

zilli
#161
Posted 04.01.2006 - 11:53
ps. -...... sana bisey diycem, benim agzim cok yaniyor...
-Bir cimdik kac gramdi acaba...
#162
Posted 04.01.2006 - 12:07
ps. Mami bana eskiden bos islerle ugrasiyorsun derdi. Hayatin anlami sonsuz bosluk derdim. Bugun bana hayat bos dedi. Cozemedin gitti olayi dedim. Sanirim o da bir maske yapmali kendine.
#163
Posted 04.01.2006 - 12:13
gitti -canım cok istedi-bende raporlarla uğraşıcam biraz dedim
ve msn'i kapattim.
Ondan sonra ne olduysa mailimi actigim an oldu. Tez danismanim mosyo zehir zemberek bir mail atmis bana. Turk filmlerindeki gibi ayaga kalktim, kendimi yataga attim. Aglamaya basladim ve gece 23.15 oldu, sustum.
Bu sure zarfinda aklimdan gecenler:
. Mahvoldum ve bitti hersey. (arabesk)
. Kendimi cok aptal hissediyorum. (psycho)
. Bir sene daha ayni seyi yapmak istemiyorum. (futurolog)
. Kimse beni sevmesin. Ben buna degmiyorum. ( marketing)
. Web sayfami kapatacagim. En azindan veda cumlesi yazayim. (sorumlu)
. Lenslerim gozume yapisti ve cok aciyor. (realist)
Neyse suan biraz daha hayata yaklasmis hissediyorum. Simdi mailimi acicam ve o okuz herife ben bir mail yazicam. Doktugum gozyaslarinin hesabini verecek!
#164
Posted 04.01.2006 - 16:26
Buraya ilk geldigim zamanlarda bir gece, gereksiz konmus virguller gibi yolda yururken bir anligina durup kendimi bir kartpostalin icinde gordugumu hatirliyorum. Artik eve donmeden turistik magazadan secilecek -icinde bizzat bulunulmus- sehir goruntusu, -bir kadinin elinde, diger elinde bozuk para.
İste o goruntudeydim ben. Gece isiklarinin aydinlattigi sari meydan, surada bir Opera binasi, surada uc-guzeller heykeli, karsisinda sira sira cafeler, geride fiskiyeli bir havuz, etraf agaclarla cevrili, renkler, flu ve net insanciklar. Bir kadin cocuguna egilmis, bir bisikletli, mutlu gozuken bir grup genc. İste sol alttaki de bendim. Bir sonsuzluk aninda, o noktaya denk gelmis, ben. Gokyuzunden fiskiran beyaz isikla sonsuz bir-anligina aydinlanmistim, kalbim carpmiyordu. Basladi ve bitti. (zaman entegralinin goreceligine inaniyorum). Mucizeydi, disariya belli etmedim.
Simdi ayni yollardan yuruken gulumsuyorum. Yeni yollar da ogrendim; kokler kadar dallar da onemli dese eskiler, yeridir.
#165
Posted 04.01.2006 - 17:58
Mekan: yatak
Aksiyonlar: uyu, uyan, cornflakes, kahve, sigara, hurriyet pazar, birkac blog, birkac foto, cok yorul, dinlen, yetmez, iki saat daha uyu, uyan, peynirli tost, kola, sigara, cakmak havada benden ona-ondan bana, sakin kalkma, yorul, biraz daha mi uyku, yok artik, kahve icmeye cikalim mi, cok zor, uyanmis gibi hissetmiyorum.
Cozum: 1000 mg alceran C vitamini. speed etkisi. ama bitmis, pazar no eczane today.
Alternatif: motivasyona bagli cukulatali pasta girisimi ve star wars gecesi.
#166
Posted 04.01.2006 - 18:08
Değişiklikler Kaydedildi...
#167
Posted 04.01.2006 - 18:19
#168
Posted 04.01.2006 - 18:43
daha yavaş atmalısın...
derin nefes almalısın...
yavaş...sakin...
alış buna...
alış o gözün sana uzaktan bakmasına...
sadece bakmasına...
-9-
#169
Posted 05.01.2006 - 11:22
utandıgındanalttabüzüşmüşnot: keşke azcık imla bilgim olsaydı....
#170
Posted 05.01.2006 - 11:56
Gecen Temmuz ayinin sonlarina dogru, siz ve ben, Detroit-Paris hattinda beraber uctuk. Geldigimi gordugunuzde ayagi kalkip bavulumu yukari koydunuz. Hem cok kibar, hem komik, hem de anlayisliydiniz. Plastik isinde calistiginizi soylediniz (babam gibi). Dort dil biliyordunuz, ve benim dogdugum sehri gezmistiniz.
Soyleyin bana, insan hayatinda boyle bir deneyimi kac kere yasar? Kac kere bir yabanciyi eski dostu gibi hisseder? Havalaninda, tuvaletin onunde beklediniz, bense hicbir sey demeden kactim. Neden mi? Cunku adinizi soylememistiniz ve ben sizin baska bir kadini beklediginizi sanmistim. Nerden bilebilirdim ki fransiz kulturune gore bir erkek, kadin sormadan kendini tanitmaz? Daha sonra sizi valizinizi beklerken gordum. Yalnizdiniz ve ben gelip ozur dileyebilirdim. Utancimdan yapamadim. Siz bir fransizi fransiz yapan seyin ozune sahipsiniz: kibarlik, sevecenlik ve sabir. Kaliforniyali bir kizin en muhtesem anisi...
Eger soz konusu gentlemen sizseniz, asagidaki sorulara ingilizce yanit verme kibarligini gosterin lutfen
1. Konustugunuz dort dil hangileri?
2. Dogdugum yer neresi?
3. Hangi sehirde yasiyorum?
Cevabi yandaki adrese gonderebilirsiniz: xxx@xxxx.
................
Evet, 2 Ocak 2006 tarihli Liberation gazetesinin anonslar kisminda mot-a-mot cevirisiyle bu mesaj vardi. Cok hosuma gitti, ask, entrika, gizem...Ama o kizcagiza ben mail atmak istiyorum: Miss, peki 6 aydir akliniz neredeydi? Tamam, insan bazen kaderini kendisi cizer, ama bu kadar da gec kalinmaz ki.
Romantik, cok romantik. (Husniye Teyze olsa soyle derdi: Ehh benim kucuk kizim, o kadar ariyorsun da aklini basina devsirip dusun bir...Ya o adam sapiksa?) [Not: Onun icin kendi kocasi, oglu, babam ve kapici disindaki her erkek potansiyel sapiktir da.]
Neyse, butun bunlar bir yana, ben o Kaliforniyali kadina bol sans diliyorum. Belki de adam gercekten gorur anonsu. Belki bir cafe'de bulusurlar. Kadin bir sutlu espresso soyler, adam bir bira. Ilk on dakika biraz susar, sonra cokca konusurlar. Adam "cilginsin sen" der. (Ki kadinlar bu iltifata bayilir, cilginim ayni zamanda ayaklarim yere basar imajini vermek icin de...) olgun olgun gulumser. Sonra cafe'den kalkarlar. Biraz yururler. Cekimin siddetine gore, "hem de boyle bir mucize basimiza gelmisken", birbirlerinden ayrilamayip -artik kimin evi yakinsa- "yukari cikmak ister misin" sorusunu sorarlar. Belki sonra cocuklari olur, evlenirler, bosanirlar. Orasini bilmem. Bu kadarla yetinirim.
"Itiraf et, iki-uc ay sonra mail atip, ne oldu adam ortaya cikti mi diye soracaksin"
#171
Posted 05.01.2006 - 12:20
#172
Posted 07.01.2006 - 15:13
#173
Posted 07.01.2006 - 18:48
12 aralık16:30 gibi izmir narlıdere istihkam okuluna teslim oldum.
ilk günler bayağı yoruluyordum, hatta sabahın köründe kalktığımda bir önceki günün yorgunluğunu üzerimden atamıyordum birde bunun üstüne havanın soğuk olması eklenince...
söylemeye utanıyorum ama havalar çok soğuktu sanki eskişehir, ankaradaydım.
izmirle narlıdere arsında ki sıcaklık farkının bu kadar çok olacağını nerden bilebilirdim.
yalnız bulunduğum yerin manzarası süper. bir taraf deniz bir taraf ormanlık şöle ifade edeyim konak halt etmiş yanında
özellikle ayaklarını uzatarak kahve ve sıgara keyfini daha önce hiç böyle tatmamıştım.
yinede manzara nekadar gzel olursa olsun kadınla tamamlamayınca bi boka benzemiyor

#174
Posted 07.01.2006 - 19:31
Uzun zamandan sonra.
Peki ya ait hissettiğin yerde misafir olmak artık?
Sanırım bu güzel değildi.
Şu köşeden dönsem, artık içine başkalarının
başka başka yaşamlarını sığdırdığı ev(i)
görsem demek ama o köşeden dönmeye
cesaret edememek... Sokağa çıktığında
döneceğin yerin artık orası olmadığını
fark etmek.
Sokaklarında yürümek, yürümek, yürümek
Her köşesinde başka bir anı/an ı görmek
Yine de bilmek,
artık onun parçası olmasan da
sen de ondan kalan bir sürü parça olduğunu
Çünkü orası bütün olduğun, öğrendiğin yer.
Bu yüzden hep, senin olacak olan yer.
Sonra, .... gitmek, Bu insanlar ın düğünümde
çalacağını bilmek, sevdiklerimi görmek şehirde
geriye kalan. Konuşmak, kikirdemek, alışveriş
manyağı olmak, dedikodu yapmak, yemek,içmek...
Arkadaşlık diye birşey olduğunu hatırlamak.
Yalnızlığını, ıssızlığını bir an için unutmak
Sadece bir an...
Sonra acı mak,duyduğu bir cümleyle
Yine de nedenini soramamak...
Belki de O'na olan sevgim O'nun sandığından
ya da bildiğinden çok olduğundan.
Sadece "dostlar" hanesinden hafifçe kaydırmak
"arkadaşlar" hanesine, yerine bir gün geri
dönmesini umarak
ve gülümsemek
içtenliğime inanarak.
Ama...En güzeli
dönmek
Ay'ın kollarında olacağımı
düşünerek.
#175
Posted 07.01.2006 - 19:39
*
Genel tavsiyeler: Bisikletler uce ayrilir: Dag bisikleti, yol bisikleti, tur bisikleti. Once hangisini istedigine karar ver, ergonomik olani secmek icin deneme surusu yap. Full suspansiyonlu alma, yorulursun. Ya on suspansiyonlu dag bisikleti al, ya da asfalt yolda uzun keyifli surusler icin kiz bisikleti. Yolun acik, vites grubun Shimono olsun.
*
Zilli tavsiyeleri: Forum, bisikletinde mutlaka zil olsun, bizim gibi kafasi mesgul insanlar icin hayati onem tasiyor. Vites olmasina gerek yok, maksat spor olsun. (Hemde sacma sapan teknik sorunlarla ugrasmak durumunda kalmazsin).İstersen hasir sepet taktir kucuk alisverisler icin. Bisiklete sakin cok para verme, -motive hissedersen kendini- acik renk al, istedigin renge boya, uzerini vernikle, piril piril parlasin. Mutlaka bir pompa ve bisiklet kilidi de al. Bisiklete binerken sakin uzun etek giyme, pedala dolaniyor, sakin kisa etek giyme, 'O'nu katil etme. Birbirine yakin iki arabanin arasindan gecerken, 'kesin gecerim' deme, perspektif bazen yaniltabiliyor. Kedilere, kuslara ve kucuk cocuklara ekstra dikkat et, hepsi ayni oranda suursuz.
#176
Posted 08.01.2006 - 21:07
#177
Posted 08.01.2006 - 21:09
çay lütfen...
#178
Posted 11.01.2006 - 16:24
Kim demiyorki bu cümleleri tadı kalmadı bayramların. irdeleyince aslında tadı kalmayan bayramlar deil belkide hala aynı tadı var onların ama dilimiz eskisi gibi deil alamadıgımız tad bizden deil bayramdan alamadıgın tadı görmek istersen cocuklarla takıl sor onlara bayramın tadını onlar sana söylecektir yada sölemeselerde göreceksin gözlerindeki tadı.....
iyi bayramlar..

#179
Posted 11.01.2006 - 17:08
mazaLLah koyun biterse,bayram sabahı "BANADA KOYUN,BANA DA KOYUN"diye bağırma
İyi bayramLar

Edited by aLpiKoT, 11.01.2006 - 17:09.
#180
Posted 12.01.2006 - 21:32
Gitgide hizlaniyor zaman. Uc tane evolution var : Biyolojik (mutasyon, dogal seleksiyon, adaptasyon..) Antropolojik (sehirlerin kurulmasi, kulturlerin yerlesimi), Teknolojik (dogada bulunmayan formlarin olusumu, cyber dunya). Zaman skalasina baktigimizda yasam icin 4 milyar yil saysak, hominid icin 6 milyon yil, insanlik icin 100 bin yil, evrim teorisinin teleskopik yonunu gormeye basliyoruz. Tarima, bilimsel ve endustriyel devrime bakinca sirasiyla, 10 bin, dortyuz ve 450 yil goruyoruz. O zaman burda akillara soyle bir soru geliyor: Hizlanan ne? Zaman mi, yoksa zamana orantili evrim mi?
Cevap ne olursa olsun, her evrim devrinde, bir sonrakine aktarilan zekanin, enerjinin ve kapasitenin ust uste binmesiyle, hiz degisiyor. Nereye kadar? Bazi fizikciler ve futurologlara gore neo-human'in olusumuna dek.
Ben cildirmak uzereyim. Zamanin hizi benim icin cok artmis durumda. Daha basit bir aciklama bulmak lazim. Cozum yok zaten.
Kronobiyologlar bitkiler ve hayvanlar uzerindeki calismalariyla kanitlanmislar ki, icimizdeki biyolojik saat Greenwich'e pek uymuyor. Biyofizisyenlere gore ''fizyolojik sure'' sivil yasimiza gore degisiyor. İcimizdeki saat her yasta farkli ritmle calistigi icin, ayni zaman skalasini kirk yasinda, yirmi yasinda hissettigimizin yari suresinde hissediyoruz.
Ben 20'li yaslarda zaman ipinin ucunu kacirmisim. 40 yasinda allah sonumu hayir etsin demek istiyorum.
Similar Topics
Topic | Forum | Started By | Stats | Last Post Info | |
---|---|---|---|---|---|
Nina Zilli Ft. Giuliano Palma - 50Mila / Mine Vaganti / Ferzan Özpetek |
Film Müziği Klipleri | shy |
|
![]()
|
|
Tatlı Dilli Vokaller / Zilli De Maşa Darbuka |
Yerli Videolar | shy |
|
![]()
|
|
Özgün / Zilli |
Yerli Videolar | DKNH |
|
![]()
|
|
Rezillik Dizboyu !!! |
İtirafname | Legislative |
|
![]()
|
|
Yıldız Tilbe Ve Canlı Yayında Yapılan Rezillik |
Reklamlar & TV´den Videolar | AtamÇepni |
|
![]()
|
1 user(s) are reading this topic
0 members, 1 guests, 0 anonymous users