bu konuya 202 yanıt verildi

[L1Square]

Bende bu derste hiç namaz kılmadım yada zorla namaz kıldırılmaya çalışılmadım..

Dua ezberledim bir kaç tane ne yalan söyliim..Ama öğretmenimiz bunları bize ev ödevi olarak vermişti..Öğrenci olarak,yapmam gerekeni yaptım ve ev ödevimi yaptım..

Ama şu an bildiğim tüm duaları kendim isteyerek öğrendim,ezberledim..Din dersinle veya öğretmenlerimle kesinlikle alakası yoktu bunun...

Kısacası diyeceğim şu,bence din dersi zorunlu olsun..Diğer zorunlu olan dersler gibi..İçinden geliyorsa ve bu dersi seviyorsan,faydalarından ve öğretilmek istenilen şeylerinden yararlanabilirsin..Ha yok sevmiyorsan,başka bi dine mensupsan,inançların farklıysa sadece ezber yap yada ne bileyim kopya falan çek,kurtul bu dersten..Tıpkı benim yaptığım gibi...Mat. ve tarih dersini hiç sevmedim,hiç bir zaman içimden gelerek,seve seve girmedim o derslere..Kopya ile ezber ile kurtuldum bundan..

[Sphagetti]

Din dersi zorunlu olsun bence de.. öğretmenlerin bize zorla namaz kıldırdıklarını hatırlamıyorum bende.. üsttekinin dediği gibi eğer dua ezberlettirdiyse ev ödevi olarak verdi bu zaten ev ödevi bunu yapmamız zorunluu..

[shy]

Tek bir soru sorup kaçayım.
Şimdi dersi seçmeli yaptık.Seçmeyi kime yaptırıyoruz?Öğrenciye mi veli ye mi...
İlköğretimden bahsediyorum hani mini birler çalışkan ikiler dönemi
Şimdi veli derseniz izninizle bir soru daha sorup kaçacağım da

[dokuzharf]

İslamın "gerçek" bilginlerinden bilgi almadıkça, aldığımız din bilgisinden bir cacık olmaz.

"gerçek" bilginlerinden bilgi almadıkça aldığımız din bilgisinden cacık olmaz , hatta birşeye yaramaz diye katıldım varsay sana. peki biz "gerçek" din bilginlerinden bu eğitimi alsak bu seferde denmeyecek mi " hacı hocalar çocukların beyinlerini yıkıyor , şeriat yavaş yavaş ülkeye sokulmaya başlanıyor" ?



drizzt ; haklısın bu konuda bir daha yorum yapma. çamur atmaktan başka birşey yapmıyorsun çünkü.

[Melih]

Gerçek din bilginlerine hacı hoca gözüyle bakmıyorum ben. Kimin ne düşündüğü de umrumda olmaz o zaman.

[L1Square]

Aklıma bir soru geldi şimdi..Kimdir gerçek din bilginleri

Kimdir gerçek doktor? Kimdir gerçek öğretmen,polis vs.....

[dokuzharf]

Melih ; aynı gözle bakıyoruz. Ben ülkede din eğitimine bile göz dikmişlerin düşüncelerinden bahsediyorum.

[kÜnéfé]

ya arkadaşlar kesin artık şu saçma mohabbetti ne oldu çözüme ulaştınız mı hakaret edecekseniz öm var kavga edecekseniz dışarısı var
din dersi seçmeli olsa dahi bütün herkes onu seçer merak etmeyin çünkü kolay bi ders hanginizin din dersi 3 ki
bırakın yok şu yok bu din dersi olmasa laiklik kavramı unutmayalım ki ilerde karıştırılır

[glaran]

bakın!
din derslerinin seçmeli olması neye neden olur biliyor musunuz?
kadrolaşmış dincilerin, dinsizleri ayırmasına ve onları da nasıl karşı görüşlüleri,aydın kesimleri, Kemalistleri; sürüyolar, görevlerinden alıyorlar, olmadı bombalarla susturuyorlarsa aynıları olacaktır.
ağaç yaşken eğilir ya ondan!!!

[ArGuS]

bakın!
din derslerinin seçmeli olması neye neden olur biliyor musunuz?
kadrolaşmış dincilerin, dinsizleri ayırmasına ve onları da nasıl karşı görüşlüleri,aydın kesimleri, Kemalistleri; sürüyolar, görevlerinden alıyorlar, olmadı bombalarla susturuyorlarsa aynıları olacaktır.
ağaç yaşken eğilir ya ondan!!!

ilginç bir yorum

[dokuzharf]

kadrolaşmış dincilerin, dinsizleri ayırmasına ve onları da nasıl karşı görüşlüleri,aydın kesimleri, Kemalistleri; sürüyolar, görevlerinden alıyorlar, olmadı bombalarla susturuyorlarsa aynıları olacaktır.

Kemalist ?
Buraya kadar geldi ya bu tartışma , helal olsun.
Din dersi alanlar aydın kesimleri , kemalistleri sürecek ve eziyet edecekler.
bak ben sevdim bu işi , tiz zamanda din dersleri çoğaltıla ve kemalistler yurttan atıla

[glaran]

her zaman ucu dokunmuştur bir yerlere dokuz.
özellikle de böyle ufak tefek şeylerle kaşınmaya çalışılmıştır?
(yorum paranoyakça biliyorum,ancak bu raddeye gelmiş durumdayım.)

[L1Square]

Yine Gündemde

Danıştay’ın, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin mevcut haliyle hukuka aykırı olduğuna yönelik kararına, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu tepki gösterdi. Bardakoğlu, “AİHM’in vermiş olduğu yanlış kararın gölgesi gibi bir karar verilmiştir” dedi.

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin zorunlu olarak okutulmasında zaruret olduğunu belirten Bardakoğlu, alınan yargı kararının AİHM’in kararındaki yanlışlıkları daha ciddi boyutta devam ettirdiğini öne sürdü.

Bardakoğlu, 2008 yılı hac organizasyonu konusunda bilgi vermek amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığının Konferans Salonu’nda basın toplantısı düzenledi. Bardakoğlu, toplantının sonunda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, Danıştay 8. Dairesinin, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine ilişkin kararıyla ilgili sorusu üzerine Bardakoğlu çocukların din hakkında cahil kalmasının birçok yanlışlığı da beraberinde getireceğine dikkati çekti.

AİHM KARARININ GÖLGESİ GİBİ DURUYOR
Dava devam ederken yargı sürecini etkilememek adına tartışmanın doğru olmadığını, ancak karar çıktından sonra kamuoyunun yorum yapabileceğini ifade eden Bardakoğlu, “Bu son karar da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) aldığı kararın adeta Türkiye’ye uyarlaması ve onun gölgesi gibi duruyor. Onun içindir ki AİHM’in kararındaki yanlışlıkları daha ciddi boyutta devam ettiriyor” diye konuştu.

Bir din hakkında bilgi vermenin o dinin eğitimini vermek anlamına gelmediğini belirten Bardakoğlu, İslam’ın ahlak prensiplerinin, inanç esaslarının, bir meşrebin ve mezhebin öğretisi olarak görülemeyeceğini kaydetti. İslam’ın ortak paydasının, ortak bilgisinin bir mezhebe ait olarak görülmesinin büyük bir yanlış olduğunu ifade eden Bardakoğlu, şöyle dedi:

YARGI DİYANETTEN GÖRÜŞ ALMADI
“Yargının da neyin din olduğu, neyin din olmadığı hakkında karar vermesinin hangi bilimsel veriye dayandığı, hangi üniversite görüşüne, hangi rapora dayandığı konusunda ciddi kuşkularım var. Türkiye’de bir din eğitimi nasıl verilir, öğretimi nasıl yapılır, hangi bilgi İslam dininin orta bilgisidir, hangi bilgi İslam dininin içinde kalan bir mezhebin, grubun bilgisidir, bu konuda herhalde en yetkili kurum Diyanet İşleri Başkanlığı olmalıdır. Neyin İslam dininin ortak bilgisidir, neyin de İslam dininin tarihi ve mezhebi bilgisidir bunu en iyi bilen Diyanet İşleri Başkanlığı olmalıdır. Ben, bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığından görüş alındığını bilmiyorum. İlahiyat fakülteleri ülkemizin bağımsız bilim yuvalarıdır. Onlardan da bu konuda bir görüş alındığını zannetmiyorum.

Gönül isterdi ki, AİHM bağlamında söylüyorum; Türkiye zaten aynı yanlışlığı katlayarak devam ettiren gölgesidir, yargıçlar kişisel kanaatlerine, ön yargılarına, kişisel tercihlerine göre değil, konuyu bilim zemininde ve o dinin bilgi metodolojisine göre inceleyip karar versin. AİHM, adeta bir ilahiyat uzmanı gibi, ama bilgisizce bu konularda çok rahat karar vermekle kendini yükümlü ve yetkili görmektedir. Bana göre burada ciddi bir yanlışlık var.”


‘DEVLET GÖZETİMİ ALTINDA DİN EÐİTİMİ VERİLMELİ’Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin bir din eğitimi dersi olmaması gerektiği görüşünü dile getiren Bardakoğlu, çocukların din eğitiminin daha farklı usullerde karşılanması gerektiğini söyledi. Bardakoğlu, “Büyüklerin kendi isteğine, küçüklerin ebeveynlerinin talebine bağlı olarak, çocuklara devlet gözetimi altında din eğitim vermek hepimizin borcudur. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi bir din bilgisi, din kültürü bilgisi, ahlak bilgisi dersi olmalıdır. Uygulamada bazı yanlışlar olabilse de onlar düzeltilir. Uygulamada 3-5 münferit yanlış var diye din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin zorunlu olmasına karşı çıkmak 3-5 hasta yanlış tedavi edildi diye bir hastaneyi kapatmaya benzer. Yanlışlıkla mücadele etmek, doğruyu yapmak, doğru tedaviyi yapmak varken hastaneyi kapatmak hiç kimsenin aklına gelmemelidir. Aynı şekilde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin uygulamasında yanlışlıklar varsa bunlar düzeltilir” dedi.

ALEVİLİÐİN, İMAM HATİP MÜFREDATINDA YER ALMASI ÇOK TABİİ
Aleviliğin imam hatip liselerinin müfredatında yer alacağı konusundaki haberlerin hatırlatılması üzerine Bardakoğlu, Aleviliğin, İslam’ın öz zenginliği olduğunu, İslam’ın dışında bir din ve inanç olarak görülemeyeceğini söyledi. “Aleviliği İslam dışı gösteren her türlü çaba hem İslam’ı bilmemektir, hem de aleviliğe saygısızlıktır” diyen Bardakoğlu, Allah inancı,Hz. Muhammed, Kur’an-ı Kerim, Ehl-i Beyt sevgisi, ve Hz. Ali olmadan Alevilik olamayacağını belirtti.


http://www.ntvmsnbc....news/438210.asp

[lasrocas]

Farklı yazarlarca kaleme alınmış söz konusu kitaplara baktığımızda, din kültürü adına sergilenen tek yanlı yaklaşım tüm yalınlığı ile gözler önüne seriliyor. Dünyanın öbür ucunda, pasifik okyanusu kıyılarında yaşayan toplulukların inançlarına ilişkin olarak verilen bilgileri okuduğunuzda; “ne güzel!’ diyorsunuz; “çocuklarımız yeryüzünün farklı kültürlerini, inançlarını öğreniyor.” Kitaplar birbirine benzer bir kurguyla önce animist, çok tanrılı inançları ele alıyor. Konfüçyus dini, Taoizm, Budizm ve Hinduizm’den sonra, “üç semavi din”in anlatımına geliyor sıra. Önce Musevilik, sonra Hıristiyanlık. Ancak bu inançlara ilişkin bilgilerin salt İslami bir bakış ile verildiği, dahası İslami algılamanın sonucu varolmuş geleneksel polemiklerin iştahla sürdürüldüğü görülüyor. Örneğin Mustafa Ünal’ın yazdığı Lise Birinci Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi adlı ders kitabında, İsa’nın Havarilerinin, Kuran’ın Al-i İmran Suresi 52. ayetinden aktarılarak “bizler Müslümanlarız” (3) dediği belirtiliyor!

Bir de şu ifadeye bakın: “İslam inancına göre Hz. İsa öldürülmemiştir. Öldürülen kişi, Hz. İsa’ya ihanet eden havaridir.” Sormak lazım, böyle bir polemiğe girmenin çocuklara ne gibi bir faydası olacak? Eğer Hıristiyanlar böyle kabul ediyorsa, din kültürü dersi çerçevesinde bu şekilde inanıldığına dair bir ifade ile vermek gerekmez mi? Dinsel polemiklerin yeri çocuklar için hazırlanmış ders kitapları mı? Yapılması gereken, Hıristiyan teolojisinin kabul ettiği inanç esaslarını nesnel ve yorumsuz bir dille aktarmak olmalı. Musevilik ve Hıristiyanlığın aslını koruyamadığı ve “bozulduğu” belirtilen kitapta, İslami dogmaların tek gerçekmiş gibi verilmesinin, “Allah katında geçerli din, bundan böyle sadece İslam’dır” ifadesini öğrencilere belletmeye çalışmanın laik bir yaklaşım olduğunu söyleyebilir miyiz

Din kültürü ve ahlak bilgisi ders kitaplarında yer verilen İslam dinine ilişkin bilgiler ise sadece Sünni İslam’ın kabulleriyle sınırlı! Namaz ve hac gibi ibadetlere dair ayrıntılar sayfalar boyu anlatılırken, Afrika’dan Afganistan’a uzanan geniş İslam coğrafyasında yüz milyonlarca insanın benimsediği şia Müslümanlığına ve Anadolu’da, Balkanlar’da hayat bulmuş Alevi İslam inancına dair tek bir satır bulabilmek mümkün değil.

Oysa, tek tip vatandaş anlayışının son bulması, farklı inançların nesnel bir dille anlatılması, Alevi İslam inancına dair bilgilerin de demokratik bir yaklaşım ile ele alınıp öğrencilere aktarılmasından geçiyor. Yoksa yaşanan sıkıntıların son bulması mümkün değil. Okullarda bu minval üzere yetişen öğrenciler, iş hayatında da inanç kimliklerini saklamak zorunda kalarak yaşamayı, tıpkı anne ve babaları gibi daha uzun yıllar sürdürmek zorunda kalacaklar.
O halde şu soruyu toplum olarak kendimize zormalıyız, bu önyargıyı gidermek için ne yapıyoruz. Alevi İslam inancının da Sünni İslam ve diğer inançlar gibi eşit, saygıdeğer olduğunu çocuklarımıza öğretebilmek için ne yapıyoruz? Aleviler tek tek arkadaşlarına, dostlarına “mum söndü” diye bir şeyin olmadığını anlatmaya çalışırken devlet ne yapıyor? Çoğulcu bir toplum, demokratik ve laik bir Türkiye için ülke çocuklarını nasıl bir yaklaşımla bilgilendiriyor?

Din kültürü ve ahlak bilgisi ders kitaplarında, Sünni İslam ibadetinin en önemli konusu namaz, detaylı biçimde anlatılmakta, namazın nasıl kılınacağı şekil ve resimlerle gösterilmektedir. Alevi İslam inancına göre ise namaz, Kuran’da salat kelimesi ile yer almakta ve nasıl kılınacağı belirtilmemektedir. Aleviler Ayin-i Cem adı verilen ibadetlerinde namaz kılarlar ancak bu namaz Sünnilerin namazından farklıdır ve bir daire etrafında “cemal cemale” yani yüzyüze kılınır. hangisinin doğru olduğu tartışması teolojik ve sonu gelmez bir ihtilaftır. İşimiz bu tartışmalara girip inanç alanında “gerçeğin” peşine düşmek değil. Kim nasıl kabul ediyorsa öylece Tanrı’ya ibadet edebilmeli.


Din derslerine ilişkin müfredat laik ve seküler bir bakışla yeniden kaleme alınmalı. Herhangi bir inancı, diğerinin bakış açısıyla yargılamayan, küçümsemeye kalkışmayan çoğulcu bir yaklaşım, aynı sıralarda ders gören farklı mezheplere ya da farklı dinlere mensup çocuklarımızın “farklılıklarıyla” kardeşlik duyguları içerisinde birarada yaşamayı öğrenebilmelerini de sağlayamaya çalışmalıyız.

alıntıdır..

[L1Square]

Bu yazıyı yazanın hangi mezhepten olduğunu anlamamak için eşek olmalı galiba insan.

[lasrocas]

hangi mezhebe ait olması doğruluk payını degiştirmez..

ki yazar aleviligi koyun sunniligi çıkarın dememiş..namazı kaldırın cemi koyun dememiş..madem Din biligisi konu ozaman tüm din ve mezhepleri aynı açıdan yaklşın demiş...

ben din dersinde hiç şafilikten caferilikten bahsedildiğini görmedim..bu mezhepleri doğuda kaldığımız zaman gördük...
buarada şafiler sünnet kılmaz..ozaman peygambere inanmıyor diyebilirmiyiz..kan abdesti bozmaz kadın eli bozar bunlar yobazmı.kedi köpek haramdır ozaman bunlar hayvansever değildir diyebilirmiyiz...

ortak payide Yaradan,onada ulaşan yollar farklı olabilir...

Bu mesaj lasrocas tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 07.03.2008 - 14:24

[L1Square]

Objektifliğini etkiler..

[lasrocas]

Sunni biri yazsaydı yada bir hirstyan ne değişcekti...ozaman objektifmi olcaktı ki yazar gayet objektif bakmış...