bu konuya 73 yanıt verildi

[Do'Urden]

Ama nıye takıldıgı konusunda bana ıtıraz ettıgını farkedemıyorum..

Laıklıkle ılgılı soruna gelınce.. sorularıma cevap vermen kaydıyla yazıyorum..
Mustafa Kemal bildigim kadarıyla laıklıkle ılgılı oyle ayrıntılı bır tanım yapmadı.. yoruma acık olmasının nedenlerınden bırıde o gunku turkıye sartları dıye dusunuyorum.. Mustafa Kemal'e bırsuru sey derler.. ımansız oldugundan tut ateıstlıgıne vs vs.. hatta mason oldugunu soyleyıp bunuda ajanmıscasına yahudıymıscesıne bır ızlenım katarak savunurlar.
Bızde olsak farklı bır durum ortaya cıkmazdı sanırım ha.

Basıt bır tanım.. kamusal kurum ve kuruluslarda dını herhangı etıketı tasıyamama yasagı.. bıze goreyse dını durtulerı ozellestırme ozgurlestırme cabası..
Mesela yukarıda yazıyor bırcogumuz Dının cogunluga aıt oldugunu ozele aıt olmadıgını savunuyor. Ama bunda ne kadar haklılar?
Dını acıkca yasamak ne demek.. Sen sunnı bır ınanısa sahıpsın-etıketın bellı pac,farklı ınanctan bır dostlugun var mı?
varsa mutlaka oturup dını konularda sohbet etmıssınızdır..pekı tartısmanızda sıddetın ş 'sinin olmadıgını o an sınırlerınızın sogukluga neden olmadıgını savunabılır mısın?
***

Cumhurıyetcılık ve halkcılık laıklık karsıtı yada turban karsıtı bır unsur degıl.. Sende bılıyorsun kı bız kurulusumuzda TURKIYE ISLAM CUMHURIYETIYDIK. Iran'da aynı sekılde.. cumhurıyetler pac.. ama bır suru cumhurıyet seklı var onlarınkı dıkdatorluk havasında yon cızıyor-cunku serıat yasaları mevcut.

***
kuranda neden ortunmesı gerektıgı yazar..
ama yazıldıgı donemde onemlıdır. turbanın cıkıs maksadı elestırılmıs.. bunu kım elestırebılır..
fahıseler orospular koleler basları acık gezerlerken soylular kendılerını baslarını kapatarak bu kesımden ayırmıstır..
e araplarda bunları kendılerı uydurmadılarkı.. nasılda namazda secde kurandan kaynaklanmayıp eskı bıat edıs sekıllerınden kopyalanmıssa kapamakta aynı maksatta. Tufan turenc'ın yazısıydı degıl mı turbanla ılgılı tartısmaydı yıne..adamcagız yıne buna degınmıs konu sacma sapan yerlere gelmıstı..

Takmak elestırı konusu degıl-kızda nıye takıyorsun demıyor. kız sadece takılma mantıgını konusmaya calısmıs okadar.60mılyon turu var derken bunu soyluyor..60 mılyon ıcerısınde asıl amacında tapınmayı yapan zıhnıyetede gerıcı dıyor. e oyleler ama

kuran-ı kerım 600lu yılların kıtabı.. 1400sene sonrasına hala ısık tutabılecek bır kıtap degıl,artık eskısı gıbı ragbet gosteren var mı?artık ınsanlar bılıme yonelıyorlar..cunku eskıden cevap alamadıkları soruları muallak kavramlarla acıkladılar..bugunse hayal kırıklıgıyla muallak cevapların bılımsel mantıksal akla yatkın cevaplarını gorduler.. bu adamlar bır ateızm fenomenı baslattı.. yenı dunyada dın'ın aklı bır yerı yok-bakın dıkkat edın aklı yerı dıyorum.. bu su demek yenı dunyada toplu ınanıs sacmalık olarak kalıyor..dının varsa kendıne ozel kalmalı..tanrın senın tanrın yanı.

Kuranın 1400sene sonrasına erısemeyecegının bır kanıtı daha var suphesız.. o da aynı tanrı tarafından farklı donemlerde farklı peygamberler aracılıgıyla hadıslerın ındırılmesı-kıtapların cıkması yanı.. bunu sende bılıyorsun ama dıkkatımızden kacan bır ayrıntı haksız mıyım.. cunku hıcbır kıtap gelecege tasınamaz..gelecegı ınsanlara acıklayamaz..

bu kasıtlı bır sonuc..nasıl mı..
dusunun bır daha dune kadar dunyanın yuvarlaklıgı tartısılıyordu..dunyanın gunes etrafında dondugu tanrının dunyayı asılı bıraktıgına ınanıyorlardı.. neden cunku o gunku dın adamları bunu savunmustu..kıtaplarda bu yazıtları vardı.. ama bır sonrakı kıtapta dunyanın gokyuzunde asılı bır yuvarlak oldugu gunesın tanrı tarafından semanın aydınlatılması ıcın sabıt olarak yerlestırıldıgı anlatıldı.. cunku akılcılıga uygun olmayan heracıklama taraf toplamaz..eskıden dınlerın taraf toplama yayılma ınanısları vardı..

600lu yıllarda kıtapta dunya dısı varlıkların bıgbang patlamalarının evrımın ısımaların ısık hızlarının galaksılerın yansımaların,goruntulu konusmaların atom altı parcacıkların varlıgının kanıtı vs vs..bugunku teknolojıyle bılınen hersey kıtapta acıklansaydı kım ınandı? delı sacması demezler mıydı sence?

sunu savunabılırız..benım mantıgıma gore bır peygamber daha gonderılmelı ve bır kıtap daha cıkmalı.. zamana ayak uydurma acısından..ve 1400 yıl olmus..
Kuranı kerım son peygambere aktarılmıstır.. bu da bılım cagına gırdık anlamına gelır..artık dını yasam cagını gerıde bıraktık.
ahh tabı bu benım fıkrım..bır dıger fıkırse dunyanın ahıret gunune hazırlandıgı savları.. belkıde dogrudur.. bılımadamları bıle kutsal metınlerı ınceleyıp dunyanın yasını ve omrunu hesaplamayla ugrasıyorlar.. artık bır kıtap gelmeyecek dıyorlar
gelen ınanc yonunden zayıf olanları yozlasanları sılıp supurecek bır felaket nuh'un zamanında yasananlar gıbı



Hayal gucu asla sınır tanımaz;ancak sınır tanımazlıgı sayesınde fıkırler cag atlar..

[Can Ka No Rey]

Bence boşuna uğraşmayalım. Başörtüsünü savunmak, felsefesini yapmak; doğruluğu, dürüstlüğü, adaleti, temiz ahlakı savunmaktan kolaydır.

[ebarah]

Arkadaş,

Din, inanç, Allah rızası sadece başörtüsü için mi var ?

Evet, çünkü; oy türbanda, hırsızlık türbanda, yalan dolan türbanda, ülkenin tüm varlıklarını peşkeş çekmek türbanda, hısım, akraba ve yedi sülale zengin etmek türbanda, kendi yaptıkları ahlaksızlıkları gizleyecek örtü türbanda... AKP'nin sözde dini, inancı, imanı, Allahı, hepsi türbanda gizli. Hırsız AKP için türban, bulunmaz hint kumaşı. Gerektiğinde biçiyor 1x1, atıyor halkın kafasına, örtüyor, düşünmesi gereken beyinlere gitmesi gereken oksijeni kesiyor, üflüyor bir nefes, mest oluyor millet, büyüleniyor, tütsüleniyor, oy veriyor, el veriyor.

[waranko]

Sevgili dokuzharf.
Yazdıklarıma okumadan yanıt vermişsiniz.

Gece başörtüsü ile yatanı göremezsin çünkü kadın başını açacaksa onu helalliği olan kocasının karşısında açar ancak.
Ki isterse üstünde bir şey olmaz öyle gezer evin içinde. Neden ? Çünkü kocasının yanındadır.

Eeee Ben de aynı şeyi söylemişim.

SevgiliRose&Rain ; Reklam için değil Allah rısasını kazanmak için takılıyor demiş di
Bu söylemine karşılık ben de Önceki mesajım da farklı birşey söylememişim ki. Bak ne demişim.
Tam tersine Başörtüsü Allah için değil Aile dışındaki Yabancı Erkekler den sakınmak!! ve korunmak!! için Takılıyor.
Demişim. Söylem farklı ama vurgulanmak istenen Aynı. Bu noktada hem fikir olduğumuza göre şimdi asıl soruya gelelim.

Şöyle sormuşsunuz

Duymadım demişsiniz, hangi başörtüsü takan bayan ben gece başımı açıyorum öyle yatıyorum diye söyler ki ? Hem onun başını açıp açmaması , öyle yatıp yatmamasından sizene ? Konuyla ne alakası var. Dedim ya evinin içinde istediği gibi gezer! Başını açıyorsa da helalliği yanındadır, oğlu kızı yanındadır.Hayret ya, konuyu nereden nereye getiriyorsunuz.

Demişsiniz.

Ben de Şimdi Sevgili 'Rose&Rain'
hanımefendiye yeniden ve tekrar soruyorum.Madem Başörtüsü Reklam için değil Allah rısasını kazanmak için takılıyor ise!! Gece vakti yatarken niye Takılmıyor?
Gündüz vakti Allah görüyor da Gece vakti mi göremiyor.
Siz YÜCE Allahı çok dar bir çerçeve içinde Algılıyorsunuz.
Bütün mesele burada.
Evreni ve İçinde yüzdüğümüz Sonsuzluğu Yarattığına inandığımız Yüce Allahı gece körü olarak tanımlarsanız Böyle hatalara düşersiniz.
Ayrıca Günaha da girersiniz.
Allah ZAMAN ÜSTÜDÜR.Onun için gece ve gündüz olabilir mi?
Gündüz vakti Her ortam da Takmak istiyorsanız . Geceleyin yatarken niçin başınızı açıyorsunuz ki!!?????????????????????
Yeniden ve tekrar cevebını ben vereyim.

Allah için değil Aile dışındaki Yabancı Erkekler için takılıyor.

[Rose&Rain]

Sevgili Waranko öncelikle Allah iyiliğinizi versin demekle başlamak istiyorum :)Yine güldürdünüz beni...

Yahu nasıl bir algılayış bu sizinkisi gerçekten böyle mi algılıyorsunuz yoksa başka yöne çekmek işinize mi geliyor anlamadım, hayretler içindeyim.

Bakın Allah rızasını kazanmak nasıl olur; O'nun emir ve yasaklarına uyarak, yapmamızı emrettiği şeyleri yaparak değil mi?
Allah bayanlara başınızı yaka üstlerine kadar kapatın, el ve yüz hariç diğer kısımlarınızı da erkeklerden(nikah düşenlerden) sakının buyurmuştur.Dikkat buyurun ERKEKLERDEN! Burada hemfikiriz sanırım. Yüce Allah bu kısımlarınızı benden sakının dememiş değil mi? Çünkü bize şekil veren, bizi yaradan zaten kendisi. Bizim kendimizi O'ndan sakınmamız gibi absürt bişey olabilir mi. Ve yahut yüce Allah bizden böyle bir şey istemiş olabilir mi? Allah'ı dar çerçevede algılayan sizsiniz.
Dolayısıyla insanlar gece yatarken nasıl isterlerse öyle yatarlar bu kimseyi ilgilendirmez.
Yüce Allah'ın öyle zannettiğiniz gibi insana has özelliklerid e yoktur. O tek ve benzersizdir.Kusursuzdur.Her şeyin üstündedir. Bizim görüp algılayabildiklerimiz ancak onun izin verdiği sınırlar içindedir.
Daha çok şey yazardım da çıkmam lazım. Bunun devamı gelicek gibi görünüyor onun için siz cevabınızı verin ben akşam geldiğimde uzuuuunn uzuuunnn yazarım.

[waranko]

Sevgili Rose&Rain

Allah Ağlatmasın!!
Nihayet getirmek istediğim noktaya geldiniz. Bayağı bir İlerleme var.

Şimdi; Devam edelim.
Putpereslik döneminde;
Kölelerin dışında; Zaten ‘’HÜR’’ Kadın ve Erkekeler Başlarını Örterlerdi.
Kölelerin, Dışarıda yani toplum içinde, tanınmaları için, Başlarını Örtmelerine kesinlikle izin verilmezdi.Hür Kadınlar ise örtülerini Başlarının Arkasından Aşağı doğru salarlardı.
Hür Erkekler ise; başlarını çeşitli örtüler dışında Sarık,Kavuk Takke ve benzerleri ile örterlerdi.
Yani, Başa Örtülen örtü Sosyal Statü belirleyicisi niteliğin de idi.

İslamın gelişi ile de bu böyle devam etti.
Ne zamana Kadar.
Nur süresi 31 Ayeti inene kadar.

Nur 31 Ayeti indikten sonra ki durumu Yorumlayarak yazarsak;

Putpereslik döneminde kullandıkları Örtülerini, başlarının arkasından salarak ‘’başlarını örten’’ Müslüman kadınlar dan örtülerini Arkaya değil de Öne doğru salmaları, Göğüslerinin üzerine VURMALARI istenmiştir.
Nur 31 Ayetindeki EMRİN İlişkin Olduğu nokta GÖĞÜSTÜR.
EMİR göğse ilişkindir.

Yani Başı Örtmek gelenek, göğsü örtmek ise Allahın emridir.
Yine; İslamın Kabulünden sonra da Müslüman kadın ve erkek Kölelerin başlarını örtmelerine kesinlikle İzin verilmezdi.

Bu ayeti destekleyen diğer bir husus ise ;

Kur’anın örtünme emri , Abdest Organlarını bu arada Başı İçermemektedir.
Yani, Dış ortamda ki hava ile temas eden bölgeler Abdest de tabidir.
Baş da ABDEST ORGANI olduğundan Örtünmenin dışındadır.
Baş da Açık havaya maruz kaldığı için Abdest Organıdır.

Yüz ve Baş Kadın ve erkekde eşitliğin gösterge bölgesidir. Ve iki cins de açık havaya maruz bölgelerdir.Bunun için de iki cinste de abdestin ortak organları arasındadır.
Din açısından böyle…

Sizin durumunuzdan bakarsak ASLIN DA. Başını örten Kadın Kendisini toplum içinde Cinsel Obje olarak görmesidir.
Aynı kafa yapısına sahip erkek de Karısını,kızını Toplum içinde Cinsel obje olarak görmektedir.

Bir erkek olarak toplum içinde kadına bakışım;
Ben, Sağlıklı bir erkeğim kadının saçı, kılı, tüyü, bana hiçbirşey ifade etmiyor. Hele ki kirli, iyi taranmamış saçlar tam tersine İtici oluyor.
Kadının yüzü benim için daha çekici geliyor.

Allahın emri olmasa bile Bir erkek olarak Kadın Başını değil Yüzünü örtmesi gerekir derim!!!!!! (Biraz da Latife olsun)
Bizim yüzümüz den kendilerine eziyet etmelerin de gönlüm razı olmaz.

Bu sebeple;
Kadını Kadın Olarak değil de önce İnsan olarak görmeyi tercih ederim.
Yanımdan geçip gidene de Başımı eğer geçerim.
Şimdi bu latifeyi de birisi yanlış anlayıp Din diye sağa sola dolandırırsa hiç şaşmam!!

Bu mesaj waranko tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 08.11.2010 - 16:58

[Rose&Rain]

Aminnn, Waranko!


Allah'ın ayetlerini işinize geldiği gibi yorumlayamazsınız! Abdest organıymış da açıkta kalmalıymış da. mış miş...
Allah örtünmeyi uygun gördüyse bir bildiği var demek ki.Bunu beğenmeyip de dudak bükmek kimin haddine. Aynı zamanda kadının saçı, başı,duruşu, gülüşü parmaklarını oynatışı bile erkekleri cezbedebilir. Bununla ilgili alim olmaya gerek yok. Ben ilgilenmiyorum derseniz o başka mevzu! Ha her erkek, kadının saçına vurulmaz kimisi gözlerine, kimisi gülüşüne, kimisi başka şeysine hayran olabilir. Ama saçtan da etkilenen az diildir. Boşuna mı sırma saçlar, ipek saçlar, mis kokulu saçlar üzerine şiirler, şarkılar yazılıyor.
Ben sıkıldım bu konudan artık, başörtüsünü savunuyorum diye beni yukarılarda hilafet yancısı, cumhuriyet düşmanı vs. gibi ithamlarla etiketlemişsiniz. Köşeye sıkışınca sıkça başvurduğunuz en kolay sıvışma yöntemi sizce çünkü. Hiçbirini üzerime almıyorum. Siz öncelikle demokrasi nedir, insan hakları nedir, halkçılık nedir? Bunların anlamını öğrenin. Sonrası çorap söküğü gibi gelir zaten. Selametle!...

[pac]

şurda 4 tane üye türbanı çözememiş iktidarla muhalefet çözemedi die kimse laf etmese bare

[_RomantizmA_]

Bu arada bir çok islam aliminin çeşitli yorumlarda bulunduğu "NUR suresi 31. ayeti" siz kesin hükme erdirmişsiniz bile...

Oysa sizinde bildiğiniz gibi Atatürk Elmalılı hamdi'ye çevirtmişti Kuranı ve onun tercümesinde de Başörtüsü ifadesi geçiyor...

Ve din konusunda otorite gibi davranmaktan vazgeçin... Dediğim gibi bir çok rivayette var, peygamberimizin (tam ifade olmamakla birlikte)"kadınlar buluğa erişince elleri ve yüzü gözükebilir" gibi bir ifade kullandığı... Hal böyle iken sizin kesin hükümle şunu demiştir diye ifade etmenizi anlamış değilim...

Bir diğeri halen aynı yerdeyim; YÖK başkanının dediği gibi ne o açığa garanti, ne bir başkası kapalıya garanti olacak şekilde bir düzenlemeyle bu sorun çözülmeli... Cemaatler sahip çıkıyor, ve ellerinde başörtüsünü bayrak gibi sallıyor diye birilerine yapılan adaletsizliği görmezden gelemeyiz...

Ben dinden öte, birilerinin iş yerine girerken (en basiti) taktığı tokaya karışmıyorsanız, buna da karışamazsınız ve karışılmamalı diyorum... Ve sağcısı solcusu inada bu işin çözülmemesi taraftarı. Yawf dediğiniz gibi dinde olmasın ve gelenek olsun; ne değişir; din devletimiyiz biz dini baz alacaz?

dinde olduğu veya olmadığı için değil, benim eşim işyerine giderken saçındaki tokaya karışan nasılki olmuyorsa bir başkasınında başındaki örtüye, ayağındaki terliğe, kıçındaki kumaşa bakılmasın...

Siz diyorsunuz ki serbest bırakırsak, başı açıklar toplum baskısı, toplumun sindirmesi vs'ye maruz kalacak... Bende diyorum ki 40-50 yıllık açalım kapatalımdan ziyade bunu konuşsaydık şimdiye açığıda kapalıyı da anaysal güvencede korurduk ve çoktan çözerdik... Kusura bakmayın kimse bunla uğraşmıyor ve herkes açalım, kapatalım modunda kendi yerine çekiyor...

[waranko]

Aminnn, Waranko!


Allah'ın ayetlerini işinize geldiği gibi yorumlayamazsınız! Abdest organıymış da açıkta kalmalıymış da. mış miş...
Allah örtünmeyi uygun gördüyse bir bildiği var demek ki.

Yine saptırmışsınız.
Bir dediğiniz diğerini tutmuyor.
Cinsel tercih olarak zaten bir önce ki mesajlarımız da anlaştığımızı zannediyordum.
Bir sürü laf kalabalığı ile gelmişsiniz.
Ben düşüncemi tekrar ve yeniden net bir cümleyle ifade edyim.
Cinsel tercihi nedeniyle başını örtmak isteyen örter örtmek istemeyen de örtmez kimsede buna karışamaz
Bunda zaten anlaşmıştık.
Şimdi; tekrar, yeniden, Bunda anlaştık mı???????????????

Biz burada Din açısından Başın Örtülüp örtülmemesinden bahsediyoruz.

Vucudun örtülmesinin sınırlarını zaten belirttim.
Bak orada ne demişim.
Abdest organları örtünmenin dışındadır.
Tam tersi söylersek.
Vucudumuz da; Abdestin uygulandığı Uzuvların dışındaki her yer örtünmeye tabidir.
Allahın ayetleri apaçık ve anlaşılır bir vaziyetde duruyor.Çok geniş bir konu. Ben sadece anlaşılır olabilmesi için çok kısa ve öz olarak bahsettim.
Yazdıkların siz de bir fikir oluşturması gerekirdi

Yazdıklarıma vakıf olmadığınızı bu sebeple itiraz ettiğinizi görüyorum.
bu sebeple sadece yazdıklarımla ilgili olarak bir soru soracağım.

Allaha sığınarak size soruyorum!!
Allah Kadınlar için iki ayrı Din mi göndermiştir.??????

Bu mesaj waranko tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 09.11.2010 - 11:55

[Do'Urden]

Sevgılı waranko,

sahsı fıkırlerıme gore ve ızlenımlere gore beyhude yere enerjı harcıyorsunuz..aslında fızıksel anlamda harcayamıyorsunuz da! cunku ne sızde bır bıkmıslık var olması gereken sonuc gıbı..ne de karsınızdakılerde bır anlama belırtısı var nıhaı sonuc gıbı


Tartıstıgınız seye baksanıza bır..
kımle tartısıyorsunuz?


verılmesı gereken cevap yada savunulması gereken kanıtlanması gereken somut bırseyse somut bır acıklama tatmınedıcı bır yanıt.. var mı pekı?
sız susunuz..bız buyuz,sız soylesınız ,ben oyle degılım vs vs.. tartısmanın gıdecegı yol budur. ben denedım ama neyazıkkı ılerı gıttıgımı dusunurler endısesıyle edıtledım..

bır kalp kırıyorsak kıldıgımız namaz nıye felsefesı onlar gıbı dındarları degıl sızın benım gıbı dınsız ılan edılenlerı baglıyor ancak.. ne ironi degil mi

[_RomantizmA_]

İyi de kendi görüşünü "samimi müslümanlık" olarak niteleyen sizken; neden en son yine mazlumu oynamak size düşüyor?

Sizin argümanlarınız ne peki? Korku tüccarlığı... Şöyle olacak, görenler için gayet açık, aslında ayet şunu demek istemiş, samimi olan müslüman şöyle anlar, üniversitelerde siyaset yapılsın ne var ama devletin koyduğu din kurallarının dışına çıkılmasın; bunlar mı sizin somut argümanlarınız... Ve bunlara karşı birşey söyleyene; "bakın ne kadar da cahiller" modunda söylemler en son ve yine "Tartışma adabı" ifadeleri de size has olsun emi?

Gayet açık konuşuyoruz; bu şekilde tartışmalarla ve dışlamalarla birilerini inatla AKP'nin kucağına atıyorsunuz gerçeğini savunuyorum ve yapılan her seçim, geçen her yıl Cemaatleri-AKP'yi güçlü kılıyor ve sonuçta ne yazık ki bizi haklı çıkarıyor...

Ve bir alıntı:

İşgalden hemen önce iğne başındaki melekleri tartışan Bizans papazları gibi; "çene altından bağlanırsa başörtüsü değilse türban", "üzerine peruk takarsa girebilir, takamazsa giremez"; "kendisi giremez ama daha militan ileride kocası olacak türbansız erkek girebilir" tartışmalarına devam edip, koskoca bir kitleyi AKP'nin kucağına itmeye devam edeceksiniz keyfiniz bilir.

Buyrun tartışın beyler, bayanlar.... Ağırlayın birbirinizi kendi ikna odalarınızda atı alanlar çoktan Üsküdar'ı geçip surlarımıza dayanmışken.

//Behiç Gürcihan - Açıkistihbarat

[waranko]

Sevgılı waranko,
bır kalp kırıyorsak kıldıgımız namaz nıye felsefesı onlar gıbı dındarları degıl sızın benım gıbı dınsız ılan edılenlerı baglıyor ancak.. ne ironi degil mi

Sevgili 'S'N'
Benim anlatmak istediğimi tam da CAN DAMARINDAN Yakalayarak yanıt vermişsiniz.
Tarih hep böyle tekerrür etti.
İmamı Azam Ebu Hanife de Mustafa Kemal Atatürk de Bu zihniyet Tarafından DİN siz İlan edilmiş di.
Aşağıda açıklayacağım.
Teşekkür ederim.

Sevgili RomantizmA;
Çok uzun bir yazı oldu Umarım sonuna kadar okursun.

Yazdıklarımı, Üzerine alınmak isteyen alınır.

Bu topik de İlk yazdığımla son yazdıklarım birbirine bağlı birbirini tamalayan bütünlüğü sağlayan yazılardır.
Baştan sona okuysandın ne demek istediğim anlardınız

Burada yazılanların her kelimesinin daha anlaşılır olması açıklaması için sayfalar dolusu yazmak gerekmektedir.
Bu da Mümkün değil.
Yazdıklarımın sağlam bir zemin üzerine oturtmak için;
İlk yazımda; SİYASİ Cinayete kurban giden Peygamber Evlatları ve Hanefi Mezhebinin Kurulmasına vesile olan Büyük İmam İmamı Azam Ebu Hanife den bahsettim. ( Kendisi mezhep kurmamıştır. Sağlığında mezheb öncüsü OLARAK ORTAYA ÇIKMADI. Öldüğünde, daha doğrusu öldürüldüğünde Kafir,zındık ve deccal olarak anılmıştır. Sonradan, İnsanlar onun düşünceleri etrafında toplanarak mezhep oluşturmuştur.)
AKLI ve AKILCILIĞI temel kavram olarak en öne koyan İmamı Azam bile kendisi için Şunu Söylemiş.
Ben Eleştirilemez değilim. Beni de Eleştirin diyebilmiştir.

Ben orada Samimi müslüman derken bu zemin üzerinden giderek yazdım.
Ne yazmışım bir bakalım,
Biz Samimi Müslümanlar;
Başörtüsüne değil, onun siyaset ve ideoloji aracı yapılmasına karşıyızDemişim.

Siz Tam Tersi düşüncede olabilirsiniz kendinizi oturtacağınız yeri de Kabul edebilirsiniz.
Siz kendinizi oturttuğunuz bu noktada SAMİMİ MÜSLÜMAN olarak adledebilirsiniz
İşte Tam da burada bu noktayı Tartışıyoruz.
Niçin Alınıyorsunuz ki!!??


Doğal olarak; Belki Siz İmamı Azam Yolunda Olmayabilirsiniz.
Ben de diyorum ki
Bu durumda da siz de Eleştirilerinizi ortaya koyun.
Büyük İmamın eleştiri konusundaki düşüncelerini söyledim.
Eleştirin diyor.

Söylediklerimin Daha iyi anlaşılır olması için ana hatlarıyla İmamı Azam Ebu Hanife yi iyi bilmek gerekiyor. Mustafa Kemal Bunu Çok iyi anlamıştı ve gereğini yaptı.

Atatürk Din Alimi değildi, Asker ve Devlet adamlığı sorumluluğu için de Kuranı Türkçeye çevirti.
Bunu yaparken de Birçok zorluğa ve İthama maruz kaldı hala da kalmakta.(daha önce bahsettim)
Mustafa Kemal O günlerde Kuranı Türkçeye çevirtmemiş olsaydı.
Kuranı bilmediğimiz için böyle bir talabizmiz dahi olmayacaktı.(Bilmediğimiz konuda fikir üretemiyeceğimize göre)

Bu gün biz, HEPİMİZ, Kur'anı Türkçeye Çevirmek İstyen Alimleri daha en başından KAFİR İlan edecektik. Otur oturduğunyerde Kuran Türkçeye Çevrilemez deyip İşin içinden çıkacaktık.

Rivayetler ve İslamın Muazzez Peygamberine İsnat edilen Yalanları ve ÜRETİLECEK YENİ YALANLARI Din diye Kabul edip Emevilerin ve Osmanlının yaptığı gibi günümüz Siyasetçilerinin de işine geldiği gibi canları nasıl isterse Oradan oraya savrulacaktık.(Bütün bunlara rağmen bir kısmımız Hala savrulup duruyoruz)

Bu sebeple Çok çok ve çok kısa, Kısaca, İmamı azamı anlatırsak;
İslam dünyasının 'fıkıh yaratan mezheb'inin kurucusu olan, bugünkü Türkiye'de 'dokunulmaz, tartışılmaz kabul edilen İmamı Azam (ölm. 150/767), yaşadığı günlerde, 'dindışılık, 'dini tahrip etmek', 'Peygamber'in sözlerine ve sünnetine kafa tutmak', 'Mürcie, Cehmiyye gibi sapık mezheplere mensup olmak', 'kafir' olmakla itham edilmiş hatta 'Yahudilik', 'müşriklik' ve 'deccallık'la suçlanmıştır.
Konunu daha iyi anlaşılır olması için batının gözüyle İslamı anlatırsak.
Kilise babaları, Hz. Muhammed'e ilk günden beri deccal gözüyle bakmışlar, onu zındık, dinini de zındıklık olarak damgalamışlardır. Batı'nın en büyük şairlerinden biri sayılan İtalyan Dante, ünlü eseri İlahi Komedya'da, Hz. Muhammed'i, cehennemin en alt tabakalarında azap gören zındıklar arasında gösterir. Ünlü fizikçi Newton'a göre, Muhammed kelimesinin ebced hesabıyla rakam değeri 666'dır ve bu rakam, deccal kelimesinin rakamsal tutarının aynıdır.

Toparlarsak;
İslam'ı, hortlattığı Cahiliye şirk şuuraltıyla yozlaştıran Emeviler, İmamı Azam'a yönelttikleri ithamlar arasına 'deccal' ithamını da koydular. Bu ithamı öne çıkarırken yandaşları ulemayı kullandılar. Batılılar ve onlarla işbirliği yapan "müslüman" yaftalı hainler de Hz. Peygamber'in kader savaşı Bedir'e benzeyen savaşlarıyla Kelimei Şehadet'in esir edilmesini engelleyen Gazi Mustafa Kemal'e deccal dediler. Bugün, bu üç deccal ithamının üç temsilcisi, adeta bir teslis sistemiyle bir araya gelmiş, 'deccallerin ilki' saydıkları Hz. Muhammed'le sonuncusu saydıkları Mustafa Kemal'e savaş açmışlardır.

Tarihin diyalektiği 'Hz. Muhammed-İmamı Azam-Mustafa Kemal üçlüsü'nden, zulme karşı bir birlik çıkarmıştı. Kelimei Şehadet düşmanlarıyla 'müslüman' kimlikli hainler bu birliği, emperyalizme destek veren bir teslise dönüştürdüler.

Bugünkü İslam dünyasının ve Türkiye'nin kaderi bu teslisin yarattığı savaş mihverinde belirleniyor. Ya Kelimei Şehadet Düşmanlarının emperyalist teslisi kazanacak yahut da Hazret-i Muhammed-İmamı Azam-Mustafa Kemal üçlüsünün antiemperyalist birliği.

Sonuç olarak;
Siyasetin içinde Türban Amaç değil Araç Olarak Kullanılıyor. Ben bunu Anlatmaya Çalıştım ve SAMİMİ Sözcüğünü de bu Temel Üzerine Oturttum..

Önceki Yazılarımda yazdığım gibi Yine Yazıyorum; Bakalım oralarda neler demişim, ve size SORMUŞUM


Bütün bu yazdıklarımdan sonra Şu soruyu kendimize çok rahatlıkla sorabiliriz.
Neden Cumhuriyetin İlk yıllarında Üniversiteye gidenlerin Kılık kıyafetine Kimse Karışmıyordu?

Allah Kadınlar için iki farklı din mi gönderdi?

En son ve Yeni sorum ise;
Ali Bardakoğlunun İstifaya zorlanması konusun da ne düşünüyorsunuz?
Buyurun düşünceleriniz yazın.

Fakat Lütfen Sitem etmeyin.

Bu mesaj waranko tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 13.11.2010 - 13:59

[antiqa]

Başörtüsü için konuştu, videosu ‘tık’ rekoru kırdı
Üniversiteli genç kız TV muhabirinin başörtü sorusuna verdiği yanıtlarla tıklanma rekoru kırdı

http://www.haberturk...ik-rekoru-kirdi