Sevmek alışveriş gibi bir şey değilki. Bazen insanın kalsın almıyayım … bugün tokum deme şansı olmuyor . Çünkü aşkta ama , lakin , fakat , belki diye başlayan cümlelere yabancı kalınıyor…. Bir yerde yabancı kalmak , yabanıl kalmak çok zordur , üstelik bilirimde acısını… Ya yüreklere yabancı kalmak. Tanımadığın bir şehirde yürürken üstüne üstüne gelir ya binalar , ağaçlar hatta yerdeki bir ot… kuru bir dal … Üstüne üstüne gelir. Korkarsın ,ürkersin keşke dersin şu yollar bitse , şe binalar azıcık tanıdık gelse , yada tanıdık bir yüz bana rastgelse. Olmaz … hiçbir zaman olmaz. Sense zamanla alışırsın yeni şehirlere. Eskilerden kalanları verirsin bir eskiciye birde üstüne eskici sana para verir… Ahhh bir sorsa … Sen üstüne parada verirdin bu yabancılıktan kurtulmak için.. Ne olur yüreğimiz yabancı olmasın birbirimize. Kadehteki ruj izi gibi olmasın sevgimiz.Meyin özü kadehin içinde gizlidir. Hiç faydası yok kadehin dışındaki ruj izinin aşka. Bir vakitlik olmasın. Eylül geçtiğinde sen bavulunu toplayıpta taşınmayasın yüreğimden.
Belki bencilce , yada sadece kendimi düşünürce. Adı büyük aşk konmuş bendeyse aşkların adı ilahi. Yaşananlar kutsal …. Meyvaları tertemiz , kokusu mis … Peki ya sende…
Ben seni yabancı olamayacak kadar , yüreğinde bir mevsimlik kalmak istemeyecek kadar , yanında huysuz bir ihtiyar olana kadar kalmak istiyorum. Ben seni senden bile fazla sevecek kadar bağlanmak istiyorum. Ben seni sevmek istiyorum… Peki ya sen??
