyorum.
Nurullah Genç
Resim : FotoKritik
Değişiklikler Kaydedildi...
#47
Gönderim zamanı 20.10.2005 - 14:26
r m
a d
a ğ
ı
n
ı
m
Değişiklikler Kaydedildi...
#48
Gönderim zamanı 30.11.2005 - 12:26

Suskunun Saati
Susar kuşlar
Susar kent
Cadde...
Sokak...
Kurulur suskunun saati
Öpüşleri nasıl da soğuk sevdiğimin
Donup kalmış
Sevda kokanı bile sözcüklerin
Buz tutmuş şiir
Buz tutmuş türkü...
Kurulmuş suskunun saati
Gelinir sonra
Hem nasıl gelinir gör
Devinir tarihsel birikim denizi
Çatlar tohum...
Çatlar zaman..
Kırılır suskunun saati
Gör nasıl kırılır...
(1979)
Ahmet Telli
Resim : FotoKritik
Değişiklikler Kaydedildi...
#49
Gönderim zamanı 17.12.2005 - 16:01

sen giderken
gecelerle kaldım......
katrankarası
kaldırımlarda
sizin sokagın
gecenin koynunda uyudum
sabahladım
nöbetindeydim
hani bir tesadüfün
seni getirdigi
o sokakta, kaldırımlarda
belki yine bir tesadüfle
o sokağa gelirsin diye
karanlıklarla
dostlugumu bozarsın diye
güneş gibi dogarsın
yalnızlıgımın üstüne
paylaşırsın
o sokaktayım
bekliyorum
bekleyecegim
biliyorum
geceme geleceksin
tesadüfen
biliyorum
kaybetmedim umudumu
yalnızlıgın acısı
sarınca bedenini
düşünecek ve anacaksın
boynü bükük bıraktıgın
aglamaklı bıraktıgın
o sokaga döneceksin
kaybetmedim ki umudumu
yoksa
nöbet tutmazdim
karanlık sokaklarda
uyurmuydum
gecenin koynunda
inanıyorum
hatıram gözünde
canlanınca
amansızca daldırınca
hayelime
yalnız olamayacagını
yapamayacagını
anlayacaksın inanıyorum
geleceksin
yalnız
bıraktıgın o sokaga
döneceksin
tesadüftü o sokaga gelişin
tanıştık
tesadüfen
sevdik
sokak ve kaldırımlar
şahit
sevgimize
umudumu hiç yitirmedim
inanıyorum
yine
sokak ve kaldırımlar
şahit olcak gelişine.........
Resim : FotoKritik
Değişiklikler Kaydedildi...
#50
Gönderim zamanı 06.03.2006 - 12:20

Dalga dalga geliyorum sana
Damla damla hasret yüklüyüm
Bulut bulut bakışlarım
Yağmur gibi gözyaşlarım
Dört mevsimi yaşıyorum teninde
Hasretler, kavuşmalar
Gözlerinde hüzün var
Kahroluyorum bakışlarında
Gitmelere kızıyorum, senden giderken
Resim : FotoKritik
Değişiklikler Kaydedildi...
#51
Gönderim zamanı 08.03.2006 - 00:40
buralarda gece uzun
gün ışığı yakındır
var git artık
bakma ardına
ölüme fazla sokulma ama
düşün ki
mevsim rüzgarlarının savurduğu
bir orman insan
sev onu, sokul, konuştur
doludur fazla üstüne varma
hep susmak
susmak...
yetmiyor bazen
işte bu yüzden
bütün ışıkları yanmalı yeryüzünün
ozanlar herşeyi anlatmalı
var git artık
acıyı aşındırma
tut
ve at sevdaya uzaan çağlayana
Yılmaz Odabaşı
"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"

’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.
Paul Valéry
#52
Gönderim zamanı 30.07.2006 - 22:53

bugün,
su ve dolunayın ilk günü
asrî gül saatlerindeyim
sular ve melekler içindeyim...
birazdan gözlerinin
kristal tenine salar beni meleğim
gitme,
bütün şarkıların sonunda
biriken ateşimde kal
yansın sularda tükenen tenim
gitme,
herkesin yeni bir düş için
dolunaya durduğu gözlerden
sonsuza mühürlenmiş bir aşkın
kokularını akıt ruhumun kıyılarına...
mehmet ocaktan
Değişiklikler Kaydedildi...
#53
Gönderim zamanı 30.07.2006 - 22:56

Önce kavak yelleriydi başımız üstü
kaçamak bakışlar estikçe
tek tek düşen yapraklarla savrulan
okul defteri sayfalarına çizilen kalp içinde
yan yana iki harf
düşsel bir peri masalıydı aşk
avuçlarımda değildi ya ellerin
asi gelinciğin isyanıydı gülüşüm
kendimden kaçıp yine kandime sığınmalar
senden uzak, seni bulamadığım anlar
fırtınaydı, seldi, yangındı aşk
bir yudum sevda, bir ömür kavga
bir ucu elimde, kayıptı öbür ucu
bir yazılama sonrası sırılsıklam ıslak dönüşlerde
bağlamanın tellerine düşen ağıtlardı aşk
beton zeminler üzerinde
dört adımda saatlere sığmayan voltalar
taş yastıklara yanyana baş koymalar
mektup yasaklı günlerde
'bu gün posta günü canım sıkılır'
türküsünün hep bir ağızdan söylenişiydi aşk
boyundurukta boynu ala öküzün
toprakta özlem yağmura
başak başak güneşe bakan bir çift göz
karasabanı koynuna alma arzusu
tohumun toprağı yarmasıydı aşk
beni yüreğinde ara can bakışlım
sensiz öldüğüm gecelere sor
dizelere düşürdüğüm hecelere
kayıp yıllar arasından koparıp aldığım
alıp vurgunca sakladığım
sığındığım gözlerinde ayışığıdır şimdi aşk...
Meral Vurgun
Değişiklikler Kaydedildi...
#54
Gönderim zamanı 30.07.2006 - 23:05
Gitme kal benimle,
Son sözümü söyletme,
Sen de sevmistin inkar etme.
Aldigim her nefeste sen vardin,
Ne oldu, hani vefali bir yardin?
Olmazsa,olmazlarim vardi,
Askin,akilimi basimdan aldi.
Göz yaslarim dondu kaldi,
Büyük hayal kirikligi yasandi.
Gidersen mutsuz olurum,
Kirilir kanadim kolum.
Sevgi,saygi.onur,
Olmaz askta gurur.
Kalbimin sesini dinliyorum,
Sana yürekten gitme kal diyorum.
Sonunda sevgimi mazime gömerim,
Aslinda bu degildir emelim
Seni içimden içimden söker atarim,
Gönül sayfami ebediyen kapatirim.
Istersen,gidersen gidersin,
Inan ki bir daha zor dönersin.
Hanzade Eren
#55
Gönderim zamanı 02.08.2006 - 20:44

Alıp gönlümü gitmek var içimde
Alıp başını gider gibi gitmek,
Hiç kimselere sormadan
Hiç kimseden çekinmeden
Kapıyı açıp sadece gitmek.
Bir damla gözyaşıyla karalanmış
Bir kaç satır bırakıp geride
Gözlerimi kapayıp gitmek
Bilinmez diyarlara
Alıp gönlümü gitmek var içimde
Bir kalp sızısı olmadan
Kimseyi kırmadan
Umudun yolculuğuna mavi bir yelken açmak
Kanatsız uçmak sabah ayazlarında
Çırılçıplak soyunmak tüm gerçeklere
Huzuru bulmak yatağımın başucunda
Bir avuçta olsa
Bir satırda olsa gülebilmek yazdıklarıma
Alıp başımı gitmek istiyorum
Gönlüme sığdırdığım bir ömürlük
Hüzünlerimle
Sayfalara bulaşan gözyaşlarımın
Uzaklara gidişini seyrederek
Mavi dalgalara dalmak
Alıp başımı gidiyorum
Arkama bile bakmadan
Öylece..
Canan Karadeniz
Değişiklikler Kaydedildi...
Benzer Konular
Konu | Forum | Konuyu Açan | İstatistikler | Son Mesaj Bilgisi | |
---|---|---|---|---|---|
Sonat Bağcan - Nereye Gidiyorsun?![]() |
Yerli Videolar | kar tanesi |
|
![]()
|
|
Gripin - Sen Gidiyorsun |
Yerli Videolar | Muziçko |
|
![]()
|
|
Jale - Gidiyorsun |
Yerli Videolar | Muziçko |
|
![]()
|
|
Zafer Peker - Gidiyorsun |
Yerli Videolar | dokuzharf |
|
![]()
|
|
Fatih Kısa Parmak - Demek Gidiyorsun |
Yerli Videolar | GökceN |
|
![]()
|
2 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 2 ziyaretçi, 0 gizli