


Kara Cüneyit 'in Penpe Günlüğüsü
#121
Gönderim zamanı 10.08.2009 - 16:05

#122
Gönderim zamanı 10.08.2009 - 16:25
Biraz açar mısınız ?
#123
Gönderim zamanı 10.08.2009 - 16:28

#124
Gönderim zamanı 10.08.2009 - 16:33

Not:
Cüneyİt'in bu macerasının sonu yarın sabah servis edilecektir.
Bilginize...
#125
Gönderim zamanı 11.08.2009 - 00:47
Zil sesini duyunca "Kim o?" diye seslendim..
Arkadaşlar "Heyecanlanma, kendine gel..Ders zili çaldı, kapı zili değil" dediler.
Ne heyecanı arkadaş, Kamuran Öğretmenin verdiği paragrafı su gibi ezberlemişim, neden heyecanlanayım ki?.. Kafamda son kez tekrar ettiğim için dalmışım biraz, hepsi o. Konsantrasyonumun likiditesi absorplanmış..Oh yeah! (bkz: ne demek istediği anlaşılamadı)
Dershane kapısı açıldı, Noktalıvirgül Kamuran Öğretmen girdi içeri, her zamanki gibi virgüllere, noktalara dikkat etmemiz gerektiğini tembihledikten sonra bana döndü, "Hazır mısın Cüneyt?"
"Ne demek hojam, hem de o biçim.." dedim cırıtarak.
"Hemen cıvıtma" dedi "Gel bakalım tahtaya.."
Kalktım, göğsüm yarım metre ileride, başım yukarıda, bedenim 60 x 90 x 60 formatına uygun durumda ve sert adımlarla tahtaya yürüdüm. Bastığım mazotlu ahşap zemin kendinden emin adımlarımın ağırlığından şapır şupur(bkz:gacır gucur) ötüyordu adeta. Tarihi andı bu, edebiyat dünyası çağ atlayacaktı...Ahh, Neriman da bizim sınıfta olacaktı ki görecekti havamı.
Tahtanın yanında hazırola geçtim ve soru yağmurunu beklemeye başladım.
"Servet-i Fünun Edebiyatından bildiğin bir şeyi anlat" dedi Kamuran Öğretmen.
Kendimden emin bir gülümseyiş yerleşti dudaklarıma, bu da soru mu gibilerden...Boğazımı temizleyip anlatmaya başladım : " Padişah VII.Servet bir gün..."
Sınıfta tııss sesleri duyuldu. Hemen de su koyarlar havan topları.
"Ne padişahı, ne VII.Servet'i oğlum ?!" diye sözümü kesti Kamuran Öğretmen.
Hemen düzelttim, " IV.Murat..."
"Oğlum ne diyorsun sen ?! Hatırlasana sana verdiğim paragrafı.."
Mesele o zaten,hatırlayamıyorum ki..İlk satır bir türlü aklıma gelmiyor, bir gelse arkası su gibi akacak..
Bir daha denedim, "Kral Faruk..."
"Cüneyt saçmalama.."
"XIX.Süleyman Demirel?"
Sınıf artık tıslamayı bırakmış, açıktan kahkaha atıyordu. Niye gülüyor bu pecemenkler yahu?
"Deli etme beniii..." diye sesini yükseltti Kamuran Öğretmen.
"Nick the Chappel?"
"Cüneeeeyyytt !!!"
Eyvah, Kamuran Öğretmen çileden çıkmıştı.
Son bir umutla direndim, "Kuyucaklı Yusuf Pehlivan?"
Önce Kamuran Öğretmenin not defteri saçlarımı yalayarak uçtu, ardından tebeşirler mermi gibi yağmaya başladı. Ön sırada oturan iki arkadaş beni kollarımdan tutup koridora, oradan da arka bahçeye kaçırdılar.
Kaçarken bile şansımı denemekten vazgeçmiyordum, " 73. Sait El Mübarek?"
İnatçıyımdır arkadaş, damarım tuttu muydu konuşurum ben..
Arkadaşların yardımıyla arka bahçenin duvarını tırmanıp tüydüm okuldan.
Sınıftakiler kolonya ve su getirip Kamuran Öğretmeni yatıştırmaya çalışmışlar, bir de tuhaf sözler söyleyip teselli etmişler..İşte ben salakmışım da, elimde değilmiş de, zaten tahtalarım eksikmiş de, o yüzden üzülmemeliymiş de...Yıkama yağlama ekibi sizi, sorarım ben size..Var mı Kara Cüneyit'e imeyil(bkz:posta) laayyynn ??!!
Babam duymuş olayı nerden duyduysa..Arkadaşlarla haber yollamış, "Eve gelirse onun anasını bipbipbip " demiş..Yahu anamın suçu ne boppa(bkz:baba) ?!..Anama da, "Bu sefer sen karışma, eğer beni o numaralarınla yumuşatmaya kalkarsan senin de ananı bipbipbip" deyip daha baştan pasifize etmiş kadıncağızı..Ne konu komşunun ricaları, ne aile büyüklerinin araya girmeleri, ne ilçe jandarma komutanının kanun hükmündeki kararnameleri caydırabilmiş kendisini..
Yine yedi gün bağda bostanda yattım. Sonunda anam B planı mı ne koyduysa yürürlüğe affetti babam, öyle dönebildim eve.
İyi ki Neriman bizim sınıfta değil.
...Edebiyat ne mi oldu?
Dört buçuktan beş anasını satayım, geçtim yani..Hi ho ha !
Nasıl mı?.. "Yeter ki bir an önce bu okulu bitirip, çekip gitsin..5 de veririm, 10 da" demiş Kamuran Örtmen.
Yoksa elinden bir kaza çıkabilirmiş.
Bu okuldan giden Cüneyİt'in taa bipbipbipbipbip!..
Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 11.08.2009 - 00:48
#126
Gönderim zamanı 11.08.2009 - 10:38

#127
Gönderim zamanı 11.08.2009 - 17:46

Yuppii heyoo geçti cüneyİt yaşasın

Çok yaşa ortak çok güzel yaa

#128
Gönderim zamanı 12.08.2009 - 04:41
ahaha bezdirici Cüneyit
Ehee
Yuppii heyoo geçti cüneyİt yaşasın![]()
Çok yaşa ortak çok güzel yaa
Teşekkürler dostlarım...

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 12.08.2009 - 04:42
#129
Gönderim zamanı 24.08.2009 - 11:00

#130
Gönderim zamanı 24.08.2009 - 12:30

Merak ettiğim şey sayın alsancakbeykardeşim ; bunları siz kendiniz mi yazıyorsunuz? Kendiniz yazıyorsanız siz bir senarist misiniz? Değilseniz neden değilsiniz? Yazık değil mi bu yeteneğe?
Çok beğenerek okudum hepsini, ben burayı neden daha önce keşfetmedim ki


...
#131
Gönderim zamanı 24.08.2009 - 14:06
Harika yine güldüm iyi geldi
Hep gülersiniz umarım dost €ylül

Teşekkür ederim ilginize.
Sevgi/selam.
İlahi Cüneyit sen adamı öldürürsün
Merak ettiğim şey sayın alsancakbeykardeşim ; bunları siz kendiniz mi yazıyorsunuz? Kendiniz yazıyorsanız siz bir senarist misiniz? Değilseniz neden değilsiniz? Yazık değil mi bu yeteneğe?
Çok beğenerek okudum hepsini, ben burayı neden daha önce keşfetmedim kiBekliyoruz efem, fan kolik olacağız buralarda : alsancak ve cüneyiti fanları buraya
Ne kadar içten bir mesaj bu...
Korkunç keyiflendim

Çok teşekkür ederim.
Her zaman bekliyorum.
Sevgi/selam.
#132
Gönderim zamanı 24.08.2009 - 21:17
saygı ve sevgiyle..
#133
Gönderim zamanı 26.08.2009 - 21:16
Sevgi/selam.
Not: Hankı cınav?

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 26.08.2009 - 21:17
#134
Gönderim zamanı 26.08.2009 - 21:19

#135
Gönderim zamanı 26.08.2009 - 22:05

Not: Buralarda olduğuna sevindim...
Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 26.08.2009 - 22:07
#136
Gönderim zamanı 02.09.2009 - 12:26

#137
Gönderim zamanı 02.09.2009 - 13:29
Bir haftadır yoktum ya, müdürüm quStah, "Gelince beni görsün" demiş.
Gittim, kapıyı tıckladım.."Gir" dedi antik kentlerden gelir gibi tüyler ürpertici boğuk bir ses.
Girdim ve hemen esas duruşa geçtim..Müdür karşısındaki esas duruş çok önemlidir usta, yıkama yağlamacılığın anasını...oluşturur yani.
quStah masada kaykılmış oturuyor, aynı fotoğrafındaki gibi.. ruh, harabelik.
Beni patates soyma işine verdiğinden dolayı kendisine bozuğum ama yine de yağımı çektim tabii, "Buyrun sayın müdürüm, beni katip arz-ıhalim yaz yare böyle etmişsiniz(bkz: çağırmak).."
"Nerdesin sen yahu?" diye tepeden bir bakışla sordu.
"Ne zamandan beri?" diye karşı sorumu patlatacam ama yutmaz, eski numaramdır, bilir.
"Bir haftalık eyirport(bkz: rapor)" diye hatırlattım..
Müdüre bak yahu, elemanının kamyon altında kaldığını unutuyor(bkz: Orta Anadolu grup ikincisi ağır siklet boksör PACMAN'dan yenilen dayak).
"Ha, şu mesele.." dedi.
Ha, o mesele ya !!! Bir de bana sor, kolum bacağım gözüm hala kendine gelemedi.
"Tekrar geçmiş olsun" dedi cırıtışını gizlemeye çalışarak, ben anlamadım sanki..Ah, masanın o yanında ben, bu yanında sen olacaktın ki gösterirdim ben sana cırıtmayı...Ben adamı kabak gibi...Neyse, kes.
"Otur" diye karşısındaki koltuğu gösterdi..
Ben ha, koskocaman müdürümün karşısında oturmak ha ?. Asla !..
"Aposturofi'es(bakz: estağfurullah)" diye direndim tüm yağcılık kariyerimi konuşturarak.
"Otur, otur" diye üsteledi..Müdür kısmına fazla direnip asabiyetik/siyatik/bankamatik durumlarıyla oynamaya gelmez, aniden değişiverip oyarlar adamı halimbahadır(bkz: alimallah)..İçimden 'Bu kadar cilve yeter' diyerektengel oturdum.
"Konuya gelelim" diye girdi söze, çok önemli bir devlet sırrı açıklayacakmışcasına, "şu patates meselesi.."
"Haklısınız sayın müdürüm ,hassas bir konudur," diye hararetle destekledim..Yağcının kralıyım ben anasını satayım, kimse alamaz, alamayacak bu ünvanı benden.
'Kes yağı' der gibi yüzüme bakıp devam etti, "Bugün mutfakta başlıyorsun işe..bir iki nokta var, hatırlatayım dedim.."
"Hatırlatın efen'im " diye zhempatik olmaya çalışarak kafamı salladım, oysa ruhsal kombinasyonlarım nasıl da depresyonal içeriklerle çalkalanıyordu...Ben, yani anamın "Büyüyünce Fisiton Çörçil(bkz: Winston Churchill) olacak oğlum" diye el beybi gül beybi büyüttüğü oğlusu harabelik bir yerde patates soyacaktı ha ?!..Sokaklarda "Battis var suvan var !" diye bağırsaydım daha evlaydı be..Höngürt !
Ama ben de bu işten sıyırtmazsam bana da Kara Cüneyİt demesinler.
"İlk nokta" dedi müdürüm quStah göbeğini kaşıyarak, "patateslerin kabuklarını ince soyacaksın.."
"İnce iş yani..he he he !" diye espri yaptım..Kendim yaptım kendim güldüm esprime, kendin pişir kendin ye gibi oldu yani..Sayın müdürüm gülmedi, anlamıyor herhalde espriden, zaten zorla olmaz bu iş,allah vergisidir, yapacak bir şey yok. Amin !
"İkinci nokta" diye devam etti, "patatesleri çok haşlamayacaksın ki dağılmayacak"
Yine espri yaptım "Doğru sayın müdürüm, dağılırlarsa toplayamayız...he hi hu !"
Yine kendim yapmıştım esprimi ve kendim gülmüştüm..Bu adamı nasıl güldüreceyis yahu, hep kafam gözüm bacağım sarılı mı olacak gülmesi için?..O zaman cırıtmasını biliyor ama.
Birden damdan düşer gibi "Espri yapma üşüyorum" dedi.
"Ne gibisinden sayın müdürüm?"
"Esprilerin buz gibi" demez mi...Der, çünkü o müdürdür.
Morarıverdim. Tepeden inme söylenir mi bu söz şimdi?..Azcık alıştıra alıştıra söylesen olmaz mı?..Mesela örneğin, "Kapı mı açık, cereyan yapıyor.." veya "Balkanlardan gelen soğuk hava dalgası.." diye bir giriş yapsan ben anlayıp ta susmaz mıydım yani?..Bi daa sana espri yapanın bipbipbip...İntikam ateşiyle yanıyorum anasını satayım.
Sırayla patlıcan morundan çingene pembesine, oradan ayşe fasulye yeşiline dönüşen suratımın rengine aldırmadan sordu, "Anladın mı dediklerimi?"
"Ben mi?" diye kontr sorumu patlattım.
Cırıttı ama bu kez sinirdendi cırıtması, "Elbette sen..Üçüncü kişi mi var odada?"
"Yok mu?" diye sürkontr sorumu da oturttum.
Sol gözünde tik oluştu birden, masaya yumruk atmamak için zor tuttu kendini "Dalga mı geçiyorsun, var mı bizden başkası odada?"
"Yok" dedim.
"O zaman cevap ver soruma"
"Bütçe görüşmeleri mi?"
"Cüneyyttt !!" diye ayağa kalktı, "deli etme beni, patatesi soruyorum !!!"
"Haşlamalık cinsini mi?"
Ayağa fırladı hışımla "Ulan ben sana ne anlattım?" diye bağırdı.
"Ne zaman sayın müdürüm?"
"Biraz önce salaakkk, biraz önce !!!" Kıpkırmızı olmuştu rengi öfkeden.
"İnsan ruhunun aforizması?" diye sordum istifimi bozmadan.
Masanın üstüne fırlayıvedi ve bağırmaya başladı, "Alın bunuuu, alın bunuuu dışarııı!! Elimden kaza çıkacak, alın bunuuu!!!"
Korumalar daldı içeri, kollarıma girip beni uçururcasına çıkardılar dışarı.
Sayın müdürüm quStah hala bağırıyordu içeride.
Ertesi gün beni mutfaktan aldılar. Evrak kayıta verdiler.
Yırttım patates soymaktan...Hi ho ha!
Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 02.09.2009 - 19:35
#138
Gönderim zamanı 02.09.2009 - 13:42
#139
Gönderim zamanı 02.09.2009 - 17:01

Sevgi/selam.
#140
Gönderim zamanı 02.09.2009 - 19:17

Benzer Konular
Konu | Forum | Konuyu Açan | İstatistikler | Son Mesaj Bilgisi | |
---|---|---|---|---|---|
NASA, Ay'a kadın astronot çıkaracak |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
![]()
|
|
Instagram IGTV için radikal karar! |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
![]()
|
|
Çin, Ay'ın karanlık yüzüne keşif aracı gönderdi |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
![]()
|
|
Kısas Nedir? Bakara 178-179. İsra 33. Maide 45. Ayetler. |
Din & Ahlâk | halukgta |
|
![]()
|
|
Bakara,284. Allah İçimizden Geçirdiklerimizden Bizleri Sorumlu Tutar m![]() |
Din & Ahlâk | halukgta |
|
![]()
|
32 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 32 ziyaretçi, 0 gizli