

Demokratik Toplum Partisi Kapatıldı.
#61
Gönderim zamanı 13.12.2009 - 00:37
PKK denilen kanlı örgütü siyasi bir parti olarak ele alıp değerlendirmek İmralıdaki terörist başınıda siyasi bir lider olarak kabul etmektir.
En son Tokat'taki alçakça eylemi üstlenen terör örgütü siyasetinin gereğinimi yerine getirdi sorusunu akıllara getirmektedir.
PKK ve onun siyasi kanadı DTP nin destekçiside benim nazarımda onlardan farksızdır.
#62
Gönderim zamanı 13.12.2009 - 01:46
#63
Gönderim zamanı 13.12.2009 - 04:37
Demokrasinin, yalnızca "çok oy alanın her istediği haltı yiyebilmesi" olarak algılanması dehşet verici..
Algılanıyor sanılması da başka bir anlamda dehşet verici...
Ancak cuntacı bir zihniyet karşısındakini çoğunlukçu demokrasi anlayışına sahip olmakla suçlayabilir.
Bu mesaj WaLe tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 13.12.2009 - 04:50
"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"

’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.
Paul Valéry
#64
Gönderim zamanı 13.12.2009 - 05:32

Yourgun bilgeytçuyus

#65
Gönderim zamanı 13.12.2009 - 14:10
Yorumun, imzandaki sözle pek örtüşmemiş

#66
Gönderim zamanı 13.12.2009 - 16:15
Tek söyleyebileceğim vay bee...
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

#67
Gönderim zamanı 13.12.2009 - 16:20
Ne kadar da "çağdaş olmayan"(!) demokrasi varmış yahu !.. "Sizi gidi 'çağdaş olmayan çağdışı demokrasiler' sizi !" deyip gözüme ilişen birkaç noktayı paylaşıyorum...
TBMM Araştırma Merkezi'nin, "Avrupa Ülkelerinde Partilerin Kapatılmasına İlişkin Düzenlemeler" başlıklı raporundan:
- Almanya:
Partilerin anayasaya aykırı hareket edip etmediğine Federal Anayasa Mahkemesi karar veriyor.
Bir parti kapatılarak yerine kurulacak olan teşkilatlar da yasaklanabiliyor.
- Danimarka:
Partilere kapatma davası açılabiliyor.
- Estonya:
Siyasi Partiler Kanunu'na göre ülke bütünlüğüne aykırı hareket eden partilerin faaliyetleri yasak.
Yani böyle bir parti açılırsa kapatılabiliyor.
- Finlandiya:
İçişleri Bakanı, savcı veya bir parti üyesinin bir siyasi partinin kapatılmasını isteme hakkı ve dolayısıyla parti kapatma var.
- Hollanda:
Mahkeme umumi huzur bozma durumlarında kapatma kararı alabiliyor.
- İngiltere:
Siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin düzenleme yok. 2000'de yapılan düzenlemeyle partilerden sicile kaydolma isteniyor. Seçimlere katılabilmeleri için sicile kayıt olmaları gerekiyor. Aykırı faaliyette bulunanların kayıtları siliniyor.
- İspanya:
Kapatma için cumhuriyet savcısı yanında fiilden zarar gören kişiler de başvuru yapabiliyor.
Yani kapatma var.
- İtalya:
Faşist Parti yasak. Yani açılırsa kapatılabiliyor.
- Litvanya:
Siyasi partiler, Medeni Kanunda düzenlenen genel prosedüre göre tasfiye ediliyor.
- Polonya:
Siyasi partiler sicil kaydına tabi... Sicil kaydı mahkeme tarafından silinen parti faaliyette bulunamıyor.
Faşist, nazist, komünist eylemlere yer veren partilerin kurulması yasak. Yani açılırsa kapatılır.
- Portekiz:
Partileri yasaklama yetkisi Anayasa Mahkemesi'ne ait.
Kapatma kararı verilebiliyor.
Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 13.12.2009 - 18:55
#68
Gönderim zamanı 13.12.2009 - 23:40
Melih algılayamamışsın yazdıklarımı. Sen ne kadar cuntacı olabilirsinki : )
Çoğunlukçu olarak algılanıyor olmasıda bir anlamda dehşet verici dedim.
Çünkü antidemokratik bir anlayışın sisteme suçlama getireceği en başlıca nokta sistemin çoğunlukçu anlayışa sahip olduğunu tabanına inandırmaktır. Böylece anlayış antidemokratik fiillerinde tabanının desteğini alabilir. Yapabilicekleri en büyük antidemokratik eylemde darbeye çanak tutup desteklemektir.
Yani sana değil sende bu algıyı oluşturan düşünceye yazdım.
"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"

’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.
Paul Valéry
#69
Gönderim zamanı 14.12.2009 - 00:01
Demokrasinin algılanış şeklini eleştirdiğim bir yazıya binaen benimle ilgili bir kanıya varman yanlış olmuş WaLe.
Yorumun, imzandaki sözle pek örtüşmemiş
Sence tek imzasımı örtüşmemiş onca yazdığı siyasi yoruma dönüp bir bak her konuda farkıı bir yorum kendi savunduklarını başka konuda kendi çürütmüş o yüzden demokrasiden önce tutarlılığı öğrenmesi gerek değil mi ?
Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...
#70
Gönderim zamanı 14.12.2009 - 00:16
Bu mesaj WaLe tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 14.12.2009 - 00:49
"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"

’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.
Paul Valéry
#71
Gönderim zamanı 14.12.2009 - 00:26
Sana göre bu ülkede herkes yanlış herkes dik o yüzden burda bilgeymişsin gibi o kadar şey yazma sağdan soldan yazarların siyaset bilimcilerin yazılarını birleştirip aaa bakın buda böyle diyerek zeki görünme.
belki kızıyorsun bana her yorumunu okuyorum tek tek bak burası şöyle burası böyle diyerek senin onca mesajının farklılığını göstere bilirim...
sana tavsiyem ya olduğun gibi görün yada göründüğün gibi ol.
Demokrasiden çağdaşlıktan ve milliyetçilikten bahsediyorsun ama bu kavramların hiç birini bilmiyorsun o yüzden daha çok kitap okuyup kendini geliştirmelisin.
Kızma bana sadece bu yazdıklarımı bir özeleştiri olarak gör ve yönetime aa bakın bana hakaret etmiş ceza verin deme ne gördüysem onu yazdım.
Bu mesaj Ysf tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 14.12.2009 - 00:28
Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...
#72
Gönderim zamanı 14.12.2009 - 18:08
Seni çok iyi anladim alsancak, dünyanın en çok parti kapatan ülkesi olarak en gelişmiş ve en iyi işleyen hukuk ve demokrasi bizde diyorsun. Eyvallah diyorum : )
Ezberci dost Wale'e bu konuda son sözüm:
Senin hiç bir şeyi anladığını, anlayabildiğini sanmıyorum..
Çok okumak, çok bilmek değildir..
Okuduklarını algılamak önemlidir..
Bunun gerçekleşebilmesi için de "düşünmek eylemi" gerekir..
Ben yukarıda iddia ettiğin gibi bir şey demedim..
Ama sen sıkıştığın köşeden kurtulmak için "çamur at, izi kalsın" ergenekoncu taktiğiyle saldırı başlatıyorsun..
Hemen hemen tüm tartışmalarında yaptığın gibi...
Okudukların üstüne düşünme yeteneğini geliştirmeni ve böylece ezbercilikten kurtulmanı öneriririm.
Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 14.12.2009 - 18:09
#73
Gönderim zamanı 14.12.2009 - 20:10
Sonuç: Sadece hukukun işlediği demokrasilerde parti kapatılır.
Bu önerme senin mi sevgili alsancak.?
senin !
Benimde bu önermene nazaran dünyada en çok parti kapatan ülke olarak hukuku ve demokrasisi en iyi işleyen ülke olmayız sonucunu çıkartmam ne kadar yanlış. Senin mantığına göre böyle olmalıyız.
Şimdi ben böyle söylemedim diyorsun. Tamam ona da eyvallah.
Yani Türkiye de hukukun ve demokrasinin o kadar da iyi işlemediğini düşünüyorsun.
Peki o zaman iyi işlemediğini düşündüğün hukukun ve demokrasinin parti kapatmasını nasıl destekliyorsun .
Ben söyleyeyim nedenini tamamen siyasi düşünüyorsun.
Çünkü sahip olduğun görüş ve önyargılar nedeniyle DTP nin kapatılmasını istiyorsun.
Bu sebeplede buna da bir çağdaş demokratik kılıf uydurma ihtiyacı duyuyorsun, buna yönelik argüman toplamaya çabalıyorsun ve örnekler vererek çağdaş ülkelerde de parti kapatılıyor ve bu çağdaş demokrasinin gereği olarak yapılıyor diye bir önerme atıyorsun ortaya.
Örnek çok bulabilirim ancak hemen aklıma gelen isviçeredeki minare olayını nereye koyacağız ülke olarak. Bizde de aynı durum meydana gelirseisviçreyi örnek vererek bu çağdaş demokrasinin gereğidir mi diyeceğiz !
Kapatılmasını istiyorum iyi oldu de. tamam.
Ama buna çağdaş demokrasinin refleksi deyip kılıf uydurmaya çalışma..
Artı olarak .
Sonuç: Sadece hukukun işlediği demokrasilerde parti kapatılır.
Bu cümleyi kurdun yaa. Bana ne kadar saldırsan boş. Aşağısıda yukarısıda sakal !
En iyisi sus ve soğumaya bırak. Ben nasılsa unuturum.
Saygılar.
Bu mesaj WaLe tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 14.12.2009 - 20:30
"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"

’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.
Paul Valéry
#74
Gönderim zamanı 14.12.2009 - 20:44
Ben söyleyeyim nedenini tamamen siyasi düşünüyorsun.
Çünkü sahip olduğun görüş ve önyargılar nedeniyle DTP nin kapatılmasını istiyorsun.
Sen ne anlatıyorsun sevgili dostum?
DTP nin kapatılması hangi hukuk kuralına göre alınmıştır.
Resmi Gazete'deki kararda, ''Demokratik Toplum Partisi'nin, eylemleri yanında terör örgütüyle olan bağlantıları da değerlendirildiğinde Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiği anlaşıldığından, Anayasa'nın 68. ve 69. maddeleri ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 101. ve 103. maddeleri gereğince kapatılmasına karar verildiği'' belirtildi
Bir ülkenin bölünmez bütünlüğü koruma ve muhafaza etme sizin hangi demokrasi mantığınıza aykırı gelmektedir ki bu olaya bu şekilde tepki gösteriyorsunuz?
Üstelik fazla üzülmenize gerek yok siyasi parti olarak kapatılmış olsada bakınız sokaklarda açık olan DTP hala eylemlerine devam etmekte..
Öyle ki halk artık bu kışkırtmalara karşı galeyana gelmek üzeredir.İşte tüm bunlar o demokrasi adı altında savunduğunuz partinin başımıza açtığı durumlardır.
Ne demiştik Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinin terör örgütü olarak kabul ettiği bir oluşumun siyasi paravanalığını yapan parti mevzu bahis.yıllardır ülkede kaos ortamı yaratma çabasında her türlü çirkin eylemin arkasında bulunan parti,halkı kandırıp sokaklara döken toprakları üzerinde yaşama gibi bir lükse sahip oldukları ülkenin bayraklarını gönderden indirip ayaklar altına almaya kalkacak kadar,bölücü düşüncede ki parti (bu görüntüleri gördüğümde Kıbrısta göndere çıkmaya çalışanı aşağıya indiren keskin nışancılar nerede diye düşünmeden edemiyorum)
Şehirlerin göbeğinde patlayan bombalardan ölen masum insanların çığlıklarına kulaklarını tıkayıp bombacılar için üzüldüğünü söyleyen vekillerin bulunduğu parti..
Askerle girdiği çatışmada öldürülen teröristin evine nispet yaparcasına konvoylar halinde gidip teröristi kahraman ilan eden parti..
Kongrelerinde devletin sembolu olan bayrağını asmayı marşını okumayı red eden bir parti..
İmralı daki bebek katilini gerçek liderleri olduğunu defalarca kez dile getiren parti..
..Ve siz hala tüm bunlara gözünüzü kapayıp demokrasiden dem vuruyorsunuz,kusura bakmayında ya inadına sırf muhalefetlik olsun diye konuşuyorsunuz..
Şu ülkede kürdün Türk'e duyduğu nefreti Türk kürde karşı duysaydı iç savaş çıkardı DTP işte bunun mücadelesini vermekteydi.Bu ülke halkı içerisine ötekileştirme tohumları ekip sonrada mazlum edebiyatı yapmıştır.
Ha kapatılması çözümmüdür değildir elbet,ama bu ülke sahipsiz değildir bunuda birileri artık idrak etse hiç fena olmayacak..
#75
Gönderim zamanı 14.12.2009 - 20:46
DTP kurucularının 5 yıl boyunca siyaset yapılmamasına karar verildi. Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un millletvekilliği düşürüldü.
Partinin tüm mallarının da Hazine geçmesine karar verildi.
hayırlı olsun..
bu arada artık hazinede bol miktarda kırmızı yeşil bez parçaları, apo posterleri ve molotof kokteyllerimi oldu el konunca

#76
Gönderim zamanı 14.12.2009 - 21:30
Keza DTP nin kapatılıp, kapatılmamasını değil , Parti kapatmaların demokrasilerdeki yerini tartışıyoruz..
"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"

’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.
Paul Valéry
#77
Gönderim zamanı 15.12.2009 - 00:24
Çünkü bir ülkenin en önde gelen değerinin bölünmez bütünlüğü olduğuna inanıyorum.
Bunu tehdit edecek en küçük unsura taviz verilmesi bile af edilemez bir ihanettir.
#78
Gönderim zamanı 15.12.2009 - 00:26
AKP kapatılmadı ve ülke güllük gülistanlık oldu... PKK ve savunucularının buunlar daha iyi günleri, tadını çıkarmaya baksınlar..
AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...
#79
Gönderim zamanı 15.12.2009 - 00:48
yıl siyasi yasaklı olan Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk ve bazı milletvekilleri Diyarbakıra uçakla geldi. Türk ve Tuğluku Diyarbakır Havaalanında milletvekilleri Emine Ayna, Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, Ayla Akat Ata, Sebahat Tuncel, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, ilçe belediye başkanları karşıladı. Kentte sıkı güvenlik önlemi alan polis, havaalanına vatandaşları sokmadı.
DTPliler parti otobüsüyle birlikte havaalanından tabelaları dün akşam sökülen parti binasına sevgi gösterileri arasında gitti. Yaklaşık 3 kilometrelik yolu otobüs 1.5 saatte alabildi. Otobüsle birlikte yaya olarak yürüyen gruplar, sık sık Abdullah Öcalan ve PKK lehine sloganlar attı. Otobüsü DTP önünde yaklaşık 15 bin kişi karşıladı.
Burada miletvekili Selahattin Demirtaş, toplananlara harhangi bir olumsuzluk olmaması için otobüs üzerinden çağrıda bulundu. DTPin Genel Başkanı Ahmet Türk, Diyarbakırdan hükümete, siyasi partilere, devletin bütününe seslendiğini belirtti. Türk, Artık yeniden düşünmek zorundasınız. Bu ülkede barışı sağlamak zorundasınız. Bu ülkede dökülen her kan damlasından sizler sorumlusunuz. Bunları söylerken Kürtlere de çağrı yapıyorum. Kürdüyle, Türküyle, barış için yanyana ve birlikte barış irademizi kararlılığımızı ortaya koymalıyız dedi. Konuşmasında Amerika'da zenciler için verdiği eşitlik mücadelesiyle tanınan Martin Luhter King'in ünlü konuşmasını hatırlatan Türk, Evet bizim rüyamız Martin Luther Kingin rüyasından farklı değildir. Bizim de rüyamız özgürlük rüyasıdır dedi.
TUÐLUK: BARIŞI BU DEVLETE ANLATAMADIK
Anayasa Mahkemesi tarafından 5 yıl siyaset yasağı getirilen Aysel Tuğluk, konuşmasını Diyarbakırda çıkan olaylarda silahla vurularak öldürülen Aydın Erdeme adadığını söyledi. Tuğluk, şöyle dedi:
Amed halkı, Kürt halkı onu hiç unutmayacaktır. Bundan 2.5 yıl önce bizi seçtiniz Ankaraya gönderdiniz, gidin dediniz bu ülkenin barışını sağlayın dediniz. Gidin bu ölümleri durdurun dediniz. Karşınızdayız. Büyük bir gururla ve onurla karşınızdayız. Ama, konuşmama sizlerden özür dileyerek başlamak istiyorum. Sevgili Orhan Doğan ölümünden bir kaç saniye önce konuşmasında dedi ya. Saygıdeğer halkım affedin bizi size barışı getiremedik diyoruz. Barış için gencecik fidanlarımızın ölmemesi için uğraştık didindik barışı oluşturmaya çalıştık. Ama bunlar barıştan anlamıyorlar. Bu devlet bizi dinlemedi. Ne yaptıysak bu devlete barışı anlatamadık. Ama büyük bir inançla söyülüyorum. Bu topraklara mutlaka barış bir gün gelecektir. Niye barış gelecek? Çünkü siz barış için direniyorsunuz. Çünkü siz barışı çok istiyorsunuz. Barışın kazanacağına bu nedenle yürekten inanıyorum. Anayasa Mahkemesi bir karar verdi. Partimizi kapattı bizlere siyasi yasak getirdi.
ANAYASA MAHKEMESİNİN KARARINI TANIMIYORUZ
Tuğluk, toplulukla birşey paylaşmak istediğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Kapatma gerekçesi neydi biliyormusunuz? Bir konuşmamızda şöyle demişiz. Eğer bir çözümden bahsedecekseniz sayın Öcalanı PKKyi görmeden onları muhatap almadan bu sorunu çözemezsiniz dediğimiz için yasaklıyorlar. Dağlarda gençlerimiz ölüyor, bunu kabul edemeyiz dediğimiz için bizi yasaklıyorlar, kapatıyorlar. Size sormak istiyorum böyle bir kararın meşruiyeti olabilir mi? Haklılığı olabilir mi? Ben buradan söylüyorum. Bu kararın bizim için halkımız için hiç bir meşruiyeti yoktur, tanımıyoruz bu kararı. İstedikleri kadar yasaklasınlar, istedikleri kadar kapatsınlar ben Anayasa Mahkemesi tarafından siyaset yasağı getirilmiş olabilirim ama burada Amedde halkımla şimdi siyaset yapıyorum. Yine diyorum PKKyı ve sayın Öcalanı dikkate almadan bu sorunu çözemezsiniz. Kürtlerin politik iradesine saygı göstermek zorundasınız. Çözüm için bir diyalog kurmak zorundasınız. Bu meselenin bir başka çözüm yolu yok. Yine söylüyorum ben bunu demeye devam edeceğim. Öyle siyaset yolunu tıkayarak, öyle kapatarak, baskı altına alarak tehdit ederek tutuklayarak öldürerek bizi yıldıramazsınız. ve bu yolla bunu yapanlara söylüyorum. Bu yolla gidilecek başka bir yolda kalmamıştır.
Devlet, sizler çok iyi biliyorsunuz. Geçmişte de bunları yapmadı mı? Partilerimizi kapatmadı mı? Milletvekillerimizi cezaevlerine koymadı mı? Milletvekillerimizi öldürmedi mi? Hepsini yaptılar. Ve bir kez daha diyoruz ki, anlayın bu yöntemlerle bu sorunu çözemezsiniz. Anlayın artık diyoruz. Kürt sorunu çözümünü artık devlete de topluma da dayatmıştır. Bunu görün diyoruz. Bilsinler ki artırk bizim de halkımızın da çözümsüzlüğe tahammülü kalmamıştır. Diyoruz ki, artık bu zulmü kabul etmiyoruz. Ben buradan sesleniyorum artık insanlarımıza kıymayın diyoruz. Artık gençlerimize kıymayın diyoruz. Bu ülkeyi cehenneme çevirmeyin diyoruz. Emin olun buna artık biz de izin vermeyeceğiz.
KARARIN MUHATABI ÖZGÜR KÜRT İRADESİ *BURAYA DİKKAT
Topluluktan Anasaya Mahkemesinin kararını iyi anlamasını isteyen Tuğluk, sözlerine şöyle devam etti:
Bu kararın mağduru sayın Ahmet Türk, Aysel Tuğluk değildir. Bu kararın muhatabı bizler değiliz. Bu kararın muhatabı özgür Kürt iradesidir. Onurlu Kürt iradesidir. ÇÖzüm isteyen, barış isteyen iradeye yasak getirilmiştir. Bunu böyle anlayın. 1994de aynı şeyleri bize yaptılar. Binlerce insan ölmedi mi? 1994ten sonra 20 bine yakın insanımızı kaybetmedik mi? Peki sormak istiyorum geçmişten ders çıkarmadınız mı? Peki verdiğiniz kararı anlamı ne diye sormak istiyorum. Daha kaç bin insanın ölmesini istiyorsunuz. Daha kaç bin gencimizin ölmesini istiyorsunuz? Buradan soruyorum, bunun hesabını nasıl vereceksiniz. Buradan devletede seslenmek istiyorum. Ey devlet, biz sizden çok şey istemedik. Dilimizle konuşmak istiyoruz, kimliğimizle yaşamak istiyoruz dedik. İrademize değerlerimize saygı gösterin dedik. Ne yazık ki bu devletin sizlere Kürt halkına şu kadar verdiği bir değer yok bunu bilin. Konuşan onurlu direnen Kürt istemiyor. Köle Kürt istiyor karşısında. Biliyorsunuz sevinçimize bile tahammül göstermiyorlar. Bu halk ilk defa cenazelerinizi karşılarken çocuklarını canlı karşıladı, sevindi çoştu diye. Bunu kabullenemediler bir türlü. Siz bana 2.5 sene bu devletten ne anladın diye sorarsanız ben derim ki bu devletin çözüme niyeti yok. Umutsuz olduğumu sanmayın bu devleti barışa biz zorlayacağız. Bu devleti barışa direnerek zorlayacağız. Barış mücadelesini yükselterek zorlayacağız. Barışı bir umut olmaktan çıkarıp bir mücadeleye dönüştürmedikçe bilin ki asla gerçekleşmez. Bizim mücadele etmekten direnmekten başka yolumuz yok, başka çaremiz yok. Size karşı halkıma karşı bir kusurum varsa bir yanlışım varsa sizin affınıza sığınıyorum. Sizler bana hangi görevi nasıl verirseniz bir hizmetçiniz gibi çalışmaya devam edeceğim.
TÜRK: RÜYAMIZ ÖZGÜRLÜK RÜYASIDIR
Kapatılan DTPin Genel Başkanı Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, gibi veda konuşması yapmayacağını söyledi. Her zaman yürek yüreğe aynı saflarda mücadelemizi sürdüreceğiz diyen Türk, şöyle dedi:
Yasaklar bizi sınırlandıramaz. Milletvekilliği bizim için önemli değil. Partilerinde kapatılması bizim açımızdan önemli değil. Bizim için önemli olan halkımızın özgürlük mücadelesidir. Bugün, bu özgürlük mücadelesi için yürekleri çarpan milyonlarca insanı görüyoruz ve inanıyoruz ki, bu özgürlük mücadelesi başarıya ulaşacaktır. Bunun önünü hiç kimse tutamayacaktır. Çok şey istemedik. İnsanca yaşamayı istedik. Özgür olmak istedik, özgür yurttaş olmak istedik. Bir gecenin karanlığında uzaktan yanan bir mum ışığını önemsedik, o mum ışığı bile bazen yüreğimizi ısıttı bazen yolumuzu aydınlatabilir diye düşündük. Ama bir mum ışığının yanmasına bile izin vermediler, vermiyorlar. Amerikalı siyahların mücadelesini veren Martin Luther King şunu söylüyordu: Benim de bir rüyam var diyordu. Evet bizim rüyamız Martin Luther Kingin rüyasından farklı değildir. Bizim de rüyamız özgürlük rüyasıdır. Kürt halkının özgürleşme rüyasıdır. Bunu gerçekleştireceğiz. Çünkü, inancımız sonsuz, her yanıyla halkımıza layık olmak için sonuna kadar barışta demokraside çözümde ve mücadelede kararlı olacağız. Ben bir Anayasa Mahkemesinin kararını burda tartışmayaçcağım. Çünkü bu devletin bu ülkenin siyasetilerin mantığını çok iyi biliyorum. Zaten farklı bir şeyde beklemiyorduk. Çünkü onlar Kürtlerin varlığına halen tamammül edemediler, özgürleşmemize tahammül edemiyorlar, kimliğimize tahammül edemiyorlar dilimize tahammül edemiyorlar. Ancak, şöyle bir mesaj veriyorlar. 11 üye ortak bir kararla partimizin kapatılmasını gündeme getirdiler ve 11 üyenin ortak kararıyla bu parti kapandı. Şimdi burdan bir meşruiyet hukuk çıkarmaya çalışıyorlar. 11 oyun bile aynı şekilde olması bile insanlarımızıda demokrasiyi bilenleri de hukuku bilenleri de çok iyi düşündürüyor aslında. Dünyanın aynı hukuk davasında yüzde yüz bir karar var.
Konuşmasına bir örnek vermek istediğini söyleyerek devam eden Türk, Eğer Diyarbakırın tamamı yüzde 100'ü oylarını DTPye verseydi ben derdim ki burada bir hile var. Burada bir diktatörlük var. Mutlaka farklı sesler düşüncelerin çıkması gerekir derdim. Bu nedenle 11 üyenin kullandığı oyun aynı olması hukuki bir karar anlamına hiç bir zaman gelmeyecektir. Elbette, her şeyi görüyoruz. Her şeyi hesaplıyoruz. Geleceği en doğru şekilde yürütmek için sizlerle hep beraber olacağız. Sizlerle tartışacağız. Kararlarımızı sizlerle paylaşacağız. Bugün hukuksuz bir karardan dolayı ben özellikle milletvekili arkadaşlarımıza partimizin tüm yöneticilerine teşekkür etmek istiyorum. Kararlılıklarını ortaya koydular. Birimize dokunulsa partimize dokunulduğu zaman hepimize dokunmuş olurlar dediler. Kendilerini kutluyorum. Bu kararlılığımızı her zaman sürdüreceğiz. Ödünsüz bir siyaseti yürüteceğiz. Bundan emin olunuz dedi.
AKAN HER DAMLA KANDAN SORUMLUSUNUZ
Türk, ülkenin barışı için herşeyi söylediklerini belirterek sözlerini şunları söyledi:
Barışa inandık. İnanmaya da devam emek istiyoruz. Çünkü savaşlar barışı sağlamak için yapılır. Barış kutsaldır. Barış sözcüğü hiç bir zaman dilimizden düşmeyecek. Ama sadece bizim barışı istememizle de barış olmuyor. Türkiyedeki hükümete, siyasi partilere, devletin bütününe sesleniyorum. Artık yeniden düşünmek zorundasınız. Bu ülkede barışı sağlamak zorundasınız. Bu ülkede dökülen her kan damlasından sizler sorumlusunuz. Bunları söylerken Kürtlere de çağrı yapıyorum. Kürdüyle, Türküyle, barış için yanyana ve birlikte barış iradesimizi kararlılığımızı ortaya koymalıyız. Çünkü barış için hepimiz için önemlidir. Halkların kardeşliğini düşünüyorsak gelin yeniden düşünelim tartışalım. Bu ülkenin insanlarını birbirine kırdırmayalım. Yazıktır, günahtır diyoruz. Yazıktır günahtır dediğimde o büyük insan Seyyit Rıza aklıma geldi. Bu bir Kerbeladır, cinayettir, zulümdür diyordu. Bugünde üzülerek söylüyorum ki çok güzel manzaralar yok. Bugün de büyük tehlikelerle gerçekten ırkçı milliyetçi bir anlayışın yurttaşlarını kucaklama mantığından uzak bir siyaset anlayışıyla bir süreçle karşı karşıyayız. Bunu görüyoruz ve ısrarla söylüyoruz, gittiğiniz yol doğru yol değildir. Güttüğünüz siyaset doğru bir siyaset değildir. Irkçı, milliyetçi kesimlerini yanınıza çekmek için bu ülkenin yurttaşlarını birbirine kırdırmayın diyoruz. Bundan sakınınız diyoruz.
Türk, parlamentaya girdiklerinde bu devleti tanıdıklarını söylediklerini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
Siyaseti biliyoruz. Size iş sağlayamayız, aş sağlayamayız, gücümüz yetmeyebilir dedik. Ama sizin özgürlük mücadelenizi yüreğimizde taşıyacağımızı söyledik. Sizin acılarınızı her zaman paylaşacağımızı söyledik. Bugün de size aynı sözü veriyoruz. Birlikte olacağız, birlikte mücadele edeceğiz, birlikte başaracağız. Çünkü başarmak zorundayız, başaracağız. Çünkü, mücadelemize inanıyoruz. Sizlere inanıyoruz, haklılığımıza inanıyoruz. Bunun için bu mücadelenin önünü kimse kapatamaz. Partileri kapatabilirsiniz, bizi parlamentodan atabilirsiniz ama halkımızın mücadelesini önünde sarsılacaksınız, ezileceksiniz. Tabii ki, Kürt sorunu Türkiye'nin en önemli sorunudur. Çok kapsamlı bir sorundur. Biz bu sorunun 3 gün, 5 gün içinde çözülmeyeceğini biz de biliyoruz. Ama burada biz bir yaklaşımı, mantığı sorguluyoruz. İnkar, imha mantığını sorguluyoruz. Eğer siz ondan vazgeçerseniz Kürt yurttaşınızı anlarsanız, onun özgürlük taleplerini içselleştirirseniz, halen bu sorunu çözmek mümkün. Biz inancımızı umudumuzu kaybetmeyiz. Yeniden bu ülkede özgür ortak bir geleceği oluşturma şansına sahip oluruz. Bu nedenle bu önemli bir dönemeçte bu çok hassas süreçte herkesi yeniden düşünmeye davet ediyoruz. Yeniden tartışmaya davet ediyoruz. Diyaloğa davet ediyoruz. Yeni bir mantıkla, yeni bir anlayışla yeniden Kürt sorununun çözümüne endekslenmeliyiz. Türkiye halkının vicdanı olacak içinde Türkün, Kürtün bulunduğu herkesin güvendiği bir yeniden diyalog grubu oluşturmamız lazım. Bir akil insanları getirmemiz lazım. Nelerin yapılması gerektiğini Kürt halkının sahip olması gereken haklar üzerinde çalışmalar yapmalı ve parlamentonun tamamı önyargısız ortaya konulan çalışmayı kabul etmeli ve gündemlerine almalı. Halen bu umudun olduğuna inanıyorum. Bunun için siyasi partilere hükümete her kuruma Kürtlere buradan tekrar sesleniyorum. Gelin yeniden bir düşünelim diyorum
Konuşmaların ardından DTPliler toplantı yapmak üzere Kayapınar Kültür Merkezine geçti.
//mynet...
----------------------------------------------------------------------------------------------
AKP ve diğer partiler acilen kürt kökenli millet vekillerini devreye sokmalı zira çok beyin yıkar bu "zavallılar!"
[Bebeğim Öldü]
Hayatımın gerçek öykülerine ayrılan bir filmin soundtrack’ındayım
Bir yazar mıyım yoksa tek şiirlik şair mi?
Notumu verdi hocalarım nasihati koydum cebime
Ve zorda kalana dek çıkarmadım..
Ve ben bozuk paraydım anlaşılamadan çiklet oldum
Ve ben bütündüm yaramı sevgilimde bırakıp yarımı sokağa attım
Canımı yolda buldum canıma teslim ettim; canına okudum
Canıma kastım…
#80
Gönderim zamanı 15.12.2009 - 00:55
Bak yazıda da dedikleri gibi Rüyalar alemindeyiz şu saatte

AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...
Benzer Konular
Konu | Forum | Konuyu Açan | İstatistikler | Son Mesaj Bilgisi | |
---|---|---|---|---|---|
Evde Yılbaşı Partisi İçin Dekorasyon Fikirleri |
Evim Güzel Evim | hüfyaa |
|
![]()
|
|
Evde Yılbaşı Partisi İçin Aksesuarlar ve Süs Eşyaları |
Evim Güzel Evim | hüfyaa |
|
![]()
|
|
Yılbaşı Partisi İçin Makyaj Fikirleri |
Çeşitli Videolar | hüfyaa |
|
![]()
|
|
Erkekler İçin Yılbaşı Partisi Kıyafetleri |
Erkek Modası | hüfyaa |
|
![]()
|
|
KickAss Torrents kapatıldı, patronu tutuklandı |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
![]()
|
0 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli