Bir sonbahar şarkısını dinlerken, İsmini anan dudaklarımı kanatıyorum. Gidişini yalnızlığımda demlerken, Yüreğini son kez " gözyaşlarımda " yakıyorum.
Karanlık duvarlar yoldaşım, Yalnızlığın arkadaşım oldu yokluğunda. Yaralarımı " günahlarınla " sarıp Sen diye taşlara sarıldım hasretin zindanında. Şimdi, yokluğun kanıyor başucumda. Sebebi nedir suskunluğunun ? Çaresi ölümüm müdür yokluğunun ? Kelimeleri ezip susma ne olur.
Bir yudum sevgiydi senden istediğim. Koca bir denizi ayak uçlarımı sermeni değil; Bir avuç gülüşünü istedim yaralarıma. Gökteki tüm yıldızları gözlerime çizmeni değil; Gözlerindeki ışığı diledim karanlıklarıma. Şimdi dudaklarıma kilit vurup Yamalı kalbimle kör yalnızlığına uzanıyorum.
Bu mesaj LaHesis tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 01.12.2006 - 17:46
kalemim bitti yitirdi şiirini şuur öldü kanımdaki mürekkep balığı solumdaki sise intihar etti intiharlar bir aşkı kaça katlayabilirdi ki ezik bir yürek yaşamak için geç bir zaman ölmek için ise erken
çok davullu bir senfoni sürçüyor dikiş tutmaz ayrılığımda kirpiğinden yapılma bir darağacına geceyi asıyorum yoksun bu yağmurlar ıslatmıyor beni bir durağa yaslanıyorum sensiz gidişinin en sessiz harfinden yırtılıyorum "gel" desen gelecektim oysa
kulaklarımdan bordo denizler dökülüyor şimdi herkes biraz sen biraz acı göğsümde bir vagon gizli sözler batıyor fırtınalar çıkıyor üstüme
şakağımda intihar acemisi bir şairin delilik provaları arkandan uluyan kapılardan söküyorum kokunu yokluğunu kokluyorum yokluğunu yokluyorum
çöz gözlerimi senden hadi ücranda yak bakışımı gözlerine bekçi sevdam dünden ve senden kalmayım
içine her düşen kendi keşfi sanıyor seni oysa sen melekleri bile kıskandıracak kadar kendinsin ve kendini acıtmak istiyorsun ama güller kendine batamaz bilmiyor musun "gel" mi diyorsun
herkes kendi gördüğüne bakar peki hayatın rüzgarında kime yelkeniz kıpırdamadan duramayız bir aşk boyu hadi en kanadığımız yerden susalım "gel" desen gelirdim "git" dedin ve gittin