156 replies to this topic

[kara]

anlayamıyorum ya... walla anlayamıyorum... hep yarı yolda bırakılmak zorundamıyım ben ya... ben birileir için bişiyler yapmak için can atarken neden kimse benim için bişiyler yapmıyor ya...

öleyim ben en iyisi... bu daha hayırlı olur etraf için sanırım...

of ya... of ya...

walla çok kırıldım... fırtınalar kopuyor içimde şu anda... yazık ya walla yazık...

dank etti ama kimse için bişiy yapmıycam bir daha...
(bunu diyen ben miyim... yine duramam ve bu satırları tekrarlarım eminim...)

allahım ya neden ben ya...

[kara]

acayip bişiy oldum ben kara ya... bi tuhafım bu gece... kimseye bağırıp çağırmadan atlatsam bari die geçiriyorum içimden....

alla alla... tuhaf... bu gün kendimi tanıyamıyorum...

[kara]

yazmak istiyorum içindekileri dökmek istiyorum... insanlar neden bu kadar aptallar anlayamıyorum...

ofis kapısının üzerinde ismim yazdığı halde hiiiiiiiiiç alakasız olan birini sizmisiniz die bana sorabilen insanlara çok şaşaıryorum...

yeter ama ya... 1 deil 2 deil...

biri daha sorarsa tekme tokat giricem diyorum... şaşkın şaşkın bakıyorum suratlarına... ne bu ya...

karadannot: aslında derdim başka... bu bahanem olsun...

[kara]

gel desem... sana gerçekten içten, yürekten gel diyebilsem... o lanet şehirde yaşamaya devam edecek misin?! yoksa heyecanla, hevesle yine hayatımı mahvetmeye gelecek misin?!

hadi gel... mahvedeceksen hayatımı yinede gel... tut şu yüreciğimin ucundan al götür cehenneme... göz yaşı ol süzül yanağımdan... ağlat yine beni eskisi gibi...
yeter değil mi bu kadar gülümsediğim...

hadi ya... hadi gelsene... bak gel dedim... içten yürekten dedim... bırak şu lanet şehrini de gel... zindan et gündüzlerimi bana... gecemde huzursuzluk ol... yatağımda döneyim uyuyamayım sabahlara kadar...

sinirlenip duvarları yumruklayayım gel...
gel kon, eskiden konduğun gibi avucum içine... saklayayım en gizli düşlerimde seni... sevdiğimi parçalarda ağlayayım gel... sigaramın tadi ol... hatta sarhoş et beni...

aşk!!! gel hadi şu lanet şehirden... özledim... gel mahvet hayatımı...

Edited by kara, 16.08.2006 - 20:15.

[kara]

ağlamak geldi içimden, ağlıyorum...

yine o parça allah kahretsin...

Edited by kara, 16.08.2006 - 21:40.

[kara]

...ayışığı...

[kara]

karanlıklardan geliyorum... çok yakında bir yerdeyim artık... henüz gri olmama rağmen beyazıda göreceğim bi gün biliyorum...

umut olmaya, gülücük dağıtmaya, ışık saçmaya geliyorum bu sefer...

hep bi düşüncem vardı... beni derdim sevdiklerime beyazlarla uğurlayın giderken sonsuzluğa... güzel yaşadı gülümsedi hep... bunu diyebilmeleri için de artık benim gülümsemem gerek...

biliyorum beyaza az kaldı... gülümseyin hayat ne olursa olsun yaşamaya değer... an dan zevk alın...

[kara]

söylemek istediklerimi söyleyemediğim günün akşamında neden söylemedin çırpınışlarındaydı kalbim... geceme ayın, sigarama rüzgarın ortak olduğu o gecede aldım haberini..

gidiyormuşsun...

bunu bu kadar kolay nasıl söyleyebildiğine şaştım önce... hiç bir şey diyemedim... her zaman olduğu gibi. sanki nutkum tutuluyordu karşında... karabasanlar elimi ayağımı bağlıyor, içimden gitme derken o kelime dudaklarımda ses olamıyordu...
keşke gitme diyebilseydim o gece sana...

diyemedim.
aslında her gece provasını yapıyordum sana söylemek istediğim şeylerin. nedense karşına geldiğimde bir şey, ne olduğunu bilmediğim bir şey engelliyordu beni...

cevap veremememin üzerine sessizce kapattın telefonu... bense yığıldım olduğum yere sanki üstüme altından kalkılması mümkün olmayan yükler yüklenmişti...

sonra geceyi yırtarcasına bağırdım "GİTME!"...

ama artık çok geçti...

sigarama rüzgarın ortak olduğu o gecede aldım haberini.. gidiyormuşsun...

karadannot: blogumdan

[kara]

tedirginim... hazırlıksızım...

fırtına öncesi sessizlik bu...

korkuyorum...

başıma gelecek yeni ve kötü birşeyler var hissediyorum...

çok korkuyorum...

[kara]

Edited by kara, 29.08.2006 - 10:43.

[kara]

karanlıklar içinden ayışığı süzülürken odama... ,
rüzgar eserken deli deli her zaman ki sakinliğini bırkarak... üşüdüğümü hissettim... bir mum yakıp açık olan penceremin önüne koydum... rüzgar perdemi havalandırıken, mum ışığındaki dansını izledim...

keşke alev alsaydı o perde... keşke yansaydı ellerim... keşke ağlasaydım...

bi heykel gibi izledim öylece... sadece izledim...

ayışığından nefret etmek istiyorum...

[kara]

vakit tamam seni terk ediyorum...

[Bulutsuzluk]

vakit tamam seni terk ediyorum...

Bütün alışkanlıklardan öteye,yorumsuz bir hayatı seçiyorum diye devam etseydin. Ve sonuna ekleseydin birden bir yıldız kayar gibi.

Dostlarla birlikte Ahmet Kaya dinlemek vardı şimdi.

En kötüsü ne yazık ki demek. Ne yazık ki.

Saygılar özümüzdeki yabancılara.

[kara]

karanlık çökerken ve şehrin ışıkları ilerleyen saate yenilip tek tek sönerken, ben görevimin başında yıldızlara arkadaşlık ediyorum... odamın canımda yaktığım mumla...

rüzgar yok nedense bu gece... hani bi tabir vardır "yaprak kıpırdamıyor"... sıcakta değil, soğukta... garip bir sakinlik... alışmış artık kulaklarım yadırgamıyor sessizliği...

bentonarmelerin arasından görmeye çalıştığım gökyüzüm, şehrimi saran karanlığım ve hep benimle olan yalnızlğım...

yadırgamıyorum... alıştım sizlere...

[kara]

avcumun içinden tek tek bıraktım kelebeklerimi... özgürlüklerine mi bıraktım yoksa tutsaklıklarına mı bilemedim... yalnız hissediyorum artık kendimi...
boğazımda düğümlenen bi cümle... bi çıksa çok şeyi değiştireceğini bilmemin verdiği tedirginlik... ya herşey şu andakinden çok çok iyi olacak... ya da tam tersi berbat... kararsız, sıkkın bi ifade taşıyorum üzerimde...

aklımı karıştıran ve cevapsız tek cümle... şimdi ne yapacağım?!

[Sphagetti]

Sana karşı öfke duymuyorum, kırgın değilim, kızgın değilim... Çünkü sen zaten yokmuşsun. Asıl kızılacak kişi benim... Küçücük bir toz tanesini bir mücevher sanmışım. Senin ihanetin bana koymadı...Beni kahreden, beni yok eden, beni bin pişman eden tek şey.. Bir aşk yaratmış tek başına yaşamışım. Sen zaten yokmuşsun ki... Senin neyine yanayım?

[Sphagetti]

Nasıl olsa biterdi bu aşk. Ama unutulmaz bir hatıra, gençliğin en güzel anısı olarak kalsaydı. Sen hiçbir şeyin değerini bilmedin. Kökün çürük, yaprağın kül, meyven zehirmiş. Ben seni aşkın yerine koymuş aldanmışım. Kabahat sende değil, ben insan tanımamışım...

[kara]

herşey yerli yerinde... kitaplarım, cdlerim, disketlerim, kalemlerim... bi kağıtlarım yok ortada... yazacak şeyim olmadığından mı , yoksa yazdıklarımı tekrar okumamam için midir nedir kaldırmışım bir yerlere...
sanki uzun bi tatilin dönüşünde gibiyim... bana zehir olmuş bir tatil... dinlence yerine daha yoğun, daha içinden çıkılmaz olaylardan kopupta gelmiş gibiyim... evime yabancı, odama hepten yabancı... halbuki saatler önce ayrılmıştım bu yerden... neden yabancıyım peki... ne beni bu kadar değiştiren... sen misin?!

taşlar yerlerine oturuyor... sanki görünmez bir el benim yerime dama tablasında taşları yerleştiriyor... /..... .. ....... .....!!!/

Edited by kara, 06.10.2006 - 15:01.

[kara]

Zor anlar geçiriyorum… krize girmiş bi uyuşturucu bağımlısı gibiyim… çatacak yer aramaktan çok; kaçacak, saklanacak yer arıyorum… masanın altına girsem yeterince saklanmış olur muyum acaba… yoksa eskiden yaptığım gibi çekip gitmelere mi yeltensem… bulutlar yeterince saklayabilirler mi beni… gecede kara olmaya başlayacakmışım gibi bir his var… yarım bıraktım ya karalık görevimi çağırıyor işte gece ısrarla… bayadır haşır neşir olamıyordum odamdaki mumlarımla, sigaramı onların eşliğinde içemiyordum… özlemiştir sigaramın dumanını güzel mumlarım… onlar özlem giderirken bende düşünürüm;

Biraz kendimi mi dinlemeliyim… yapmamam ve yapmam gereken şeylerin ayırdına varabilmek için… susmalı mıyım, yoksa avazım çıktığı kadar bağırmalı mıyım gözümün önünden akıp giden satırların hatırına… dikkat çekecek şeyler mi yapmalıyım, yoksa kalabalığa karışıp kayıp mı olmalıyım…

Yok mu saymalıyım… hiç yapılmadı gibi mi düşünmeliyim… kaldığım yerden devam mı etmeliyim…


kara... (hatta giz)

Edited by kara, 12.10.2006 - 14:40.

[kara]

her an 1000 kere öleceğine, 1 ker öl... ve kurtul...