11 önümarkamsağımsolumsobe 2008"Hııınaaarrgggk..Hohushhh.." (bkz: Kara Cüneyİt esneyip gerinerek uyanıyor).
Hafta sonusu gecem fırtına gibi geçti. Cumurtesi'yi Pazar'a bağlayan sabaha karşısını şamrel(bkz: mambo) yaparak karşıladım. Zabaklara kadar eğlendim içtim, kasus...Şişelenmiş yayık ayranı bulamayınca sade kasusla yetinmek zorunda kaldım. Kasus ta fena gitmiyor ama sek içemiyom, tokanıyoru, su veya soda ilave ederek içiyorum. Özelim ben anasını satayım, cins.
Cumurtesi gecesinin başlangıcında overlokçu Şukufe Aplam'da yemekteydim, ısrar etti illa gitmem için. Kıramadım, gittim. Bir kutu Abudabi hurması götürdüm giderken. Eee, usul adap biliriz usta, ne yani..
Çoluk çocuk masa başına toplanmışlar, enseye şaplak şeye barnak(bkz:şen şakrak) yiyip içiyorlar. Kocası, Avni Baba sever beni, hemen masanın başına, yanına buyur etti. Erken başlamış içmeye ve çoktan dağılma aşamasına gelmiş, ağız yüz birbirine karışmış, fren balatası aşınmış o biçim. İkide bir kalkıyor ayağa, hepimizi şapır şupur öpüyor, ardından bir nutuk atıyor ' nolacak bu melmeketin hali' hesabından...Hep bir ağızdan '"İyi olacak Avni Baba!" diye yanıtlıyoruz, sakinleşiyor. Bu kez de bir oynak havaya başlıyor, "Ne de güzel barnağın var...Altın yüzük isterim Osman Aga..."
Şukufe Aplam anlattıydı bir gün, hayatında bu türküden başka müzik namına bir şey bilmezmiş Avni Baba, do'yu görse domates sanırmış..Ama 'el el üstünde kimin eli var' oynadıkları gece(bkz:gerdek gecesi), sadece o geceye mahsus olmak üzere ve saturday night fever'dan(bkz:ateşi yükselmek) olsa gerek, 'İlimon yanaktan, öpüverem gaymaktan' diye ordan burdan birbirine yamadığı kendi sentezi bir türküyü söylemiş. Hepsi o kadar.
Avni Baba benim için hep bir teselli kaynağı olmuştur, ona bakıp bu dünyada tek olmadığım için biraz avunmuşumdur.
Uzatmayım, Avni Baba henüz gecenin başında los machucambos(bkz:mort) oldu, götürüp yatırdık. Şukufe Aplam, çocukları, gelinleri,damatları,torunları falan feşmekan devam ediyoruz.
Derken gecenin ilk sulu yemeği geldi. Ugh Manitu(bkz: aman allahım), o da ne ?!..Bamya bu!
Nerden buldun bunu Şukufe Apla, yaktın beni.
Bamyayı görünce fenalaştım, oram buram titremeye başladı.İnsan önce yaprak sarmasını(bkz:hindi dolması) getirir be Şukufe Apla, allah ne verdiyse yer, giderdik yolumuza..
Bamyayı görünce fenalaşmamın bir background'u(bkz:havan batsın Cüneyİt) var elbette. Hikayenin yarısında bayılmazsam anlatayım:
Ben çocukken babam, gururla bipbip'imi(bkz:sansür) tıktıklar veya lastik gibi çekiştirip sündürürdü, bu arada uzunları yakıp ters yola giren laz uşağı gibi parlardı gözleri...Bir yandan da "Büyüyünce Baltacı Memet Paşa olacak benim oğlum..Hanimiş bamyası.." sözlerini nakarat halinde söyler dururdu. Babamı ancak kedinin fareyi sevdiği kadar seven kaynanası, yani anneannem ise bir yandan benim için ördüğü mavi hırkaya iki ters bir düz atarken homurdanırdı, "Görmemişin oğlu olmuş, tutmuş kulağını koparmış.." İyi ama babam benim kulağımı sündürmüyordu ki...Kulakla bipbip arasındaki ilişkiyi bugün bile anlayabilmiş değilim anasını satayım, bu nasıl bi kafaysa artık.
Neyse uzatmayım, ilk başlarda hoşuma giderdi bu tıktıklar ve sündürüşler, kikir kikir gülerdim.Hatta, "Bi daa babe(bkz:baba), bi daa" diye babamın peşini bırakmazdım.
Böyle böyle yaş geldi beşe..Hiç unutmam, komşularımızdan kimileri birkaçar gün arayla kırmızıya yeşile boyanmış kuzular getirdi bahçelerine ve beslemeye başladılar. Öyle özenle bakıyorlardı ki kuzulara, bir kucak kucağa yatmadıkları kalıyordu. Anlayamadım o zaman bu aşırı hayvan sevgisini hatta kıskandım, çünkü babam bile böyle derin bir aşkla tıklayıp sündürmüyordu bipbip'imi.
Bir sabah tüm o kuzular yok oluverdi, hem de kanlı bir biçimde..Meğer kurbanlıkmış hepsi de, semirsin diye öylesine özenle beslermiş onları millet..Pecemenkler !
O sabah birden dank etti, ulan babam da elinden gelse kuş sütüyle besleyecek kadar özen gösteriyor bipbip'ime..Demek ki, niyeti bozuk, besleyip besleyip kesecek..Şafak attı bende usta, panik içinde anneme koştum, ağlayarak boynuna atladım. Annem şaşırdı, "N'oldu oğluşkom?"
"Annijim, annijim(bkz:annecim), babe benim bamyamı kesip yiyecek..böööğğğüürrkk !" diyerek anlattım.(bkz: küçük Cüneyİt ağlıyor)
Annem gülerek öyle bir şey olamayacağını anlattı bana, yaşamdan ve hatta Mogondohokoronto Kabilelerinde(bkz:izine raslanmadı) bile böyle bir şey yaşanmadığına dair örnekler verip...Ama dinleyen kim, "Gitti bamyam" deyip deyip ağlıyorum.Annem baktı ki olmayacak, "Korkma" dedi "Babandan bir süre saklarız bamyanı, sorarsa hasta deriz..Yeniden görünceye kadar bamyan büyür, bamyalıktan çıkar.."
Bir ara susar gibi oldum, ama bamyamın bamyalıktan çıkmış halini kafamda canlandırınca yeniden ağlamaya başladım..Annem, "N'oldu yine?" diye sordu.
Ağlayarak yanıt verdim"Ya babamın canı patlıcan musakka isterse?"
Annem ya sabır çekip yanıtladı, "Baban musakka sevmez.."
İnadım üstümdeydi "Patlıcan oturtma?"
"Midesine dokunur"
Israr ettim,"O zaman kadınbudu köfte yapar bamyamı.."
"Oğlum, deli etme beni, bamyadan köfte olur mu?"
"Bol sarımsaklı sirkeli işkembe çorbası?"
"Yeteeerrr !!!" Gözlerinden ateş fışkırıyor gibiydi.
"Lahana sarma?" Gerçek ortaya çıkıncaya kadar bırakmayacaktım işin peşini, kazmaydım(bkz:azimli) allağına kadar.
Birden annemin maşayı kapıp dişi bir kartal gibi üzerime pike yaptığını gördüm, kaçmaya başladım "Cevizli baklava?" diye soramadan..
O gün beni komşular kurtardı annemin elinden.
Uzatmayalım, o yaşımda bilinç altıma yerleşmiş bamyamın kesilip yeneceği korkusu, ne zaman lafı geçse bir tuhaf olurum.İşte sofraya bamya gelince kıvranmaya başladım. Şukufe Aplam sordu, "Bir şey mi oldu Cüneyt, betin bezin attı.."
Kulağına uygun bir dille motoru bozduğum yalanını söyledim. Bu yalan tüzünden, yaprak sarmasını da götüremedik tabii. Ulan bamya, ne deyim sana bilmem ki, kökün kurur maşşallah(bkz:inşallah).
Millet sarmayı şapır şupur götürürken izin isteyip kalktım.
Eve geldim, kaşarlı bir tosut yapıp, kasosla yedim. Kasos biraz iyi geldi,gevşetti. İkinci şişede kafayı bulunca da bamyayı, yaprak sarmayı unutup keyfime baktım anasını satayım.
Ne hafta sonuydu beaa.
Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 22.08.2009 - 20:09